Kıbrıs için New York yolu göründü ama önce Ankara çünkü ucunda koltuk var – Alpay Durduran

4866

 

Bakan Taçoy derdini anlattı. Güya davul onun boynunda ama tokmağa vuran vurana… Başbakan ise Ankara yolunu tuttu ve Akıncı’nın marjinal bazılarının peşine düştüğünü ve Kıbrıs’ı mahvolmaya sürüklediğini iddia etti. Bir yazar da onu eleştirdi ve moralimizi bozmayın, bir bakan cumhurbaşkanını başka bir ülkede bu şekilde müzevirlemez dedi.

Bu hallere düştüler. Tüm esaslı devlet görevlerini anavatanları olduğunu söyledikleri devlete kaptırdılar çünkü ellilerden başlayarak Adamızı Türkiye’ye verme yoksa ölme yeminleriyle işbirliği yaptılar. Ancak dünya ve BM bunu onaylamadı. Şimdi New York’a davet var ve verilen sözlerle yeniden Adayı birleştirecekler gibi yapacaklar. Yani garantörlük ve askeri güç kullanımı hakkını kaldırma şartlarını görüşüp Kıbrıs sorununu çözmeyi başarabileceklerini Guterres’e kanıtlamaya çalışacaklar. Sözlerini tutmak niyetinde iseler etrafta Rumlar çözüm istemezler, çözmek için siyasi eşitliği asla kabul etmezler diye laf dolaştırmazlar. Yoksa hem çözüm mümkün diye Guterres’e dert anlatmak hem de Rum asla kabul etmez demek suçlama oyunu oynayacağım demek olur.

Başbakan ise Akıncı’yı vatanı Rum’a teslim ile suçlayarak müzevirlik yaptı. Davullar bizimkilerin ellerinde olsa başbakan Tatar öyle sözlerden ne bekleyebilirdi. Değil mi?

Dünya ile oyun oynarlar ama davulların kimin boynunda olduğunu nasıl olur da unuturlar dememek gerek çünkü konu o değil kim o rolü oynayacaktır. Suçlama oyunu devam ettikçe de oynayacaklar.

Yoksa biz de biliriz Türkiye elektrikle oynamayın derse ona davul benim boynumda diyemezler. Diyen olursa muhaliflerden olur ki onu da Ankara’ya gammazlayıp ezdirmeye çalışırlar.

Bu oyunu kendi aralarında elli yıldır oynarlar. Arada BM ve ilgilenen yabancı devletlere Rumcu derler, biz antiemperyalistiz derler ve güya mücadele ederler. Dünya devletleri ise işi büyütüp durumu daha da kötü hale getirmemek için beklemeyi seçer ve görüşmeleri kaldığı yerden deyip yenilemeye çalışırlar.

Böylece statüko sürerken Akıncı gibi çözüm yanlıları da suçlunun tek başına sorumlusu Rum tarafıdır diye göstermeye çalışır.

Alan memnun satan memnun oluğuna göre çözüm isteyen statüko ile yetinmemek için dünyaya açılmalıdır.