yaklaşımlarÖzkan YıkıcıSuriye hallerinden Ekvator rüzgarına dünya sarsılırken – Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Suriye hallerinden Ekvator rüzgarına dünya sarsılırken – Özkan Yıkıcı

279 Takipçiler
Takip Et

Yeniçağ podcastını dinleyin

Elbet başta Suriye olmak üzere bölgemiz kaynıyor. Ayni ters orantıyla K. Kıbrısta da bilinsizlik teslimiyetinde hamaset korosu da şarkı söylüyor! Ancak, dünya yoğun Suriye konusuyla da sınırlı olamazdı. Bu yazımda bundan dolayı salt Suriye değil de Ekvatora da ulaşıp, ordaki halk başarısıyla da ters orantılı gidişi de yazmak istiyorum. İki ülke ile dünya buluşmasıyla, makaleleri aktarmaya başlıyorum.

*****

ABD ünlü siyasal düşünür ve sistemin stratejisyenlerinden Brezniski, özellikle Ortadoğu boyutunda şu basit analizi braktı: “Ortadoğu bir satranç oyunudur*  Satranç bilmeyen bu oyunu oynayamaz” diye özetledi.Buna benzer birçok başka söz de denildi. Seksenler sonunda Ortadoğu projesi geliştirilirken, bazı Alman ve Fransız siyasi bilimciler de “Ortadoğu bir kaygan zemindir; girmesi kolaydır. Kolayca girip hemen bataklığa doğru kayıp sonuçta nerede duracağınız da belli değil”  diye uyardılar. Böylesi Ortadoğu öngörülerle yaşanan ve kanıtlanan Ortadoğu gerçeği vardır. K. Kıbrısta ise özellikle resmi siyasetciler ve onlara hizmetle “uzman” olan akademisyenler ise ellerinde tavla zarıyla satrançta vezir oyunu yapmaya çalışır konumdadır. Saakın, benim saçmaladığımı sanmayın: Suriyede PYD Esat anlaşırken, dünya korosu Türkiyenin Suriyede olmasını kınarken, burada sırf “barış ve pınar suyuna kan dediği” için Akıncının siyasi tavrın komidisi oynanıyordu. Öyle ki anlaşan ve sırf önce söyledi ve bazı kelimeler bahanesiyle ortak kararın meclis okunma tartışması gerilimi yapıldı. Hem de bunun yasal olmadığı gerekçesiyle, aslında buluşulan ortak teslimiyet belgesinin gizletilmesi çalışıldı. Doğrusu, taraftarlar da memnun halde deşarj oldular. Akıncıya karşı ve Türkiyenin artık her tarafta eleştiriden öte tavra çevrilen Suriye girişine de destek verilme yarışının imgesi olan belgeden söz ediyorum. Böylesi bir garagözlük yaşandı.

İsterseniz düne yani Pazartesine gidelim: Adı başbakan olup danga düngalarla konuşan kişi kürsüye çıkıp Teröristler ilanı ile Türkiyeye desteği patlatıyordu! Oysa, normal vekil olsa,çıkıp hangi yapıdan söz etiğini sorması gerekirdi. Olmadı.Oysa, dünya medyası “K. Kıbrıs ve Türkiyenin y.90 hariç” Suriye ile PYD anlaşmasıyla yeni bir sıçramanın haberleri ile dolu ve bol bol yorum yapılıyordu. Ama, Tatar cihalet ve teslimiyete oynadığı için, bilgilere gerek yoktu. Türkiyenin dediğini daha da şahlanarak söyleme tavrından başka şey düşünememe noktasındadır. Hele de TC medya resmi tarihi itiraftı: Sanki savaş yerinde çekim yapar gibi görünüp, sınırın bu tarafında yatan haberciği, yanlışlıkla başka medya çekip, onun ekrancısının normal giyimli ve habercinin de tetbirli elbiseli olma parodisi görsel olarak medyada dolaştı. Hele de sınıra gidip elinde balta ve kılıçla fetihci resmin çekimi, gericilik ibreti olarak tarihi kanıt yerine geçti.

Tüm bunlar yaşanırken ve K. Kıbrısta meclisin dua ile açılma girişimi olurken, tüzüklere aykırı deklerasyon okunup aslında “parlementer partilerin” nasıl silikleşip teslimiyet hamasetine katıldıkları uçuşması olurken: Bazı dünya medyaları Türkiye ile Suriyenin görüştüğü, Rusya ile ABD buluşmasının haberlerini yayıyorlardı. İşler karışıyor ve eksen Türkiye Suriyeye kayıp, Mengüç Suriye tanklarının sesiyle, sevinç gösterilerine tanık oluyordu. Oysa, K. Kıbrısta hala hamaset çizgisinde, işbirlikci teslimiyet yolunda saray türküleri besteleri yapılıyordu. Akıncının barış kelimesine tepkinin dozu ve küfrün alası kulnanılıyordu. Garip olan; Akıncının yandaşlarının etrafta olmamaları ve CTP nin resmin oluş şekli haykırılıyordu. Böyle Bir Suriye gerçekliğinin tortuları dolaşıyordu.

Şimdi gelişen koşul, Suriyenin hakim olma süreci ve Türkiyenin girdiği girdapı nasıl geçiştireceğidir. Dün konuşulmayan olgular şimdi dünyada konuşulurken, Türkiye ve K. Kıbrısta hala konuşulmuyor. Oysa, Erdoğan gelecek için zafere ihdiyaç duyuyordu. En  azından Kürt kartıyla ve yeni toprak işdahı üzerinden arkasına aldığı kamuoyunu, tutması da gerekiyor. Gerçi, CHP ve ötekiler pek de koşulları okudukları da yok. Kesin olan; Suriyede şimdilik kozlar Esatın elinde. Türkiye ise klasik Kıbrıs oynunu yapmak isteyince, Trumpun dahi görünür teşviki kaybedildi. “Nasıl olsa ses olmaz” anlayışı Kıbrısta tutmasına rağmen, Suriyede tutmadı. Karşıda Suriye ve en önemlisi, yok edilmek istenen PYD yapısının kendini koruma adına hamle yapma zorlaması gerçekleşti. Oysa, işler güzel gidiyordu. Afrinde Kürtler sürüldü, vali atandı ve orasına fakülte dahi kuruluyordu. Üstelik öteki yerleri tutmak için çapulculardan oluşan cihatcı kimlikli ordu da son işkale karıştı. Bakmayın gerçekleri baskılamaya: Savaşın adı veya barış sözcüğünün dahi suç yapılması, gerçekleri engeleyemedi. Sonuç şimdilik işler ters. Olmaz denilen ve devrilecek Esat ile Erdoğan temsilcileri görüştü! Bu daha K. Kıbrısta ne zaman anlaşılır, belli değil.******

Ortadoğu, konuşulan Suriye, örtülen Yemen veya şöylesine ırak savaş şekleri yaşanırken, Latin Amerikada birkaç ülkede önemli gelişmeler yaşanıyordu. Yakında Arjantinin ikinci tur seçimiyle de dünyada sarsıntı olması büyük olasılıktır. Bu ülkelerden birisi de Ekvator* Kısa zaman önce Korkut Hocanın da yorumladığı gelişmelerle “Ekvatorun yeni başkanı, yeniden İMF teslim olduydu”! Ardından gelen halk ayaklanması başkente ulaşıp, sonuçta anlaşma şimdilik durduruldu. Halkın tepkisiyle durdurulan paket örneği Ekvatorla, yılımıza kazıldı.

Konuyu anlama adına, son gelişmeleri özetleyelim. Ekvator da Latin penbe Sol dalgasına katıldı. Geçen yıl, başkan yeniden aday olmayarak, yardımcısı Morenoyu aday yaptı. Başta ABD Morinyonun seçilmemesi için elinden geleni yaptılar. Sonuçta, morino az farkla seçildi. Sol böylelikle Latin Amerikada yeni bir kazanç sağlamış gibi oldu. Fakat, Morino resmen oy veren kesimine ihanet ederek, sağa yöneldi. Sermaye kesimiyle piyasal anlaşmalar yaptı. ABD ile yakınlaştı. En önemli sses getiren davranış ise “Vikilis sahibini, İngiltere elçiliğinden çıkarıp İngiltere hükümetine teslim” etmesi oldu. Bu Dünyaya Ekvatorun seçilen sol liderin teslimiyet kanıtı olarak net şekilde kavratıldı.

Sonuçta, bu yılın Mart ayında resmen İMF ile yapılan görüşmelerle Ekvator teslimiyetini ilan ediyordu. Halkta tepkiler yoğunlaştı. Giderek piyasaya açılma, kamu desteklerinin kaldırılması ve gelişi güzel saldırganlıklar yoğunlaştı. Kaldırılan süspansyonlar ve gelen zamlar sonrası, isyan büyüdü. Yerli halklar, sendikalar ve öğrenciler eylemler yaptılar. Polis şideti artı. Sonuçta, halk başkente girdi. Sokaklarda hakimiyetler kurdular.Morino sert davrandı. ABD ve Kolonbiya yardımı aldı. Olmadı. Orduyu devreye soktu. Yetmedi! Sonuçta, İMF anlaşmasını geri çektiğini açıkladı…..

Devamında ne olur bilinmez. Burası Latin Amerika. Öteleme veya gaz  alma teknikleri malum. Üstelik, öğrenilen dersler de var. L. Morinyo zaten sol adaydı. İnsanlara sol liderlerin nasıl satın alındığı dersi de pratikle verildi. Bunun Vikilisks olayı ile de dünyalaşan olayı da var. Hep öğrenilecek konumlardır. Solun, teslimiyet süreci elbet önemlidir. Ne acıdır ki Ekvatordaki gelişmeleri arada Suriye perdesi arasından izlerken, burada kendini sol diye satan “Mehmedali beyin” Türkiye müdahalesi konusundaki açıklaması da Kıbrıslı işbirlikleşme teslimiyetin başka versyonunu da duydum. Sırf mevki aşkı ve rant insanı bu hale getirir.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
334AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin