yaklaşımlarAlpay DurduranKaşıkçı olayı ve önemi - Alpay Durduran
yazarın tüm yazıları:

Kaşıkçı olayı ve önemi – Alpay Durduran

279 Takipçiler
Takip Et

Yeniçağ podcastını dinleyin

Dünya’da yalnız yaşamadığımız gibi devlet egemenliği de yeterli değildir dünya yurttaşıyız

Bu gerçeği aklımızdan çıkarmamalıyız çünkü gün gele hep beraber çevre kirliliği yüzünden evimizde yanıp kül olabiliriz. Stephan Hawkins sonunda başka gezegen aramaya çıkıp evimizi taşımak zorunda kalırız demişti, ders olsun.

Kaşıkçı yasal dokunulmazlığı olan bir konsoloslukta hunharca öldürüldü ve naaşı hala bulunamadı.

Elbette birinci sorun temel hak olan haber alma hakkına bir tehdit olmasıdır. Buna önem vermeyen her ülke yalnız kendi halkı için değil insanlık için önemli bir konuda yardımcı olmak zorundadır.

Sonra konu tüm insanlığı ilgilendiren bir konu olduğu için BM kuruluş antlaşmasına imza atan tüm devletlerin kendi imzalarına sadık kalıp üstlerine düşeni yapmalıdırlar.

Haber alma hakkı gibi diplomatik dokunulmazlık sahibi mekanların korunması kuralları da tarihten gelen çok önemli kurallardır ve tam uyulması, bulundukları ülkelere tehdit olmamaları ve suç eylemlerine sığınma vermez olmaları tehdit edilmemelidir. İhlal edenlerin savaş nedeni bile olmaları olasıdır ki savaş bir suçtur ve tehlikesi çok çok artmıştır.

Çok önemli bir konu da barış ve refahın güçlendirilmesi için BM kuruluş anlaşmasına imza atan devletlerin koruma ve geliştirmeyi kabul ettikleri temel insan hak özgürlükler ve demokrasi için verdikleri güvenceler ve hukukun üstünlüğü ilkelerini yaymak tümden ödevimizdir. Bunlar gerçekleştirmek için dayanıma ve zorlama (yaptırım) anlaşmaları ve kararlar da gereklidir ve her devlet ve insana düşer.

Dünyanın geleceği herkesin ve devletlerin bunların uygulanmasına önem vermesi yaşamsaldır.

Kimse Kaşıkçı muhalifti, ben de onunla hemfikir değildim deyin küçümsememeli, insan canına ve özgürlüklerine saldırıyı önemsiz saymamalıdır. Trump şu kadar milyar dollar silah siparişi var, şu kadar insanın işi söz konusu, kaybetmek istemem demesi asla kabul edilemez.

Önce bir daha olmaması için sorumluların cezalanması için araştırma sonuna kadar götürülmeli ve adi suçlular yanında karara katılanlar da bulunup cezalandırılmalıdır. Suçluluğu belirlenenler de araştırmayı engelleyenler de ayırt edilmeden ortaya çıkarılmalıdır.

Çağdaş devlet ve insan BM anayasasından diğer uluslararası belgelerdeki temel ilkeleri baş tacı etmeli ve insanlar devletlerine yardım için baskı yapmalıdır. Uzun bir listedir, temel insan hak ve özgürlükleri insana devletine de sahip çıkıp desteklemesini sağlamakla görev vermektedir. Devletimize ilgisiz kaldığında ses etmezsek, imzasına bile sahip çıkmadığı halde denetim yapmadığımız için suç işleme olanağı veririz.

Kamuyu yağmalayanlara ses etmeyen devlet yönetimleri cesareti halkın sessizliğinden alır. Orada bet bereket kalmaz. Her şey birbiriyle ilgilidir. İnsanlığa olan ilgisini kaybeden bir idare uluslararası hukuku çiğnediğinde halk sessiz kalınca emin olur ki mevkiini istismar edip cebini de dolduranlara ilişmediğinde de sessiz kalacaktır.

Kaşıkçı ülkesinin belgesiyle evlenebilmek için gösterilen ülkedeki konsolosluğa davet edilir ve orada katledilir. O ülke neden seçilmiştir de ABD’de yaşadığı halde oradaki bir konsolosluğuna davet etmez. Dikkat ederseniz konu çok boyutlu ve sorular çok.

Çağdaş insan bir Kaşıkçı olayında bile tüm insanlığın sorunlarıyla karşı karşıya kalır. Yetmez Trump gibilerin ve Suudi Arabistan çok işbirliği yaptığımız bir ülke gibi mazeret ileri süren Erdoğan’ın da içinde yer aldığı siyasilerin temsil ettiği pragmatiklik (faydacılık) de kabul edilemez. BM ancak üye devletlerin yaptırımlara destek verebilecek durumda olanları destek verirlerse işe yarayabilir. Bizden ise hiç hayır yok; çünkü BM’nin ne hayrını gördük masalını tekrarlayanlara BM kararlarına aykırı olarak çıkarttığımız çatışmalarda kurtardığı veya kurtarılmasını sağladıklarını olsun anımsatmamız gerekir ama sanki hep birlikte BM’yi sıfırla çarparmış gibiyiz.

Şimdi bile BM barış gücünün gidiş konuşuluyor ama tehlike var diyenimiz yok gibidir. Kendi kendimize yeteriz gibi bir anlayış egemendir ve kim ki yetmeyiz yahu diyeni yadırgarız. Hudut olaylarında hemen ortaya salınan kışkırtıcı yalanları ancak BM’nin hakemliğinin önlemekte olduğunu bile anımsamayız.

Kaşıkçı olayı diplomasiyi yani barışçı ilişkilerin güçlenmesinin ve barışçı çözümleri zorlayacaktır. Basın özgürlüğünün desteklenmesine ek çok sorun yaratacaktır.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
334AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin