Genelden başlayalım: Kapitalist Finansman krizi yaklaşık 12 yıldır sürmektedir. Üstelik, krizin işsizlikten tutun öteki insani boyutları da oldukça artarak sürmektedir. Kapitalist yapı ne krizi yönetebiliyor, nede yeni seçenek üretme şansını kulanabiliyor. Krizle birlikte artan sosyal hoşnutsuzluk ise gidrek faşist dalganın yükselmesine de neden oluyor. Birçok devleti resmen faşistler yönetirken, karizmatik lider adına da popilist faşist simgeler epey artarak doğal hale geldi. Öyle geldi ki gerikalmış ülkelerde değil başta ABD Trump ile Brezilya Bilsanaro ile Fransa Makronla, Rusya Putinle ve Hindistandan Macaristana, Türkiyeden Polonyaya değişik ülkelerde butip yönetim şekleri normal halde kendielrini sürdürmeye devam ediyor. Böylesi kriz ile faşizmin normaleşme eylimindeyken de ezilen emek sınıflarının da sol seçeneği seçenek olmaktan oldukça uzak. Bu gerçeklik ise krizle yaşayan çürüyen Kapitalizmin ayakta kalarak, daha gerici ve baskıcı yönetme şekliyle de devam etmesine yardımcı olunmaktadır……
Genel böyleyken, elbet tekilik de kendine has koşullarla şekilenecektir. Bakınız, birçok ülkede eskiden size böylesi sonuçlarla normaleşeceklerini söyleseler, hiç inanmayacaktınız. İsterseniz, en süperinden başlalyalım…
ABD öylesine aşmazlar ve hegemonya kırılması yaşamaya başladı ki Sermaye kesimi Trump gibi bir lideri seçerek bu politik devamlılığın sağlanmasına yöneldi. Amerikada olmazlar denilen ezber, epey bozuldu. Enbasitiyle başlayalım: Trump seçilirkenki yanındaki katrosunun önemli kısmı, ya istifa etmek zorunda veya görevden alındı. Trump beraber çıktığı siyasi arkadaşlarının önemli kısmını, atadığı bakan ve danışmanını kaybetti. Alışılmamış Amerikan görünümle banbaşka gelişmeelr normaleşmekle meşkul oldular. Kulanılan dil, sanal medyadan mesajla politik tavır koymak, devlet içi artan çatışma ve gerilimler, bildik eski ABD yerine krizlerle yaşayan Amerikaya doğru dönüşler hızlandı. Baştan koyduğu bazı hedefleri “U dönüşüyle” başka alana çevirdi. Mütefiklerle dahi sorunlar yaşarken,içte oldukça kavgalar da oluşmaktadır. Dış politikada ise Trump imzalanan Uluslar arası anlaşmalardan dahi çekilerek, birçok ülkeye direk tavır alarak, krizi kontrolu krizle atlatma taktiklerine baş vurdu. ABD başkanının yargı macerası veya tıkanan birokrat işleyişi gibi yaşananlar da siyasi sayfasına yazıldı. Resmen, aBD geçmiş uzlaşılan anlaşmalardan çekilirken, birçok lideri de açıkca devirme hareketlerine girişiyor. Son Venezuela veya İsrail Golan tepeleri ilhak konusu sadece son önemli adımlardan birkaçıdır.*****
Eskilere de sormak kolay: “İngiltereyi hiç böyle çaresiz devlet halinde yaşadnız mı”? Bu sorunun elbet yanıtı net olacak. Ancak, bir ufak uyarıyla, Eğer dünyayla ingileniyorlarsa…Son AB politikası resmen karşımıza aşmaz bir Britanya Birleşik Kralığı getirdi. Brakın partiler farkını,partiler içinde dahi ortak payda kalmadı. Neyin nerde durduğu dahi, gün ve gün değişmektedir. İngilterenin Ab dışında kalma süreciyle başlayan dağılma, giderek önce hükümeti ve sonra parti içilerini dahi darmadağın yapmaya yetip artı. Şimdilerde İngiltere siyasal insiyatif alma yerine, karmaşada bir yol bulma kağosunda bolcalıyorlar.
Breksit süreciyle dağılan kocaman İngiltere devlet yapısı, muhalefetin de anlamsız duruşu ve ortak politika üretememesi sonucu, alışılmamış gelişmeler de sokakta yankılanmaya başlandı. Toplanan imzalarla ve yapılan açıklamalarla haftasonu İngiltere sokaklarında milyonla ifade edilecek insan, ingilterenin aşmaz içinde boğulan politikasına tepki olarak ses verdi. Öyle bir ses ki ingilterenin AB ayrılmasını protesto ediyordu. Oysa, İngiltere partileri öyle bir düşünce girdabına düştüler ki kendi içlerinde dahi ortak duruş sergileyememe noktasındadırlar. Hat ta, güne göre değişen görüşler de savunulmaktadır. Sonuçta, görünümde hükümet elinden yetki Parlementoya geçerken, parlemento kalabalığın net olarak hangi yola gireceği de net değildir.
Belli olan: asrın Güneş batmayan İngiltere, şimdielrde Breksit kriziyle onca devlet yapısı çatır çatır darmadağınık oldu. Gelecek belrisizliği bulunmaktadır. Tabi, şimdilik kriz Birleşik Kralığı sararken, netleşme veya ufak belirleme sonucu, Avrupadan gelcek yanıt ve bunu kabulenme kuşkuları da olayın sıçrayarak değişik yöne evrimle tırmanışı göstermesi de mümkündür. Kısaca, ingilterede son yaşanan kriz ile aslında genel yaşananın gelişmiş kapitalist ülke vuruşunun çok önemli bir sonucudur. Bunu salt Breksit ile değil, genel Kapitalist aşmaz ile seçeneksizleşme çözümleşme tıkanışın örneklemi olarak kabulenmek gerekmektedir.*****
Amerikadan başladık ve ingiltereyle devam dedik! Bunlar sıradan ülke değildir. Sistemi yönetip sömürüyü şekilendiren devlerden bahsediyoruz. Onlarda bile böylesi gelişmeler olurken, daha yakında aslında acayip denilip, normaleşen örneklerin de olmaması mümkün değildi. Nitekim, K. Kıbrısla da içeleşen Türkiyedeki Yerel seçim dönemi de anormalerin nornmaleşip tehlikeli sinyallerin uçuştuğu gerçekler de karşımızda bulunuyor….
Özün sözü, Dünyada ve özellikle Türkiyede son yaşanan ve adı yerel diye konulan seçim süreci, pek de raslanılan yaşanmışlıklara tanıklaşmamış örnektir. Cumhurbaşkanının tüm devlet olanaklarıyla, medya zorlaması ve yargı baskılama esrumanlarıyla sürdürdüğü yerel seçim probaganda şekli, dünyada raslanan şekil değildir. Öyle ki adına yerel demek dahi oldukça zor. Hele de başlarken ki oluşturulan koşullarla, devamında seçilse dahi göreve brakılmayacak tehtitleri üstelik direk Başkan probagandasıyla kulanılan dil bize böylesine raslanıp raslanmadığı sorusunu sormak bir yana, olmadığı yanıtını hemen verme refleksini yaratmaktadır. Öyle ki yalanın kolayca kulanıldığı, provakasyonun devlet lehine normal olduğu, medya kulanımındaki eşitsizlik yanında, sandık sonucuna dahi “gerekirse sadık kalınmayacağı” açıklamalarla yaşanan bir seçim dönemi oluyor. Üstelik,şimdiden sandık sonuçlarının geçmişe dayalı birikim de eklenerek, kuşkular da ayuka çıktı.
Sadece probaganda şekline, medyada veriliş şekli dve aday olanlardan çok Cumhur ve parti liderinin sahada olma şekleri, bu seçimlerin adının konulmasında hep eksiklikler brakma tehlikesi vardır. Hele de muhalefete karşı kulanılan dil, yapılan tehtitler ve enönemlisi kazansa dahi görevde braktırılmama tehtitleri, bunların da pratik uygulanma gerçeklikleri de düşünüldüğünde, böylesi bir yerel seçime pek raslanmadığı kesin. Hele de resmen ikiye ayrışma ile sonuçların yerelden çok genel yapıdaki karşılığının konuşulması da enazından tekadam veya başkanlık olaynın nedemek olduğunun da örneklemi yeniden yanıtıyla karşımıza getirildi.*****
Dahaları da var: İsrail klasik Gazle bonbardımanı yaparken, Amerikan onaylı Golan tepeleri ilhak adımalrı da genel örneklem olarak ilerde çoğun başını ağırtacaktır. Hele de Suriyeyi iki taraflı işkal edip işkalcilerin ortak ve ayrışma noktalarından probaganda yapıp karşılık da bulması, oldukça tehlikelidir. Erdoğanın şu sorusu dönüp kendine karşıdan yankı da bulması gerekir: “Golan arazisini kimden alıp da kendinize ayit yaptınız” derken, arazi sahiplerini sorarken, herhalde ayni karşılıkla İsrail başbakanı da “Kıbrısın Kuzeyinde sen neden böyle yaptın” derse, hangisi yanlış olacak?
Ama merak etmeyin; söz konusu edilse dahi, K. Kıbrısta bu gelişmelerin hiç yankısı yok. Hat ta birağızdan Kuzeyin oldukça bağımsız ve toprak bütünlüğü söylenecek. Buranın “Türkiyesiz olmaz” ezberiyle konu temizlenecektir! Önceki yazılarda da dedik ya: sorunlar çözülmedikçe sadece birikerek kalıcılaşır. Krizler ise kriz üretielrek sürdürülemez. Unuturulan veya normaleşmiş gibi oluşmanın sonuçta, gün gelir bu anormalik bir yere doğru sıçrar. Hele de bölge Ortadoğu ile yeniden şekilenme stratejisinde de çamura saplanmak da olurken! Dünün dostlarının şimdi karşıt olduğu. Hergün başka krizle yaşamanın doğalaştığı koşullarda, eğer gerçeklerle insiyatif ele alınmazsa, başka krizlerle de debelenmeye devam edielcektir. Unutmayalım: K. Kıbrıs da bir sorundur. Kriz olup istendiği anda uyuyan hücreler uyandırılıp bonba gibi patlatılır. Fakat, K. Kıbrıs, öylesine dizayin edilip kültürleşti ki gerçekler değil de gücün kazancıyla kirliliklerin kural olduğu yapıda dönüp debelenmeye devam etmektedir. Böylesi güçlerin de adaya çözüm getirme ezberi tabu gibi de söylenerek tatmincilik oynanmaktadır. Bakalım mevlam kimilerine daha neyi yaşatacak.