Krizler ülkesi Türkiye – Ulus Irkad

1032

Türkiye ilgilileri devamlı Kuzey Kıbrıs’ın Garantörü olduklarını iddia ediyorlar. Tamam da bu garanti her halukar ve şartta bir garantörlük müydü? Hiç mi bu garantörün tüm Kıbrıs’a ve burada yaşayan halklarına karşı bir sorumluluğu yoktu? Garantör taraf tutup bu garantörü olduğu ülkeyi bölebilir miydi? Anayasaya göre Garanti Andlaşmasının da içinde Garantörlere bölme hakkı verilmemişti. Nihayet Kıbrıs 1974 yılında gerçekten garantörün de yardımıyla bölündü. Her iki toplumda da hatalar vardı. Liderlikler adeta bölmek için yarıştılar. Her iki toplumun anavatanı diye geçinen ülkelerin Özel Harp Daireleri ise tüm tekniklerini buralarda uyguladılar. Her türlü hukuksuzluk ve insanlık dışı eylem, katliamlar dahi bu kuralın içindeydi.  Şu anda Türkiye’de vesayet Demokrasisi olmamasına rağmen dine önem veren zihniyet de sonuçta Ergenekon ile birleşerek krizlere neden oluyor. Türkiye’de “Tek Adam Rejimi” hakim. Politikasını kendince tarikat inançlarına göre belirlemiş. Kıbrıslıtürklere karşı bayağı bir tepki içinde. Kıbrıslıtürkleri pek de beğenmiyor. Onu da bırakın kendi ülkesinde de Layıkçılara ve Kemalistlere karşı savaş açmış oınlara da nefretle bakıyor. Dünyayla da iyi gitmiyor. Türkiye’nin çoğu dünya devletiyle de temasları iyi değil. Sayılı ülkeler Türkiye’nin yanında. Libya’da ikiye ayrılan toplumdan Isid ve El-Kaideci taraf TC ile ortak hareket ediyor. Diğer taraf ise TC’yi rakip ve düşman ilan etmiş.  Türkiye’deki  zihniyet herkesle kavgalı. Üstelik demokrasiyle de arası iyi değil. Kendini biraz güçlü hissettiği anda %50’den biraz fazla bir oy potansiyeli ile anayasayı ve rejimi değiştirmiş. Meclis önemsizleştirilmiş ve herşey tek adamın otoritesine verilmiş. Tek adam nereye karar verirse o oluyor. Herşey tek adamın iki dudağı arasında.

Tek adamın sarayları var. Tek adam birine kızdı mı onu kimse kurtaramıyor. Yazarlar ve düşünürler hapisleri doldurmuş. İtiraz etme hakkınız da yok. 2002 sonrasında kısa bir dönem takkiye yapan bu zihniyet, bilhassa 2016 yılındaki darbe eyleminden sonra daha da acımasızlaşmış. Rejime en fazla yardımcı olan asker de pasifleştirilmiş. Asker solcu gençleri, sendikaları ve partileri, bu egemenler adına ezmiş, ama şimdi asker de darbeyle bertaraf edilmiş ve FETÖ’cü diye askerlerin çoğu da tutuklanmakta. Bu arada Özel Harp Dairesi’nin Ergenekon unsurları da Tek Adam’la ittifak içinde. Toplum sanki de yeni bir 12 Eylül sürecinden geçmekte. Artık demokratikleşmekten bahsetmek bile yasak. Kürt milletvekilleri tutuklanmış. Kürtler gene baskı altında. Ağzını açan milletvekili aynen gazeteci ve yazarlar gibi hapsi boylamış.

Türkiye’de hukuksuzluk ve adaletsizlik kol geziyor. Son Belediye Seçimleri toplumun artık Tek Adam Rejimi’ne de eski güveninin kalmadığını gösterdi. Oyları 14 bin azalan iktidar, seçimleri tekrarlatmakla açığı kendi aleyhine 900 bine çıkarmış. Ekonomi çoktan tepetaklak. İnsanlar aldıklarıyla geçinemiyorlar. Son zamanlarda döviz düşmesine rağmen çarşıda fiyatlar inmemiş.

Tek adam Suriye’de, Doğu Akdeniz’de savaş arıyor. Kurduğu rejim artık herşeyi, herkesi , kendi halkını, bölge halklarını rahatsız etmekte. NATO da payını almış. Tek Adam Rejimi F 35’lerin programından da atılmış. NATO Suriye’de YPG’yi ve YPJ’yi takdir ediyor. Tek adam Rusya ile ittifaka girmiş. S 400’ler başına bela olacak. Rusya ile askeri bir pakt peşinde ama 70 yıllık ittifaktan çıkmak kolay mı?

Belli ki Türkiye için  tehdit artık kendi Tek Adamından. Döviz düştü ama kriz ve istikrarsızlık devam ediyor.