İki haberi okurken, aklım beni seksenin ilk yıllarına taşıdı. Sözkonusu olan İngiltere ve Arjantin, Folklan adaları nedeniyle savaşa tutuştular. Sonuçta, ingilterede tükenmiş sayılan Teçır iktidarını “Demir Yumruklaştırırırken” Arjantin cuntası da çöktü. Tam da Neoliberal dönüşümün ilk yıllarıydı. Her iki ülke de modeldi. Arjantin Yeni sömürge İngiltere ise gelişmiş Kapitalist modelin örnekleriydi. Sonuçta, ilgili döneme damga vuran konuyu ben hala seminer verdiğim özellikle Liseli devrimcilere Yeni Sömürge ve Emperyalizim ekseninden aktarıyordum. Bundandır ki olayın sistemsel gözle değil de değişik açıdan anlayan insanlar da oluşuyordu. Hala, siyasal örgütsel yenilgi döneminde olunsa da sosyalist araştırmacı bakışlar da önemli etkileri de bulunmaktaydı.
****
“iki haber” deyip de geçmişe döndüm. Öyle döndüm ki Folklanın da göztere göstere yapılmasına ve oluşmasına karşın, ingilterenin göz yumarak ve bu hamleleri siyasal kulanıma sokarak Teçirizmin kökleşip Neoliebral simge olmasının da önemli kavşağıydı. Oysa, Folklan adaları işkal edilmese, Teçir resmen seçimi kaybedeceği kesindi. Arjantinde ise cunta artık miyadını doldurduydu. Şimdi, bunlar nerden çıktı derseniz: birkaç gündür ingilterede alışılmamış siyasal krizler birbirini izliyor. Kurumsalaşan ve örnek gösterilen Birleşik Kralık öylesi sorunlar yaşıyor ki kimisi ilerisi için parçalanma olasılığını dahi seslendiriyor. Arjantin ise ilk seçim turu sonrası, İMF piyasa modelinin girdiği kriz sonucu “Sermaye denetim” kuralına sarıldı. Her iki olayın da direk cebimize yansıması da oalcağı kesin. İngilterenin eski klasik sömürge efendimiz ve günümüz garantörü olma gerçeği ile Arjantin ekonomik krizi ile Türkiye ekonomisinin kırılgan gerçeği birlikte kapitalist emperyalist geneleme ile bütünleşince, K. Kıbrıslılının yaşamına resmen direk olumsuzlukları da gelecektir.
Birkaç gündür, ingilterede alışılmamış haberler alıyoruz. Tabi doğrusu ilgilenen varsa! Hele de bizim bazı dedikodu sığ duvarını aşıyorsa! B Başbakan alışılmamış şekilde ve ingilterede pek de düşünülmeyecek hamleyle kıraliçe Elizabetle de anlaşarak parlementoyu askıya alır. Böylelikle Breksit yani AB çıkışının da iplerini eline alır. Ardından, parlemento Avam kamarası toplanıp Breksit konusunun kararını başbakandan vekilere geçiren öteki karşı kararı alır. Böylelikle Conson resmen yenilgi alır. Hele de Kendi Muhavazakar partisinden de bu karara destek verilmesi ve peşinden 21 vekili partiden ihraç etmesiyle, işler iyice karıştı. Doğrusu, İngiltere bildik döneminden beri böylesi bir hızla olay yaşadığı pek görünmedi.
Bu gelişmeler kağos üstüne kağos üretrken, Erken seçimden tutun banbaşka sonuçların da tartışılır hale gelmesine neden olundu. Burada önemli noktayı kaçırmayalım: Mecliste Consona karşı olan tüm vekiler eşitdir ingilterenin AB içinde kalmasını da istiyor sonucu çıkmıyor. Hat ta muhalefet işçi partisinin dahi AB konusunda net politikası yok. Tartışma derinleşmesi, çıkışın anlaşarak mı noktasında düyümlendi. Consona göre anlaşılmazsa dahi çıkılmasını ve hem de 31 Ekimde gerçekleşmesini dayatıyordu. Oysa, anlaşmasız çıkmanın çıkacak sonuçları Breksit destekcilerinde dahi kuşkular çıkarıyordu. Üstelik, İngiltere çıkma ekseninde olan ülke olurken, AB tutumu bu kör düyüme hala eklenmedi! AB yapısı ingilterenin taleplerini kabul etmemesi veya geri birliğe dönme konusunda net kararı da yok. Bunlar, girilen girdabın acımasız işleyen mengenesine doğru yol alındığının işaretleridir.
Bu noktaya gelişte, hele kurumsal kuvetler ayrımlı İngiltere örneklemi bize gösteriyor ki gerçekten Kapitalist sistemdeki kriz aşmazı ve bunu yönetememenin net kanıtıdır. Üstelik, sistemin en önemli idari yapısı olan devlet de yaşanmaktadır. Tabi, Conson gibi yeni Popilist veya tam anlamıyla yeni Faşist siyasal açılımlı alanda bu tip anormalikler normal gibi yaşanıp kanıtsanma tehlikesi de işin cabasıdır. BOris Conson, parlementosuyla övülen ingilterede, kararını uygulamak için Kıraliçeyle anlaşıp askıya alıyor, Parlemento da ondan yetkileri alma hamlesini yapıyor! Bu demokrasi dersli ingilterede yaşanıyor. Daha kötüsü; dünyayı sömürürken dahi politikası net olan ingilteredeki siyasal partiler, Breksit konusunda brakın karşı karşıya gelmeyi, kendi içlerinde dahi ortak görüşleri yok. Bunu en net işçi partinin parlatılan COrmunda da yaşıyoruz. Daha normaleşmeye başlayan gerçek ise bu krizlerin İskoçya ve K. İrlanda ayrışma olasılığın da düşünülmesi ve gidrek bazı çevrelerin doğal görmesidir.
Demek ki ingilteredeki yaşananlar öyle basit oyun değildir. En direk etkisi K. Kıbrıslının çok kulandığı Sterlindeki yaşayışı ile ingilteredeki konuyu hala anlamayan Kıbrıslıları epey sarsacaktır. Tabi herkese şu mesaj da gelmesi şart: ikide bir dış güçler dneilirken ve sorun çözücü adıyla ingilterede olanlar direk ortadayken, Kıbrısta umut ponpalamanın ve hele de resmi eksenli reçeteleri ezberletirimle de oldukça tehlikelidir. Enson mesaj şu: gerçi Ersin İngiltere yoluna gidermi bilmem! Ama bol bol laflarıyla övüp kafa atıp tehtit eden paket diline dikat etsin! Bu reçete ingiltereği dahi ne hale getirdiği ortada.Aslında bu mesajın can alıcı boyuttu şu: Neoliberal eksen ve serbes piyasa çöküşünün ingilteredeki siyasal alana sıçrama örneğidir. Anlayan anlar.*******
Birkaç söz de Arjantinden: özellikle de Türkiye ezberci ekonomislere gelişmeleri bilimsel yönle izlemelerini öneririm. Bundan önceki seçimi, ABD direk desteği ile kazanan Mikren İMF prokramıyla “bizimkine benzeyen reçete” uygulandı. Sonuçta ortada. Hele de seçimin ilk turunu Mikren kaybedip ikinci turda kaybetme gerçeği, dış sermaye hareketlerini etkiledi. Kriz derinleşti. Arjantin bunu enazından hafifletmek için sermaye denetim kuralına yöneldi.Bir anlamda dışarıya döviz kaçırma engelenmesi veya içte kulanımına sınırlar getirme politikasına sarılındı. Bu direk olarak Serbes piyasa iflasının döviz cepesi itirafı oldu.
Çoğunuz diyecek ki “bunu hep duyuyorum” Arjantinden bize ne! Oysa, Arjantin devlet başkanlık ilk turunda mMikrenin ikinci sırada olması dahi TL düşüşüne tetikleme getirdi. Ancak, sistemsel konuşmama ve gerçeklerden uzaklaşma koşullarımız, bunu dahi yakalamama noktasına taşıttı. Direk bağımlı olduğumuz ve onun da krizde olduğu, dış sermaye hareketleriyle oldukça etkilenip kırılgan ekonomiye sahip olan Türkiye, gelişmekte olan öteki Arjantin gibi ülkelerdeki gelişmelerden direk etkilenir. Son Ersin ziyaretinde fırlayan dolar olayında Arjatin tetiklemesi önemliydi. Gerçi, Ersin konuşurken dahi fırlayan dolar ile düşen TL gerçeklerini dahi gözetmeden “penbe taplolu teslimyet haykırışlarıyla” K. Kıbrıslıyı gelecek parayla afyonladı.
Sözün özü; Arjantin sermaye kontrol kararı, sihirli piyasanın da büyüsünü bozdu. Bu genel kapitalist krizlerin gelişmekte olan ülkelerdeki vurma dalgalarının devam etmesinin de kanıtıdır. Bakalım Ekimdeki seçimlerle şimdilik kaybedecek Mikrenin sonucu bilmeyecek olan ahalimizin cebine nasıl gelecek?