Kitap okumak veya düşünmek suç mu? hadi onu da bırakalım bir örgüte sempati beslemek suç mu? – Ulus Irkad

883

Geçen haftalarda CTP üyesi bir kadın arkadaş, polis tarafından tutuklanarak, PKK üyesi olma suçlamasıyla, birkaç gün poliste alıkondu. Polis, evinde yasak kitap bulup PKK sembolleri görmüş. Bunlar da tutuklanmaya neden olan belgeler oldu. Şunu da belirtelim; Kıbrıs’ta kitap okumak, evde kitap bulundurmak yasak değil. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ve AB normlarında da bunlar yasak değil. Bu arada terörist diye nitelenen bir örgüte sempati beslenebilir ama tabi kişinin eyleme geçmemesi ve topluma zarar vermemesi şartıyla. Daha önceleri AB normlarını geçerli sayarak mecliste kabul eden KKTC Meclisi, maalesef bu karara zıt olan polis hareketlerine de engel olamıyor. Şimdi Güvenlikle ilgili bir devlet örgütü ile iç hukukta niye çelişkili olunuyor? Bunu da, 1974 sonrası, Kuzey Kıbrıs’ın esas örnek aldığı Türkiye’ye bağlamak gerekiyor. Oradan kaynaklanan bir yansıma var ve maalesef Türkiye de, rejim ve yasalar hatta anayasa olarak AB tarafından eleştirilen, AB’ye üyeliği de tartışılan bir ülke. Belli ki Türkiye’deki verilen kararlar, burada polisin de İçişlerine bağlı olmamasından dolayı (Türk Ordusuna bağlı), hemen meşrulaştırılarak fiiliyata geçiriliyor. Fakat bu kararların AB hukukuna, hatta evrensel hukuk ve İnsan Haklarına da ters olduğu herkes tarafından biliniyor ve ileri gidilecekse, hem Kuzey Kıbrıs’ın hem de Türkiye’nin başı çok ağrıyacak. Türkiye’de de takip edildiği zaman, TC hükümeti, son zamanlarda HDP’ye karşı politikalarını sertleştirmiş ve seçimler yaklaştık sonra, bu hareketler hem bizde hem de Türkiye’de hızlanmıştır. Belli ki AKP hükümeti ve destekçisi MHP, muhalefeti, gene böyle korkularla rahatsız etmek, gene daha önce olduğu gibi, az farkla da olsa seçimleri kazanmaya çalışmaktadır. 2014 yılından beri sertleşmeye başlayan Türkiye’de, maalesef bu baskıyla, dehşet yaratarak, hatta tehditlerle seçim alma poltikası yürürlüğe girmiştir.

FETÖ Darbesi deniliyor ama darbeyi engelleyen görüş de, maalesef aynen darbeci bir zihniyetle, kaç senedir insan hakları ve özgürlükleri kısıtlamakta, seçimleri de insanları da baskı altına alıp, seçim kazanmaya çalışmaktadır. Önceleri bu hareketleri Olağanüstü hal kanunları ile geçiştirdiler, sonra da KHK dediler ve şimdi de gene seçimlerde bile baskılarını sürdürerek, hem Kuzey Kıbrıs’ta hem de Türkiye’de, kitle üzerinde baskıyla sürdürerek, seçim başarılarını da bu baskıyla elde etmeye çalışıyorlar. Tüm kuvvetleri tek adam üzerine toplamakla zaten bir baskı sürecine giren Türkiye’de, artık seçimler de pek demokratik olarak geçmemektedir. Bu arada ülkemizde de bazı sorumsuz kişilere, sankide Türkiye Tek Adam iktidarıyla çok başarılı oldu, Türkiye heryerde çok başarı kazandı da, Kuzey Kıbrıs’taki bozukluğun ana nedeni, Tek Adam eksikliğiymiş gibi sunmakta ve bunu açıkça halkın önünde isteme cesaretini de bulmaktadırlar. Yahu sen zaten parlamento ile idare edilirken bile gerçekten demokrasin yoktu. Özgürlüğün yoktu, demokrasi boşlukların bulunmakta, seksen senedir gereken özgürlükleri vermediğin için ülken sıkıntı çekmekteydi. Türkiye bir darbeler ülkesi olarak biliniyor. Zaten her darbeden sonra başkanlık rejimine benzer kanun ve yasalarla yönetildi. Fikirleri üretmek,örgütlemek, konuşmak ve yazmak Türkiye’de serbest miydi? Kendimizi kandırmayalım. Hele hele Kuzey Kıbrıs’ta gerçekten demokrasi ne zaman oldu? Ne zaman Ankara’nın buyurmasından kurtuldu ki Kuzey Kıbrıs? Hep Ankara karar vermedi mi? Şimdi de aynı. Ama bana göre Ankara şimdi emirlerini uygulamakta şurada sıkıntı çekiyor; 2003 yılında Güney Kıbrıs’ın AB üyesi olması ve de Kıbrıslıtürklerin de çoğunluğunun bu kimliği elde etmesiyle, uygulamada Ankara artık güçlüklerle karşılaşıyor. Son AB kararı da bayağı sıkıntı vermişe benziyor.

Kuzey Kıbrıs ve Türkiye otoritelerine aşağıdaki İnsan Hakları Maddesini bir daha hatırlatmak gerekir (sf.67;Madde 19):

“1.Herkesin karışmasız görüş edinme hakkı vardır.

2.Herkesin anlatım özgürlüğüne hakkı vardır. Bu hak, ister sözlü, yazılı ya da sanat biçiminde, ister seçilen başka iletişim yoluyla olsun, sınır tanımaksızın, her türlü bilgi ve düşünceyi araştırma, alma ve verme özgürlüğünü de içerir” (Sencer, M.(1988) Belgelerle İnsan Hakları,Beta Yayınları,İstanbul).

Bu maddeleri içeren özgürlüklere müdahale etmek, eden devlet dahi olsa suç işlemektedir. Hukukun yeni tanımlamasını da verelim: Hukuk: İnsanın devlete karşı korunmasıdır” Neden devlete karşı? Çünkü devlet vatadaştan da üstün ve her türlü güçlü mekanizmaya sahip bir yapıdır.

Özgürlüklere ilgi gösteren bir ülke görmek dileğiyle…