Larnaka Havaalanı, Cobalt-Easy Jet ; Brexit’li İngiltere ve kent şehri – Ulus Irkad

525

Geçen hafta bayağı hareketli geçti… Benim için de, aile için de… Kızımı Kent Üniversitesi’ne götürmek için Güney’den Larnaka Havalanı’ndan, 15 Eylül günü saat 15 sularında ayrıldık. Hanım ve kızla birlikte tam üç kişiydik. En fazla dikatimi çeken nokta artık gümrüklerde ve polis kontrollerinde yeni teknolojik yeniliklerin uygulanmasıydı. Artık pasaportları polisler değil bilgisayarlı robot gibi cihazlar kontrol ediyor. Bağajlarınızı da öyle… Eğer üstünüzde parfüm bile olsa robotlar onları denetliyor ve tehlikeli olup olmadıklarını kontrol ediyorlar. Bu şekilde de kontroller daha hızlı ve beklemeden oluyor. Larnaka’dan gidişim aslında Türkiye güzergahının biz aydınlar için artık güvenli olmamasıydı. Afrika Olayı’ndan sonra bir şekilde rahatsız edilmeye ve sosyal medyada tehditler almaya başlandı. Bazı, aslında gerçek ama su yüzüne çıkarılmayan tehditler de buna sebep oldu. Herneyse, kendimi maceraya atamazdım ve daha da ucuz olan Larnaka güzergahını kullandım aile ile birlikte. Tabi ucuz olmasına ve buradan acenteden kilo fazlası için yaklaşık 700 TL vermeme ragmen,maalesef orada gene 50 Avrolu  8 kilo fazlası verdim ve bu da bilet fiyatı olarak hesapladığımızdan daha da fazlaya çıktı. Aslında Ercan’dan üç kişi olduğumuz için 60 kilo hakkımız vardı ve kilo fazlası verme durumumuz yoktu. Bir de maalesef Cobalt ve Easy -Jet Havayolları kapitalizmin bir para yolunu da kullanıyorlar. Gerçi bizde de özel havayolları sabah kahvaltısı ve öğle veya akşam yemekleri dağıtırken para alıyorlar. Aynı şekilde beş saatlik yolculuk halinde Cobalt ve Easy-Jet de para almakta ve yeşil kartlarla, Avrolar havada uçuşmakta uçak içinde. Türk Havayolları’nda bu olmuyor ve size seyehat süresince, yol da uzunsa,  üç öğün yemek de verilebiliyor. Ama maalesef Türkiye Cumhurunun yanlış politikalarından ötürü bu misafirperverlik ve Türkiye’ye turist kazandıracak bu fonksiyon, özgürlüklerin, düşüncenin baskı ve esaret altına alınmasından dolayı Türkiye’ye turist de kaybettiriyor ve kaybettirecek. Diktatörlük veya despotluk zaten ekonomik baklımdan çöküş getirdi. Türkiye savaş isteyen ve barış düşmanı politikalarından ötürü gün geçtikça kan kaybetmekte, hele hele bu kriz daha da kan kaybettirecek. Neyse geleyim Güney’deki özel Havayollarına. Gidişin Cobaltla, gelişin de Easy-jet’le yaptık seyehatlari. Rahat bir yolculuk olmasına rağmen bu yemek ticaretinden pek de memnun olmadım, açıkça yazayım. Gerçi bizdeki özel sektör de aynısını yaptığında memnun olmamıştım. Hatta onu da bırakın, yemek sonrası bir de parfüm ve mücevherat, altın satmaları da oldukça ilginçti. Bana göre etik olarak, bu hem yolcuya karşı kabalık, hem de misafirperverliğe uymaz. Bırakın onu parası olmayan yolcu, yiyenleri ve içenleri mi seyretsin yani? Kapitalizmin bir başka yanlış yönü bu da.

Herneyse Gadwick’e rahat indik ama biraz geciktiğimiz için kızımın üniversitesinin bulunduğu Kent’e giden tramvayı kaybettik ve mecburen geriye giderek Viktorya Terminaline vardık. Burası Londra’ya ait bir yer. Kent’e veya Canterbury’e gidecek treni bulmak veya beklemek de oldukça zor oldu. Bereket versin bir Kıbrıslıtürk üniversiteli kızımızın çok yardımı oldu bize. Herneyse sabahın saat 24:30’unda Canterbury veya Kent’e vardık ama geciktiğimizden ötürü kızımı okula götüremedik. Geceyi bizimle geçirdi ve sabahleyin de kahvaltıyı birlikte yaptık. O gece için üç kişi kalmamıza ragmen otel benden üç kişilik para talep etmedi ki bunu da buraya nakledeyim.Ha, bunu da yazayım, 16 yıl sonra geldim İngiltere’ye. İlk gelişim 1990’daydı, ondan sonra beş-altı kez gene eğitim kursları için geldim ama dikkat ettiğim, taşıma ücretleri bayağı pahalıydı ve tren, otobüs ve taksi hizmetlerinin fiyatları arasında da pek fark kalmadı artık. Bir taksi sizi Kent içinde istediğiniz on dakikalık yere 20 Sterlin’e götürüyor. Trenle Londra’ya seyehat üç kişi için 85 Pound, Kent’ten Gadwick’e havaalanına gidiş yaklaışık 80 Sterlin-bu zaman zaman 90 veya 100 Sterlin de olabiliyor.  Geldiğimiz gece keşke taksi ile gelseydim, çünkü üç kişi için 80 TL verecektim. O gece Gatwick’ten ve oradan hareketlerle verdiğim sadece 85 sterlin oldu. Herneyse bereket şehir dışında hanım ve benim kalacağımız otel çok ucuzdu ama mecburen üniversiteye gitmek için gidiş dönüş  hergün için 40 Sterlin verdik. Sonuçta kızımızı üniversiteye yerleştirdik, ihtiyaçlarını da aldık. Üniversiteye geldiğimizde kızımı kayıt için de pek fazla orada beklemedik çünkü İngilizler nizam ve intizam içinde daha önceden herşeyi hazır etmişler, odasından derslerine varıncaya kadar tüm düzenlemeleri yapmışlardı. Büyük bir intizam içinde kendisine anahtarları ve odası teslim edildi ve kızımız birgün sonra derslerine başladı. Artık geriye kalan günlerde dersten çıkışı saat 16:00 olduğu için üniversiteye gecikmeli gitmeye ve şehirde tarihi ve gezilecek yerleri görmeye koyulduk. Bu konuda da bayağı fotoğraf çektim. Şunları da ekleyeyim; şehir içindeki supermarketlerdeki yiyeceklerin çoğu sterlin olmasına ragmen bizden bayağı ucuz. Mesela bir “Colgate” diş macunu bizde 42-52 TL orada 1 Sterlin yani 8.5 TL…

Bu arada İngiliz gazetelerini okuma ve İngilizlerle Brexit konusunu da konuşma olanağı buldum. Gazetelere göre İngiliz Hükümeti dahil herkes telaş içinde. İngiliz halkı referendum ve Brexit konusunda bayağı pişman olma noktasına geliyor. İşçi Parrtisi yeni bir referandum ve halkın yeni vereceği kararın doğru olacağını iddia ediyor. Muhafazakarlar ise bu kararın kurbanı olarak büyük karışıklık yaşıyorlar. Buna ek olarak olarak İngiliz ihracatı ve işadamlarının ve de taşımacılığının da Avrupa’da birçok engellerle karşılaşacağı da tartışılmakta. Bu arada gene İskoçya, Kuzey İrlanda konularında da İngiliz Hükümeti bayağı sıkışmış durumda. İskoçya, AB’den ayrılmak istemiyor. Kuzey İrlanda da AB ekonomik işbirliği içinde kalmaktan yana. Yani referandumun yanlışlığı bu şekilde yansımalara sebep olmuş.

Beş günlük Canterbury-Kent ziyaretimiz, kızımızı orada bırakarak geriye dönmek ve Cobalt’ın yanlış etik dışı paralı ağırlamalarının bir kez de Eas-yjet’te yaşanmasıyla Larnaka Havaalanı’nda sona erdi.

Beş günlük, başlangıçta kızmızın bagajlarının ağırlığı , daha sonra da onun üniversiteye yerleşmesi  ve rahatlamakla sona erdi. Geriye Canterbury’nin güzelliğini gösteren , anılara yerleşen güzel manzaralar ve fotoğraflar kaldı…