Dolar dünyada yükseliş gösterdi ama az bir şey. Eriyen lira ise erimeye devam ediyor. Bunun yarattığı endişenin giderilmesi için nedenlerinin anlaşılması ama aynı zamanda korkulmadan dile getirilmesi gerekir. Örneğin TÜSİAD ve TOBB gibi büyük örgütler nedenlere işaret etti: “Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) ile Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) gerçekleştirdikleri istişarelerin sonucunda ekonomik duruma ilişkin görüş birliğinde olduklarını ifade ederek, Ülkemiz ekonomisinde gerek küresel gelişmeler, gerekse iç dinamiklerimiz nedeniyle hassas bir dönem içerisindeyiz. dedi”
İki nedeni küresel gelişmeler ve iç dinamiklerimiz olarak dile getirdi.
Ancak Sabah gazetesinin yazı işleri müdürü “Trump’ın yaptığı kabadayılık sade Türk Lirası’nı vurmakla kalmadı ki… Hindistan’ın Rupisi de dolar karşısında bütün zamanların en düşük değerine indi. Bunun yanında Türk Lirası’nın dolar karşısındaki anormal değer kaybı Rusya, Brezilya, Arjantin, Güney Afrika ve Meksika para birimlerini de vurdu.” Diye yazdı. Yani nedeni Trump’ın kabadayılığı idi.” Dedi.
TOBB ve TÜSİAD her şeye işaret ederken Sabah gazetesi nedeni Trump’ın kabadayılığına bağladı.
İşte demokratik hukuk devleti olmaktan çıkarsa bir devlette korku egemen olur ve liranın batışı bile açık nedenlere bağlanamaz. Çare olarak da öneriler yapılamaz. Bırak bin çiçek açsın bin fikir çatışsın atasözü işlemez.
Eriyen Türk lirası için uyarılar çok önceden yapıldı ama çıkarcıların elindeki yandaş basın şakşaklardan uzak durmadı, eleştirip de yola getirme çabası da göstermedi, eleştirilerin duyulmaması için fedakarların çabaları da etkisiz kaldı. Kreditörlerin faiz uyarılarına kulaklar tıkandı, cari açık tehlikeli artış içinde denilirken yeni ultra projeler açıklandı ve dış düşmanlar ilerlememizi engellemeye çalışıyor edebiyatına izin verildi. Özel devlet dış borcu ve yanlış zamanda yanlış yatırım seçimleri büyük kayıplara neden oldu.
Tartıştıkça korku ortamında herkesin kafasını karıştıran bir dalaşma başladı.
Bize gelince cenaze etrafında anma dansı ayini yapan vahşiler gibi garip çırpıntılarla dar boğazdaki devlet hazinesini dansçıları tahrik için harcamaya kalkıyorlar. Liraya sahip çıkma hevesine bağlı saçmalıklar yapıyorlar. Lira kullandığımız paralardan sade biridir. Hepsine hakkını vererek öncelikle lirayı harcamalı, değeri az değişen dövizi dikkatle kullanmalıyız. Başka yol şimdilik yoktur.
Uzun vadede sermayenin hemen hepsinin devletin yolsuzluğa ve rüşvete battığı gerçeğini ifade ettiği bu zamanda bu kapıları kapatmak ve kazanç vergilerini toplamak için reform ve reorganizasyona başlamak gerekir. Sosyal yardıma muhtaçlar, tıbbi yardıma gereksinimi olanlar ve eğitim yardımına gereksinimleri olanlar, ilaç ve tıbbi aletlerin eksikliklerini gidermekte gerekenler için acil önlemler alınmalıdır. Tarımı destek gibi reform gerektiren konularda da gerçek muhtaçları desteklemek gerekir.
Kumarhane ve turizmin istismarına engel olup hala destek vermeye ve eğitim sektörü denilen tezgâhları desteklemeye ve sunulan vergi bağışıklığı ve diğer kamu kaynaklarını elden geçirmeye hemen başlamak gerekir.
Dünyada hangi akıllı bilinen devlet elinde ne varsa o kadar destek verdiği sektörlerde yurttaşlardan fazla yabancı çalıştırır? Bu garabetlere ve gümrüksüz mal ithal edip piyasaya sürenler göz yummuştur. İngilizce tedrisat yaptığı iddiasında olduğu halde dersleri İngilizce bilen eleman bulamıyoruz diye Türkçe yapanlara bu ne desteğidir!
Devletin gelirleri artık dolaylı vergiler halindedir. Gelir vergisi devede kulaktır. Kazançlarını gizleyenlere aman vermemek şarttır. Devlet harçları ve ücretleri sürekli artırmaktadır ama hizmeti de laf ola vermektedir.
Bu koşullarda paramızı basalım veya döviz kullanalım hayali kullanmak çok tehlikelidir. Daha beter KKTC lirası da hayaldir. Onun için kolay çare yok, çok önlem gereklidir. Birincisi de hemen işleyen bir etkin ve verimli yönetim olma çalışmasıdır.