Brexit, açgözlü sermaye ve eşitsizlik – Halil Paşa

3698

BREXİT SÜRECİ BİR RUS RULETİNE Mİ DÖNÜŞÜYOR?

Brexit süreciyle birlikte pek çok uluslararası şirket Londra’daki merkezlerini AB üyesi ülkelere taşımaya başlayalı epeyce zaman oldu. En son olarak en büyük rakiplerinden olan Panasonic’den sonra, Sony de merkez ofisini Hollanda’nın başkenti Amsterdam’a taşıma kararı aldı. İngiltere’nin 6 değişik kentinde üretimde 20 bin kişinin istidam edildiği Airbus da; “eğer İngiltere AB’den herhangi bir anlaşma olmadan ayrılırsa bunun Birleşik Krallık ile AB ülkeleri arasında sosyal ve ekonomik her alanda sınırların sertleşmesi ve belirsizliğin artması anlamına geleceği” nedeniyle merkez ofisini İngiltere dışına taşıyacağını açıkladı.

BBC’nin editörü Simon Jack ile Davos’ta konuşan İngiltere’nin eski bakanı George Osborne: “Şu an için bir anlaşma olmadan AB’den çıkış ihtimali silahın İngiliz ekonomisinin kafasına tutulduğu anlamına geliyor. Bu Rus ruletidir asla oynamamanız gereken bir oyundur, çünkü merminin kafanıza girmesi için altıda bir şans var” dedi.

TÜRKİYE VE KKTC’de “MERDİVEN” FİYATLARINA BAK HİZAYA GEL!

Geçtiğimiz hafta merdiven almaya karar verdim. Bizdeki “yapı marketleri” ve “binbirçeşit” mağazalarını dolaştım. Bir de internet üzerinden Türkiye’de merdiven satan “Yapı Market” mağazalarına baktım. Fiyat farkına, bak hizaya gel:

Akrobat Merdiven (3.7 metre) KKTC fiyatı 740 tl.. Türkiye’de 409 tl..

A Tipi Merdiven (9 basamaklı 2 metre) KKTC fiyatı 519 tl. Türkiye’de 257 tl.

Ankara’dan LefkoşE’ye bağlanan merdiven böyle bir şey işte.

FEDAKAR BELEDİYE MECLİS ÜYELERİMİZ DE VAR

Lapta Belediye Meclis üyeleri ilk oturumunda bir karar üretmişler. Toplantı başına alacakları ücretleri, belediye mali olarak açmazda olduğu için bağışlama kararı almışlar. Ne mutlu onlara ve onları seçip oraya götüren seçmene!

Pek çok belediyede seçtiğimiz meclis üyelerini denetlemediğimiz için kişisel işleri için meclis toplantısını asmayı adet haline getirmiş üyeler de var. Bugüne kadar yazmadım ama bundan sonra şahit oldukça ve bana bilgi ulaştıkça o belediyeleri de yazacağım. Özellikle Lefkoşa ve Girne belediye başkanları ile meclis üyesi arkadaşlarıma duyururum. Dilerim Lapta belediyesinin maddi zorluk içerisinde olan diğer belediye meclis üyelerine bu davranışı güzel ve iyi bir örnek teşkil eder.

Lapta Belediyesinde Fuat Namsoy döneminde tüm elemanların da kullanılmasından yanayım. Belediye başkanı kendisi gibi eski belediye başkanı döneminde yetkili memur ve işçi olan tüm çalışanları bir arada toplamak, eski başkan döneminde maddi olarak kötü duruma sokulan belediyeyi kurtarmak için de var olan personelle, “minimum harcama ile maksimum hizmet üretmek” zorunda olduğu bir tasarruf döneminden geçiyor. Dilerim bu konuda yanına fedakarca ve maddi bir katkı almaksızın hizmet verecek sivil toplum kuruluşlarını da arar ve bulur. Yeter ki öncelinden farklı olarak şeffaf ve fedakar olabilsin.

KAPİTALİZMİN GAYRİ İNSANİ YÜZÜ  

Yoksulluğa karşı mücadele eden “Oxfam” ismli kuruluş, daha önce 62 kişinin dünyanın yarısının servetini elinde tuttuğunu açıklamıştı; ancak İsviçre Bankası “Credit Suisse”den aldığı yeni veriyle bunu 8 kişiye düşürdü.

Yalnızca 8 kapitalist, 8 Milyara yaklaşan dünya nüfusunun yarısının zenginliğine eşit servete sahip. Hani “8 kapitalist dünyanın yarısına bedel!”

Oxfam’a göre ‘vergi cennetleri eşitsizliği körüklüyor!”

Mart 2016’da yayınlanan Forbes’un milyarderler listesi ise şöyleydi:

1.Microsoft’un kurucusu Bill Gates 75 Milyar dolar..

2.İspanyol tekstil devi Inditex’in kurucusu Amancio Ortega (67 Milyar dolar.

3.Yatırımcı Warren Buffett 61 Milyar dolar.

4.Meksikalı iş adamı Carlos Slim Helu, 50 milyar dolar.

  1. Amazon’un kurucusu Jeff Bezos 45 milyar dolar.
  2. Facebook’un yaratıcısı Mark Zuckerberg 45 milyar dolar.

7.Oracle’ın kurucusu Larry Ellison 44 milyar dolar.

8.New York’un eski belediye başkanı Michael Bloomberg 40 milyar dolar.

İşte bu servet sayesinde; dünyada her 10 kişiden 7’si, son 30 yıldır eşitsizliğin arttığı bir ülkede yaşıyor. Daha da önemlisi pek çok az gelişmiş ülkede kaçırılan vergiler yüzünden tahsil edilemeyen yaklaşık 100 milyar dolar var. Zenginlerin kaçırdıkları bu vergiyle bu ülkelerde 124 milyon çocuğa eğitim verilme fırsatı da kaçmış oluyor.

Rapora göre büyük şirketler ve zenginler, maaşların düşmesi ve politikalar üzerinde etkilerini kullanarak eşitsizliği artırıyor. (KKTC’de yakın geçmişte siyasal partiler tarafından hangi şirketlerin vergi affından ne kadar yararlandıkları henüz hafızalarımızda tazedir.)

Raporda çözüm olarak önerilen ise: “Eşitsizliği azaltma hedefine ulaşması, zenginlere uygulanan verginin artırılması ve çalışanların daha adil bir şekilde maaş kazanması için hükümetlerin işbirliği yapması” gerektiği yönünde.

İsviçre’nin Davos kentinde her yıl; “Dünyanın en tanınmış işadamları ve siyasetçilerini bir araya getiren, dünyanın en önemli sorunlarının tartışıldığı bu “Dünya Ekonomik Formu” zirvesine katılan Oxfam’ın direktörü Winnie Byanyima, “10 kişiden biri günde neredeyse iki doların altında bir parayla geçinirken (Buna göre şimdilik KKTC’de yaşayanlar 10 kişiden 8’e dahil olanlar tarafında yer almakta) bu kadar servetin birkaç kişinin elinde olması korkunç. Eşitsizlik, yüz milyonlarca insanın yoksulluk içinde yaşamasına yol açıyor, dünyadaki toplumları parçalıyor ve demokrasileri zayıflatıyor” demiş.

Dünya kapitalizminin kuruluşları bile böyle raporlar yazarken, KKTC siyasileri hala adamızın kuzeyinde açgözlü sermayenin yanında yer almaya, çevreci, kar gütmeyen fedakar ve gönüllü sivil toplum örgütlerine arkasını dönmeye devam ediyor.

Bu nedenle doğa kirleniyor, şehirler kanalizasyon ve çöp kokuyor, trafik karmaşası ve kazaları yaşanıyor, alt yapı yetmiyor, devlet bütçesi sürekli açık veriyor, politikacıların aile yakınlarına arazi ve maddi menfaat dağıtılıyor şikayetleri arasında oluş(turul)makta olan yeni toplumumuzu bekleyen korkunç bir şey var. Eşitsizlik.

Koalisyon hükümetinde güya iki sol parti olmasına rağmen bunlar oluyor.