Cemal Kaşıkçı olayını dikkatle izlemeliyiz – Alpay Durduran

4830

Dünyada yalnız yaşamıyoruz. Bir insan olarak dünyanın neresinde olursak olalım, hangi ülke yurttaşı olursak olalım temel haklarımızı tanımlayan uluslararası hukuka göre yardım almak dahil korunmak ve ihlal edilen haklarımızla ilgili uluslararası yargı nitelikli veya değil uluslararası kurumlardan yararlanma olanağımız vardır. Bunların önemi her gün dünya haberlerinden öğrenilmekte ve herkesin ilgisini ve desteğini hak etmektedir.

Hiçbir insan ve hiçbir kurum veya devlet bu durumu ihmal etmemeli öğrenip önemine uygun hareket etmelidir. Dünya barış ve güvenliği ile dayanışmasına katılmalıdır. Dünya bir büyük savaşa dayanacak gibi değildir. Çevre de alarm vermekte ve herkesi dünyanın sonu geliyor endişesi ciddi olarak DÜŞÜNDÜRMEKTE ve konuşulmaktadır. Onun için iş birliği ve dayanışma büyük önem taşımaktadır.

Devletlerse çıkar hesaplarıyla uluslararası yükümlülüklerini egemen devletleriz diyerek ve ulusal çıkarlar iddialarıyla sürekli olarak terine getirmemekte ve sorunlar yaratmaktadır. Kendi imzalayıp onayladıkları hukuku ihlal etmektedirler.

Ülke içinde hukuk ihlallerinin çaresi nasıl en sonunda halk, basın yayın ve sosyal medyaya düşer ise yani halk egemenliğine kalırsa dünya barışı ve dayanışması da onlara kalır. Uluslararası tehdit kimden gelirse dikkat edelim halkın içinden de ona karşı reaksiyon başlar ve birçok tehlikeli olayda halkın desteğini alan bir hareket onu engeller, başka devletlerin veya uluslararası örgütlerin müdahalesinin daha tehlikeli olabileceği zamanda yardımcı olur.

Vietnam ve Kore savaşı sırasında yaşanan olaylar dünya savaşına dönüşmemişse insanların buna karşı olması ve büyük protestolarla karşılaması, sonunda da yanlış yapanları devirmelerinin örnekleri gözümüzün önündedir.

Bize düşen de Cemal Kaşıkçı’nın olayını izlemek, konuşmak, öğrenmek ve bir insanın hak ve özgürlüklerinin hangi devletler tarafından korunduğunu, hangi uluslararası kuruluşların neyi nasıl korumakla görevli olduklarını ve nerede insanların bunlara değer verdiğini anlamaktır. Çünkü nihayette dünyamızı savunmak bize düşer.

Sivil toplum örgütleri ve Ledra Palas’ta toplanan siyasi partiler tarafından yapılan açıklamalar onun içindir ki BM Genel Genel Sekreteri tarafından önemle raporuna alınmıştır.

Ancak toplum olarak biz Cemal Kaşıkçı’ya olanlara ürkerek baksak da neler olacağını izlerken şunun haline bakın, petrodolar karşılığı nasıl da kıvırıyor diye kafa sallayan hareketler yapmakla ne kastettiğimizi biliyor muyuz? Ne yapmaları gerektiğini düşünüp de bilgi almaya çalışıyor muyuz? Ne yazık ki ilgimiz az ve doğal karşılayan çok. Kendi ülkesinin ihlallerini de açıkgözlük olarak görmeye temayül çok fazla…

ABD dünya devi diye bilinir ve Kaşıkçı oradaki bir gazetede yazardı, orada bir Türk ile evlenmek için

Evli olmadığını kanıtlayacak belge almak ister. Suudi Arabistan ona İstanbul konsolosluğunu işaret eder yani üç devlet konuya dahil olur.  Kaşıkçı için Suudi tuzak kurar ve onu ortadan kaldırır. Tüm uluslararası hukuku ayaklar altına alır. Yabancı bir ülkede bunu yapmakla ona karşı suç işler. Bir insanın akıbetini ille de ortaya çıkarmak gerektiği için çok masraflı araştırma yapmak için sürekli uyanıklık yaratmaya çalışan insanlık küçük düşürülür ve cesedi hala bulunmaz. ABD kendi ülkesinden bir insanı kandırıp yok eden Suudlar tarafından küçük düşürülür ve uluslararası hukuka saygıyı koruma görevini yapamayan zayıf bir devlet durumuna düşürülür. Tüm diğer dünya çapında etkiler yapabilecek devletlere ve uluslararası kurum ve kuruluşlara pervasızca meydan okur.

Tüm basın yayın tehdidi iliklerinde hisseder. Bizimkiler ne hisseder ki alaycı ifadelerden başka tepki çok az.

İnsan olduğumuzu ve insanlığın zor durumda olduğunu bilip barış ve özgürlüğe, insan haklarının barışı destekleyen en önemli faktör olduğunu kabul edip her an destek olmaya mecburuz. Kıbrıs sorununu düşünürken bile BM’e yardımcı olmanın da görevimiz olduğunu ve çıkarlarımıza uygun olduğunu unutmamalıyız.

Son genel sekretere sunulan rapor da sivil toplumun, kadın hareketlerinin, gençlik ve sendikal hareketlerin yanında iki toplumlu kuruluşların desteğine işaret eder ve onların desteğini ister. Hepimize seslenir. Biz de buna yardımcı olmalıyız.