Konuyu anlama adına iki olgu önemlidir.Öncelikle, yaşanan günlerimiz, normal denecek kurallara bağlı değildir.Daha geneli, kapitalist sistemin kendisi krizlerle boğuşuyor. Krizin olması yanına, krizi yönetememe ve seçenek oluşturamama handikapları da eklenmektedir.Bu koşullar ise krizlerin krizle sürdürülme gerçeği yanında, kontrolsuz olma tehlikelerini de geliştirmektedir. KOntrolsuz olma yanında, hegemonya kartlarının yeniden karılması, fırsatları kulanmak isteyenlerin de harekete fay hatlarını geçirmesi ile birlikte işler normalın dışına doğru taştı. Nitekim,klasik kriz ayrışmaları veya net itifaklar da tam oluşamaması sonucu, kimin nerde durduğu da yerine göre başka şekilde tutum alınmaktadır. Krizin ggrçeği, sürdürülürken çıkılamama tehlikesi, gerileyen ve fırsatları kulanmak istençlerinin ayni anda alevlenmesi ile birlikte boşluklarda karmakarışıklıklar denklemleri de oluştu. Öyle oluştu ki her hareket var olanın da kırılmasını getirmektedir.
Siyasal aşmaz, gerici ve otoriterliğe yöneliş, hegemonya mücadelesi saydamlaşmasıyla birlikte öngörüler de darmadağın edilme tehlikesini ortaya koydu. Hele, itifak ve ortaklıkların da ayni yerde değişme ikilemlerinde olması da karışıklığı daha bir artırmaktadır. Faşist yönetim, savaş tehlikeleri ve kağoslarla örülen, bununla ekonomi ile siyasal aşmazlasr üreten tuhaf süreçten geçmekteğiz.
Bu konuyu basit bir örnekle anlatalım: Çokca yazdığımız Suriyenin idlipi göstererek kafanızı açalım. İdlipte ilk gözde bir tarafta Rusya ve Suriye ikilemi, öte yanda Cihatcılar “ki değişik çevreleri var” Dıştan müdahil olma beklentisinde ABD de fırsatı kolamaktadır. Türkiye, görünürde Astana zirvesiyle Rusyanın yanında! Fakat Rusyanın ortağı Suriye ile Türkiye ilişkisi tam tezat. İdlip coğrafyasında ise görünürdeki Rus Türkiye ortak kararında birden biraz deşilince farklar çıkar. Örneğin, Türkiye alınan kararlara rağmen idlipin Suriyenin kendi toprağı olan yerde Esatın hakim olmasına karşı!Dahası, Rusyanın idlipteki Cihatcı hareketine de utangaçca karşı!Daha da tezatı: Astanada idlip zirvesi ile ortak Rus anlaşması olurken, Ayni Türkiye, ABD ile görüşmeler yapıp Kuzey Suriyede tanpon bölge kurma siyasal ilişkileri de vardır.
Daha da konuya eklenti yapmak kolay. Burada oluşan karışık denklemde örneğin, Rusya Suriye idlipe hakim olmaya yaklaşınca, şimdiden belli ki Türkiye ortaklık bağı sarsılma potansiyeline sahip. Üstelik, Cihatcı karşıtına rağmen,Türkiye brakın aldığı rolu yerine getirmesi, Royterin geçen haberine göre “Türkiyeden Cihatcılara silah ve tankın geçtiğine” dayir bilgielr de yayıldı.
Salt, idlip Suriye krizi ile kurulan değişken ilişkiler, en ufak hareket ve değişimle birlikte kırılma gayet normal hale gelmeye adaydır.Üstelik, bu ilişki çelişkileri Suriyenin başka yerinde değişken ve ülkeden ülkeye de farklılaşan itifaklar oluşmaktadır. Ayrı ayrı ülkelerde değil, örnek, Suriyenin idlipte başka, afrinde banbaşka ve Doğu Fıratda değişken ülkeler banbaşka ortak paydaşlarda politik tutum takınmaktadır. Bu durum, Suriye genel iç savaşın da tıkanmasına dek gelmenin temel noktasıdır. Öyle ki idlipte Astana ilişkisi işler gibiyken, Suriye genelinde ayni itifaklı Rus iran ve Türkiye denklemi banbaşka siyasal hesaplar içinde olmaktadırlar. Hele de ABD ve İsrail de buna eklenince, cihatcıların rolu damıtılınca, her hamlenin hat ta kaybedip kazanmanın sonucu bu taşları kolayca kaydırma potansiyelini hep taşır.****
Konuya madem idlip ağırlıklı girdik, ozaman provakasyon bilgisi ile karışıklık bağdaşını da tamamlayalım: bunun için de son örneği verelim. İdlip yapısını belirtim. Tekrar tekrar konuya göre de yazdım. Rusya, iran ve Türkiye kararlı kontrolu olup da Cihatcı tavrındaki farklılıkları da yazdıydım. Perşenbe günü şöyle bir haber Türkiye makamlarınca açıklanır: idlipte, Suriye kesiminin açtığı havantopu ateşiyle 3 TC askeri yaralandı. Ardından Rusyadan başka bir açıklama gelir: “idlipte, Cihatcıların Türkiyenin gözetleme yerine saldırı olduğunu, TC yetkililerinin verdiği kordinatlarla Rus uçakları havadan imha ederek, cihatcıların mevzilerini imha yaptı” dendi!
Medya algısı ve tek yanlı haberciliği de düşünün! Kitlelerin nasıl etkileneceğinin de sonucu ortada. Üstelik, özellikle Türkiyenin böylesi krizlerle iç politik ihdiyacını da düşünürsek. Demek ki kriz dönemlerinde daha bir yükselen milliyetci ırkçılık otoriter anlayış, kolayca kandırılma zeminine de ulaşır. Yanlış bilgi veya provakasyonla ayağa kaldırtılıp politik tercih yaptırma gayet kolay koşul bulmaktadır.******
Provakaasyonla siyasal yönlendirme oynuna yine uzağa gitmeden bölgemizden son günlerin olayı ile yeniden örnekleyelim: ABD iranla yapılan Nükler anlaşmadan çekildi. Sonra, bölgeye askeri yığınak yaptı. Çoğu resmen yalan haberlerle de mütefikleri harekete geçirmeğe çalıştı.Kuşkulu provakatif kokan hamlelerle, gerlimi artırma hamleleri yapıldı. Nitekim: yine Perşenbe günü ikindini şöyle bir haber geçildi: “Uman sahilindeki bazı tankerlere sabotaj yapıldı”! Akla hemen elbet konuyu takip edenler için provakasyon kavramı geldi. Çünkü, bu konuda ABD tarihi ve günceli oldukça kabarık!
Birkaç saat ki temkinlik, birden ABD dışişleri bakanı Ponpeyonun açıklamasıyla, beklenen kural başladı. İran suçlandı! Oysa, saldırıya uğranan gemilerden veya tankerlerden ikisi Japonyaya ayit ti.Dahası, ABD iran gerilen ilişkilerini yumuşatmak için Japon yetkililer iranda bulunuyordu. Benzzer olayların da daha kısa zaman önce yaşanması da kuşkuları artırdı. Fakat;ABD medya hakimliği ve sistemin güç gerçeği, bu açıklamayla, yandaş tutumlar da eklenince, akla Suriyedeki Kimyasal masalı da geldi! Tekrar tekrar bu tip provakasyonlara karşın, ayni kuralın oynanması ise dünyadaki barışçıl güçlerin nedenli yetersiz olduğunun da acı kanıtıdır.
Şimdi, Trumpun ne yapacağı tahmin ediliyor. Dikat edin olay gerçeğin ne olduğu değil, Trumpun hangi kararı alacağı korkusu öne çıkıyor. Bir provakasyonla, siyasal hamle yapma gerçeği, karanlık dönemin ve politik yalanın tavan yaptığı dönende oldukça rövançta olmaktadır.*****
Benzer olaylar Kıbrısta da yaşanmadımı? Bazen krizi germe, yakınlaşmayı önleme veya 74 öncesi Türkiyenin müdahalesini sağlama adına, muhalefeti engeleme veya gerçeklerin örtülmesi adına, kitleleri etkileme yöntemi olarak bolca provakasyonlar yapıldıydı.Kendi halkını katlederek, karşıt yaptı veya krizi yükseltme ile otoriterliği halka korkuyla dayatmada, istenilen politikaya oluşturmada provakasyon önemli bir esrumandır. Hele de anti demokratik koşullar, provakatiflikle oldukça sonuç vermektedir. Dokundurtulmayan milliyetcilik veya inanç ile korkuyla güvenlik probagandalarında, provakasyonlar oldukça önemli rol yerine getirmektedir.
Doğu Akdenizdeki gaz krizi veya doğu komşumuz Suriye hesapları, daha bölgesel Ortadoğu kaygan zemininde kağos ile provakasyon elele verip oldukça yeşerecek koşulları kolayca oluşturdu. Uygulanan politikaları konuşmaktan uzaklaştırılan ve dış politikanın iç politikayla beslenip saydamlaştığı konumda, kriz ve provakasyon iki güncel gerçeğimiz olarak her olayda karşımıza dikildi.
Öyle bir yumak oluştu ki ne itifaklar net, ne fırsatlar ayni nede bu sorunlar doğrudürüs yönetilmektedir. Ufak kıpırtıyla dayılacak, yazılı kuralların buzdaki gibi silikleşip uçtuğu dünyamızda, belli ki bu tip konularla iç içe yaşamaya daha uzun zaman devam edeceğine benziyor. Dün düşman olanların bügün bazı yerde birlikte, bazı yerde banbaşk kulvarda, genelde ise konuya göre şekilenen ilişkiler, her yağmur damlasında dağılan tozlu şekle dönüştü. Öyle ki geneldeki öngörü ile yereldeki buluşamayan tuhaf bir Emperyalist tıkanış sürecinde yaşamaktayız. Hani unutulan veya unuturulan Emperyalizim, faşizim ve savaşla krizin kardeşlenme gerçeklerini toplu halde yaşıyoruz. Derler yaa; “siz gerçeklerden kaçtıkça, oldukça uzaklaştıkça, giderek yaşadığınız gerçeklerle de karşılaşınca, odenli korkutucu hale gelmektedir”.