Kıbrısta genelikle algı esirliği ile istenilenle yetinme güncesi, artık iyice yerleşip, yanlışı da gökyüzüne dek ulaştı. Bana hep “neden dış konularda yazıyorsun” diye durmadan bolca eleştiri ile zaman zaman da küçümseme gözle bakanlarla konuları yazmaya da devam ediyoruz. İstenileni konuşup bilime dek uzatan düşünce modeli sonrası ile dünyayı Kıbrıslaştırma merkezli odaklamanın paranoyaları da gayet normal hale geldi. Biz brakın dünyadaki gelişmeleri doğru öğrenme talebini, kendi yaşadıklarımızı dahi sırf sistemle ters düşmeme adına kabulenmeme noktasına geliriz. Buna yönelik de inanılmazları gayet normal yalan haline de soktururuz. Böylelikle gerçeklerle yüzleşme denilen ve söylenenlerin özellikle siyasal doğrulukları hep kuşkularla örülüp duvar haline getirildi.
Aynen, dünya gelişmelerinde de ya yoğun “bananecilik” veya kendimize benzetip yorumlama tekniğine baş vurulmaktadır. Anımsarsınız, Suriye olayları başladığı zaman, hele de Türkiyenin de politik duruşu net olarak Esat karşıtı olunca, burada da birileri konuyu alıp “Kıbrıslaştırdılar”! Öylesine bir bizlik havaya sokup Suriyeleştirdiler ki Esatı Rumculuğa ve soradan herkesin kabulenmek zorunda kalınan Cihatcıları da bizim Mahsunluğumuza kondurdup bu kesimleri savunur hale getirdiler. Hat ta, buraya dek geçen bazı diyaloklarla “Türkiye, Suriye politikasını gayet iyi idare ediyor” söylemleri de yazdık. Afrin olayında da olayın özü yerine hele de işkal denilince de Erdoğandan gelen tepkiyle de burada Afrin gerçeği dahi yazılamadı! Sadece birkaç kişi oldu. ..
Neden böylesi bir gidiş olurken, ben mahşete Dera kelimesini koydum: Çünkü, hem benzetmek, hem de paranoyla politikleşme terslikleri olunca, sanki dün bunları hiç söylememişcesine, şimdi ya susuluyor veya Türkiyenin demecine göre ahkam kesme beklentisi pususunda takılınıyor. Oysa, Suriye doğu komşumuz. 7 Yıl süren savaşta, gün oldu K. Kıbrıs medyası da bolca yazılar yazdılar. Yukarda belirtiğim gibi IŞİD gibi veya Elnusrayı özgürlükcüler olarak başarılarıyla bize sunan çok yazar ve akademisyen de oldu. Şimdi, bunların en azından eleştirilerini kendilerine yöneltip köşelerinde veya ekranlarında yansıtmaları gerekmiyormu? Doğru olan, eğer kaybetse de doğru olup yenilen olarak derslerle yorumlanır. Oysa son Suriye olayında da olduğu gibi, hem yanlışlarla düşünce oluşturuldu, hem de tuhaf ironiklikle Kıbrıslaştırıp biz odaklı noktaya dek taşındı…Aynen, Afrin olayında olduğu gibi. Hele de Afrine taşınan nifusun Cihatcı milisler olup orada gerilimler yaratıldığı bilgiler hiç yazılmıyor. Çünkü, K. Kıbrısta öylesine bir alışkanlık oluşup kültürleşti ki gerçekelr işinize gelmiyorsa, bunları söylemek tehlikeli ve yerine göre linç etmeğe dek aday haline gelirsiniz.****
Her Suriye adımını yazarken, burada dağ gibi yükselen yalanlarla anlatılan Suriye anlayışlarına da dokunmadan edemiyorum. Çünkü, bu gerçeklerle yer oldu nerede ise tek kalma noktasına dek geldim. Gerçi Esat gitsede, iktidar olacak IŞİD veya Elnusranın veya denenip denenip iflas eden ÖSO yapıları yine de görüşlerimizi haklı çıkaracaktı….
Son günelrde Suriye politikasında Dera olayı önemli haber oluyor. Çünkü, Filimin başı burada başladı! İlk protestolarla, isyan hareketleri Suriyenin güney kenti Derada başladı. O dönemde daha güncel Ortam gazetesinde de yazdığım için, gelişmeleri gün gün yazıp yorumladım. İlk Suriye kıvılcım sorusunu da bu olaylarla yazdım: Dera Suriyenin Ürdün sınırında. Oysa, Türkiyeye göçler Kuzeyden başladı. Daha Suriyenin kuzey bölgesinde olay dahi yoktu. Doğan Tılıcın önemli araştırması ise “Hatayda, daha Suriye olayları başlamadan, yabancı gözlemcilerce, kamp alanları kurulma başlanması” yazılıyordu!
Kısaca, Suriyede önce protesto, sonra ayaklanma ve ardından ülkenin içi doldurulan cihatcılarlala resmen üçüncü dünya vekalet savaşları yapıldı. Son bilgi önemli; Suriye ordusu Dera yerleşimini ele geçirdi. Bu olayın başladığı yerde işin sonuna doğru gelindiğinin işareti olarak alındı.
Artık Suriye iç politik olarak Kürtlerle olacak görüşmeler ve idlipin yeniden Suriye topraklarına katılmasıdır. Tabi, Türkiyenin ele geçirdiği ve işkal kelimesine çok kızdığı toprağın da ne olacağı sorular da bizim kamuoyunda konuşulmasa da gündemde.
Bazı genel konularda da hamleler var. İsrail, artık sınırında Suriyenin ordusuyla olmasına itiraz etmeyeceğini açıklıyor. Kritik noktası, iran askerlerinin sınırına yakın yerlere gelmemesi! İran askeri masalarının masal olup hikaye olmadığını çoğu biliyor. İranın Suriyede ordusu yok. Danışman ve uzmanları vardır. Fakat, başta ABD ve İsrail, ısrarla Suriyede büyük çapta iran askeri olduğu probagandasını yaptılar. Şimdi, dün direndikleri Deranın da Suriye ordusunun eline geçmesiyle, artık Esat konusunun yeni platforuma kaymasına yol açtı.
Yakında olacak Putin Trump görüşmeleri ise Suriye konusunda birçok çevre, bazı koşullara göre ayarlar bekliyorlar. Bu konuda uzman olan gazetecilerden Fehim Taştekin ve Musa Özuğurlu: Türkiyenin kaybeden olacağını” direk vurgulamaktadırlar. Hele de Türkiyenin Anti Kürt duruşla Suriye politikasına bakışında, Esat karşıtlı duruşu sonucu eğer Kürtler Esatla uzlaşırsa, işler iyice Türkiye alehine gelcektir.
İsrailin Güney Suriye hesabı bozulup, yeniden yazılmaya geçilriken, yarın idlip operasyonu ile Suriye toprağı olan Afrindeki tutumlar da gündeme düşecektir.Suriyenin toprak bütünlüğü lafazanlığı ile yapılan işkaller sonuçta yandaşlar dahi yalnız brakılıp yeniden Esat güçlenerek ülkeyi kontrol yapıyor. Rus İsrail, Rus ABD ikili tutumlarla iranın akıllı hamleleri sonucu, BOP projesi çökerken, Amerikada büyük tartışmaların da olduğunu eklemeden olmuyor. Tam da bu sırada, Türkiyenin desteklediği Trkmen çetelerinin hem de Suriye ordusuna saldırmaları ise bu politik karışıklık kadar, hesapların yanında olanların da tam okunamadığının yeni mesajı olmaktadır.
Dera Suriyenin Ortadoğu rüzgarlarının başladığı yer. Orada ilk Cihatcı kazanması oluştu. Şimdi, Dera yerleşimi Suriye ordusunun eline geçti. Dün, dera hamlesine ABD ve israilin direnip engeleyeceği umutları da batı ve cihatcı cepesinde vardı. Fakat, yaşanan Suriye gerçeği, bize alınacak çok derslerle devam ediyor. Hele de B.M. akla gelince, Uyduruk kimyasal silah hikayeleri, Suriyenin vurulmalarına ses çıkarmamak ve en önemlisi, ilk Suriye toplantılarında ne Esat nede Kürtleri katmadan bir Suriye çıkarma politik hamleleri hepsi geride kaldı. Beklentiler bu defa Putin Trump görüşmelerinde, Trump hem Filistin hem de Suriye ile ilgili tutumları konusunda ABD basınında haberler peşpeşe çıkıyor. Bunlar toplamda şimdi Suriyenin hem Kürt konusundaki geleceği, hem idlip ile Türkiyenin yerleşmeye çalıştığı yerlerdeki ciahtcılarla son tangonun arabeksmi yoksa yalelimi olacağı ile geleceğin sıçraması da yaşanacaktır.