Kıbrıs Türk kültürünü yaşatacaklarmış – Alpay Durduran

4879

Tarihimizi ve dolayısıyla kültürümüzü yaşatacaklarmış demecini hayranlıkla izledik. Sanatı kastediyorlar ama kültür yalnız sanat değildir. Kültür:

“1. bir toplumun duyuş ve düşünüş birliğini oluşturan, gelenek durumundaki her türlü yaşayış, düşünce ve sanat varlıklarının topu.

  1. TOPLUMBILIM TERIMI

tarihsel ve toplumsal gelişme süreci içinde yaratılan her türlü değerlerle bunları kullanmada, sonraki kuşaklara iletmede kullanılan, insanın doğal ve toplumsal çevresine egemenliğinin ölçüsünü gösteren araçların tümü.”

diye tanımlanır. Yani olmayan yok. Onun için insanlarımız kültürünün korunması gereken şeyler yanında uyarılması gereken şeyleri de kültür haline getirir ki onları korumak değil kültür diye sırtlamamak zorundadır yoksa geri kalmış durumda ise geriliğin acını çekmeye devam eder.

Birinci işaret edeceğimiz şey anayasamızın dayandığı hukuk değerleridir. İnanılıyor ki yani kültürümüze girmiştir ki çok yasa geçirmek başarıdır hâlbuki başarılı devletlerde yasaların uzun süre yaşamasıyla ve az sayıda yasa geçirmekle övünürler. İngiltere ki bizi uzun süre başarılı bir rejimi kurup işlettiğiyle ün yapmıştır bunun örneğidir. Bir yasanın başarısı uzun yıllar yürürlükte kalmasıdır der. Nitekim sömürge yasası diye aşağılanan o yasaların çoğu hâlâ yürürlüktedir, bir kısmı yalnız değiştirilerek korunmuş ve içinden çıkılmaz hale gelenleri vardır. Milli yasalarımızsa evlere şenliktir ve yargıçlar bile şikâyet etmektedirler. Yasayı bilmezdim demek mazeret olmaz ama biz yargıç bile anlayamıyorsak yurttaştan anlamasını nasıl bekleyeceğiz demektedirler.

Gene de akıllanmayız ve şimdi Türkiye’deki “torba yasa” usulünü bize de getirmeyi isteyen sözde ıslahatçılar var. Ondan bir önce de başkanlık rejimini öven siyasiler giderek çoğalıyor. Bu hafta yenileri ortaya çıktı.

Türkiye’de ünlü hukukçular torba yasa usulü nedeniyle hangi yasada ne değişikliği getirildiğini anlamak için çok uğraşmalıyız ama yeni rejimde ki meclisi işlevsizleştirdiler o kadar zamanımız olmuyor diye şikâyet etmektedirler. Torba yasa usulünü buraya getirmek için yasa değişikliği ister diye iddia da ettiğine göre o akıllı yasal engel değil akıl engeli olduğunu bilmez. İyi ki bilmez çünkü ola ki bu da Kuzey rüzgarından eşinilen bir şeydir ve heves edilmez çünkü bu da unutulan bir girişim olarak kalır.

Olmaz öyle şey demeyin bizim kültürümüzde Kıbrıs Türk Tarih Kurumu  başkanının bile cumhurbaşkanına UBP’nin komplo kurup meclis kararıyla yani yasayla en yakınını ondan uzaklaştırmağa çalıştığını ihbar etmek vardır. Onu da mı koruyacağız.

Biz meclisimizin tutanaklarını bile arayıp bulmak kültürünü kazanamamışlar tarafından yönetiliyoruz. En son örneği de bazı kişilerin kişisel arşivlerinden toplananların meclise hediye edildiği haberidir. Biz öyle yıllar öncesinden olanları değil dün olanları bile unutan insanları en tepelere getiririz. Adı da demokrasi olan rejimimizin başarıları bunlardır. Yürürlükteki yasaları unutur yerine yenisini sunarız da yeni teknoloji kayda geçirilirken aynı adlı yasaya izin vermez uyarı yapar da sakatlığı anlarız.

Yıllarca başkalık rejimi altında yaşadık ve uzun uğraşlarla parlamenter rejime geçebildik ama gene tek adam sultasından kurtulamadı idik. Şimdi içimizde başkanlık rejimi isteyenler artıp duruyor hem de Türkiye’deki örneği uluslararası kınanan anti demokratik uygulamalarıyla feryada neden olurken!

Bu durum neden böyle oluyor diye bakarsak umarız bunları arkasında da Türkiye’den birileri yoktur.

Aklımızı başımıza alıp bir ana önce sağlam bir kamu reformunu hazırlamak için gerçek uzmanlardan yararlanan bir sürekli komite kurar ve AB’den uzman çağırırız. Ama uzmanların uygulamanın tamamlandığını görene kadar sistemi oturtmaktan vazgeçmeden sürdürmeliyiz. Yoksa bizimkilerin reformdan memur haklarını ve masrafı kısmaktan başka bir şey anlamadıkları ortaya çıktı.