Kabul ediyorum AKEL’in Niyazi Kızılyürek’i listesine almasıyla şu anda Kıbrıslıtürkler ve Kıbrıslırumların ortak bir listede AB parlamentosunda çoğunluk olarak birlikte mücadele etme olanağı arttı. Dört sene once DRASY’nin bunu başardığını ve Kıbrıslıtürklerle ortak bir liste halinde çıktıklarını da ekleyelim çünkü bu bir ilk değil. Sayın Şener Levent’in ise nasıl bir liste ile seçimlere katılacağı veya bağımsız aday olarak mı katılacağını bilmiyoruz, yalnız Şener Levent’in gerek Kuzey’de gerekse Güney’de yazı ve fikirlerinin çok beğenildiğini de belirtelim. Şener Levent de, bir dört sene önce seçimlere katılmış ama yeterli oy alamamıştı. Bu arada tabi ki Kıbrıslıtürk adayların ne kadar oy alacaklarını da bilemiyoruz. Kaldı ki Kuzey’den meclis içindeki partilerin olumsuz açıklamaları (Açıkça Kıbrıslıtürklerin bu seçimlerde oy kullanmamalarını ve sandıklara gitmemelerini talep ettiler) belki de Kıbrıslıtürk adayların kaderini çok etkileyecek. Oysa şunu da belirtelim; AB seçimleri etnik temelde değil, aksine çok etnili toplumların, istedikleri milliyetten adaylara oy verecekleri bir seçim ve mesela sağcı partilerin ittifaklarıyla sol partilerin ittifaklarının meydana getirdikleri Sosyalist veya Sol birlikler de parlamento içinde var. Bizim Kuzey Kıbrıs’ta hala daha, algılamanın etnik yapılanma üzerinden olması da oldukça manidar. Belli ki AB’nin felsefesi ve anlayışı hala daha anlaşılmamış. Kuzey’deki Sağcı partilerle meclis içi partilerin AB Parlamentosunda iki Kıbrıslıtürk olması gerektiği konusundaki iddialarının hiçbir gerçek dayanağı yok. Annan Planı lafı geçiyor ama bunu söyleyenler Annan Planı’na hayır diyenler ve şimdi Annan Planı’ndan söz etmeleri ilginç. Bu güçler Annan Planı oylanırken açıkça “Hayır” propagandası yapmışlardı.
Şu anda adaylıkları belli iki aday hakkında konuşmamız gerekiyor. Sayın Niyazi Kızılyürek, bu durumda, Meclis içindeki, yani Kuzey Kıbrıs’taki sosyal demokrat bilinen partilerin ambargosuyla karşılaşmış. Bu konuda CTP’ye çok yakın olan, Yeni Düzen’de makale yazıları yazan ve çevresinde de daha fazla CTP’li arkadaşların olduğu Sayın Kızılyürek, gerçekten direk olarak destek almıyor ama, CTP’nin aydın kesimleri ona kişisel destek vermekte. CTP burada da ikircikli ve halka nötür bir mesaj verir gibi olurken, mecliste de AB seçimlerinde oy kullanılmaması konusunda onay vermesiyle aynen “Hem iktidarım hem de muhalefet” tavrını devam ettirmekte. Kızılyürek’in Güney’den ne kadar oy alacağı bilinmiyor ama umarım alır. Bu arada Niyazi Kızılyürek, daha barışçıl ve Kuzey’deki somut duruma pek çatışmacı yaklaşmayan, Türkiye için birliktelik gibi bir uzlaşmacı dil kullanıyor. Kuzey’de TC politikalarına karşı Kıbrıslılığı savunan çevrelerle bazı Sol çevrelerden belli ki bayağı eleştiri almış. Gördüğüm ve izlediğim kadarıyla, uzlaşmacı, akademisyen pozisyonunu takınmış, çatışmacı biri değil de daha fazla uzlaşmacı “Post Mordenist” bir dili seçmiş durumda. Bana göre birlikte hareket ettiği AKEL Komünist Partisi’ne de bu posizyonu ile ideolojik düşünce olarak uymakta. Lakin Kuzey’de ona en fazla, CTP sempatizanı olan aydın arkadaşlar destek verirken, ben CTP’nin Politbürosu’ndaki arkadaşların, açıkça niye destek olmadıklarını da merak ediyorum. Rejimi veya Türkiye’yi kızdırmamak olduğu ve ikircikli bir şekilde bayağı imalarla bu desteğin verileceği belli. Sanırım belki de TDP’nin de daha fazla Şener Levent’e yaslanan bir yanı ise böyle bir ikircikli desteği tahminimce öngörebilir. YKP ise, sanırım her iki adaya birden veya seçime katılıp iki toplumlu barışa destek verecek adaylara sempati ve desteği öngörüyor. Bence gerek Niyazi Kızılyürek’in gerekse Şener Levent’in seçimlerde desteklenmesi muhakkak çok iyi olacaktır. Seçimlerde karar verme aslında %5 civarındadır diye okumuştum bir yerde. Kampanyadan da önce, aslında yönelimler ve sempatiler başlıyor. Seçim kampanyalarında karar verme, öyle denildiği gibi en son saatlerde olmuyor. Bu arada AKEL içinde de, geçmişte Kıbrıslıtürk adaylar olmasa bile, arkadaşlarımıza karşı belli mücadelelerde sempatiler gerçekleşmiştir. Arkadaşlarımızın Vicdani Red mücadelelerine AKEL içinden de çok destek gelmiştir. Sayın Şener Levent’in gazetesinin katkılarını da buradan unutmuyorum. Hele hele Kuzey’deki rejimden bir gazeteci olarak, en fazla dışlanan , tehdit edilen , ölüm ve linç tehlikeleri ile, matbaası bombalanan hep Şener Levent olmuştur ve bana göre Kuzey’deki halkın meclis partilerine rağmen katılması durumunda Sayın Şener Levent’in azımsanmayacak bir oy alacağı tahmin edilebilir.
Bu seçimlerden sonra AB seçimleri dahil aslında Kıbrıslıtürk ve Kıbrıslırum toplumlarının birlikte dayanışması , hareketi ve örgütlenmesi daha da hızlanacaktır. Niyazi Kızılyürek ve ŞenerLevent’e başarı, destek ve dayanışmamı buradan yükseltirken, AKEL dahil, Kıbrıslıtürk ve Kıbrıslırum kardeşliğine, ne isterse olsun, katkıda bulunan parti ve kişilere de takdirlerimi belirtiyorum…
