Etrafımızdaki krizler, ilgisizlikle resmi idolojik kuşatma ikileminde yaşamaya devam etmektedir. Öylesi bir kamuoyu oluştu ki brakın etraftakileri, kendi içindeki gerçeklerden de uzak durarak gerçeklerin tehlikeli olduğu koşulalrdan geçiyoruz. Öyle koşullar da olunca, etrafımızdaki veya dünyada olan gelişmelerden de epey uzakta, başka hayalerle yaşamaya devam edilmektedir. Oysa, dünya salt Ersin Akıncı denkleminde veya Türkiyeleşme tek boyutlu sözler etmekle sınırlı değildir. Bundandır ki genel olarak Uluslar arası gelişmelere önem vermeğe çalışıyorum. Hat ta, gündeme gelmeyip de yaşanılan ve unuturumla noktasından sıyrılamayan olaylara da yer vermekteyim. Bu makalem, Afrikadan Asya isteplerine uzanan iki ülkedeki değişik yöndeki olanlarla makalemi örmeğe çalışacam. Belli ki her yaşanan olayın da genel alınacak bilgilendirme sonucuyla da önemi ortada. Gelişen Kapitalist veya çevresel idolojik bakış dışındaki, Afrika ve Asya gerçeklikleri de dünyanın yoğun nifusun kendisidir.****
Sudaan aslında yaşadıklarıyla ben bildim bileli gündemi ısıtmaya devam ediyor. Üstelik, salt Sudan olarak da ytetinilmeyerek, dünya nifus alanı mücadelesi ve daha dar bölgesel hegemonya kavgasının da içinde savrulmaktadır. Ülke parçalandı, en körkünç katliyamlar yaşandı, darbelerden seçimlere de birbirini tutmayan politik deneğimler de geçirdi. Şimdi de Devrilen Elbeşir sonrası, yeni denklemleşme adına darbeciler ve halkın değişken örgütler arasında bazen savaş hali, bazen de diplomatik satranç hamleleri yaşanmaktadır. Batı dünyasından tutun, bölgesel başta İslam devletleri de Sudan hegemonyası için de müdahalelerini de sürdürmektedir. Böylesi karışık Sudan, duruldu denilirken, kanlı katliyamlarla yeniden hesap büyüyor ve tekrardan arayışlar devam ediyor. Ordu cuntası ile halk sokakta yeni denklem için kendi yöntemleriyle kazanma peşindedirler.
Nitekim, önce Elbeşir, yaptığı zamlarla oluşan protesto dalgasına kaplıp siyasal sonunu hazırladı. Ordu ve milis ekseni, yönetimi tamamen kaybetmeme adına darbeyle Elbeşiri görevden aldılar. Bu defa denklem hem darbeciler muhalefet arasında hem de güçlerin kendi içlerindeki kırılmalar da yaşanmay devam edildi. Enson gelişme gibi, tam anlaştılar denilirken, birden ordunun askeri merkez önündeki oturan halka ateş aşması ile yeniden bilinmezlik oluştu. Ordu önce direndi. Sert mesajlarla, yapılan kıyım sonrası sokağı ele geçirmeğe yeltendi. Toparlanan sosyal muhalefet, yanıtda gecikmeğince, cunta son habere göre geri adım atmak zorunda kaldı. Hat ta, başta savunup bu yol ile sokağı sindirme saldırısını desteklemeden birilerini tutuklama “u dönüşü de “ gerçekleşti.Sudan yeni yapısı oldukça böylesi sancılarla yerini arıyor.
Sudandaki Elbeşir devrilmesi ile TC eksenli Müslüman kardeşler kaybının da yeni kalesi oldu. Başta Mısır ve Sudiler Sudanı yanlarına çekip, İslamcı Sisi modeline ekleme hamlelerine hemen giriştiler. Cuntaya destekler verdiler. Amaç, Sudandaki değişken muhalefet hareketinin ülkede yeni bir model oluşturnmasına engel olmaktı. Sudan muhalefeti ise çeşitli; İslamcılardan solculara varan geniş bir yelpazeyi oluşturmaktadır.Onların da talepleri değişken! Fakat ilk hamle olarak, sivileşme ve demokratikleşme talebinde ortaklaşılmaktadır. Cumta ise geçiş döneminde iplari elinde tutup, gelecek Sudanında da korkulu günler yaşamak istemeyen sabıkalılarla doludur.
Sudan çok kanlı dönem geçirdi. Önemli soykırım olayları yaşadı. Kabilecilikten tutun, dış müdahaleleri siyasal sonuçlu kötü birikime sahiptir. Batı ise hem Sudanı kontrol etme hem de geçmiş deneğimler sonucu da yandaş ülke müdahaleleriyle şimdilik yetinilme duruşundadır. Bundandır ki Mısıra epey rol verilmesi sürpriz değildir. Sudan ise oldukça karışık. Kabile çelişkilerinden tutun devletle olan karşıt değişik duruşların biriktiği ülke halinde, yarının yolunu arıyor. Bakalım, savaş ve görüşme ikileminde, mısırdan Türkiyeye, ABD ve Çin rekabetinin değişik kuralarının oynandığı Sudanda, baskı karşıtı direniş, ilerleme konumunda hangi noktaya gelecek? Belli ki Sudan daha çok konuşulacak değişik olaya bizi tanıklaştıracak.*****
Asyanın istepler ülkesi Kazakistan ise pek de alışılmayan gelişmeleri yaşıyor. Sovyetlerin dağılması ile oluşan Kazakistan, Nursultanın yönetimi ile günümüze dek geldi. Zengin kaynakları ve birikimli silah gerçeği, ülkenin dengeli nifus yapılanışı, adeta hepsi bir arada tutulmaya çalışındı. Hat ta, Nursultan Nazarbayef, yaptığı oylama ile ömnür boyu başkan olurken, birden Geçen Mart ayında önce yetkilerinden vaz geçti, sonra da başkanlığı seçimle devredeceği bilgisi geldi.
Kazakistanda seçimler geçen hafta sonu yapıldı. Beklenildiği gibi Nazarbayefin desteklediği Togayef seçimi Y.78 oyla kazandı. Elbet, demokratik geneleğin olmadığı ülkede başka sonuç da şimdilik beklenemezdi!
Beklenmeyen sızıntı şu: Seçim döneminde protestolar oldu. Yüzlerce kişi tutuklandı. Bukadarla kalınmayarak, seçim sonrası yeni bir direniş çağrısı da yapıldı. Yine Yüzlerce kişi gözaltına alındı. Bunlar Kazakistanda pek duyulan haberler değildi. Ayrıca, Kazakistan Rusya ilişkilerinin Sovyet geneleğinin devamında olması, Çin gerçeği ve zengin doğal gaz ve maden yatakları Batı Emperyalist çevreleri hep hedefine konulan ülkeydi. Çini kuşatma ve Rusyaya darbe vurma yanında, uluslar arası enerji Orta Asya piyasa önemi gibi ekonomik siyasal koşullar, Kazakistanı ele geçirme ülke olarak hedefletiyordu. Bundandır ki özellikle İslami merkezli eğitim ve vakıf girişlerle ülkede gerici yapılanışlar da zaman zaman duyulmaktadır. Buna bir de değişik nifus yapısal denge nedneiyle boşalacak otoriterliği kimlik politikasıyla parçlama alanını bekleyenler de mevcut.
Tüm bunlar, Asyanın geniş toprağı olup Çin ERusya arası Kazakistan gerçeği ile ABD Çin kuşatma uzun vadeli stratejik hamleler nedeniyle Kazakistan müdahalelere açık. Nursultan otoritesi sonrası nelerin olacağı kuşkuları ve demokratik geneleğin oluşmaması ise gerici idolojilerin kimliksel siyasetle alan bulma çabalrı mutlaka olacaktır. Nursultan, nekadar otoriter olsa da Sovyet deneğimi nedeniyle diplomasiyi de iyi kulandığı kesin. Bakalım bazı sızıntılarla konu olan ve şimdlik fazla konuşulmayan Kazakistan, yeri ve ekonomik değeri nedeniyle yarınlarda nasıl bir gelecek kendilerini beklemektedir.