yaklaşımlarAlpay DurduranFestival ve tören devleti – Alpay Durduran
yazarın tüm yazıları:

Festival ve tören devleti – Alpay Durduran

279 Takipçiler
Takip Et

Yeniçağ podcastını dinleyin

Festivalden ve törenden geçilmez oldu. Şimdi de Kapotaj bayramı kutlandı. Bunların bedava olmadığı biliniyor ama yine de yapılıyor. Kapotaj Osmanlının çağdışı yönetimi ülkedeki limanlar arasında da yabancılara ülke limanları arsında deniz ulaşımı işletme hakkını vermesinin yasaklanması demektir. Bunun yasaklanabilmesi için büyük risklere girilmesi gerekmiş ve yabancılar kapitülasyonların kaldırılmasına Osmanlının borçlarının ödenmemesi tehlikesini ileri sürerek Lozan antlaşmasının imzalanmasını bile geciktirmişlerdi. Onun için kabotaj önemli bir konu olmuştu. Ancak devir değişti ve yasaklar kalktı. Geriye Türk Anonim Şirketi (TAŞ) adlı şirketler kaldı. Köprüler de borçla yapılıp işletmeleri yap-işlet-devret icadıyla ihale edilince kapitülasyonlar geri geldi. Bayramı kaldı.

Osmanlı Atatürk’ün kitabında dediği gibi Sultan’ın mülkü olan ülkede her şey onun saltanatının devamı için yapılırdı. O nedenledir ki “adalet mülkün temelidir” sözündeki mülk vatan değil padişahın malı, mülkü anlamındadır. Rast gelen veya Arapça bilmeyenin hatası yüzünden konulmamıştır. Padişah yabancılara kendi toplayamadığı vergi ve harçları toplama hakkını ve yetkisini vererek işletme ve inşa etme işini verirdi. Bugünün köprüden geçene beş geçmeyene altı dolar ödetme usulü de yani geçeydi deyip garantili ücreti devletten alma yetkisi buradan doğdu. Köprü var ya, ister geç istemezsen geçme diyen başbakan tarihe böylece geçti. Devlet verirse başbakanın şahsi cebinden ödenecek değil, hazineden ödenecek! Halkın bunu ödemeyeceğini yani geçmeyenin ödemeyeceğini iddia etmek en azından halkın denetiminin olmadığını kabul ve ilandır.

Kapotaj bayramı da kapitülasyonların kaldırılmasını anma günü olarak kutlanınca sizin cebinizden para çıkmaz sanan varsa çok saftır. Veya cebine girebilen paraya dokunulmadığını sanan enayidir. Çünkü hazine tektir, bir havuzdur. Bir kuruş alınırsa senin cebinden de çıkar. TC yardımı da olsa aynıdır. Çünkü TC yardımın çoğunu borç diye yazar. Daha da önemlisi TC yardımı global olarak saptanır ki boşuna harcanan para bizim paramızdır. TC’nin parası bile olsa ona da yazık.

Kabotaj bayramının günü geçti ise yani yabancı sermayeye kısıtlama koymama artık solun da ilkesi olduysa insanın bilmesine izin verilmelidir. Hükümette sol görüşlü yok mu? Öyleyse kabotaj bayramı kutlanacaksa geçmişte yapılıp sonra yanlış olduğu görülen tarihi bir olay olarak üzüntü ile anılmalıdır.

Hazinemizin böyle şeylerle harcanmasına halkımız artık ses çıkarmalıdır.

Türkiye’de dolar krizinin hesapsız kitapsız yap işlet devret usulü borçla kalkınma modeli ancak dünyada para bolluğunun olduğu zamanda olası olmuştur. Şimdi borçla yapılan yatırımların ceremesi çekilmektedir. Biz de aynı durumdayız. Ülkemiz turizm ve eğitim turizmi diye izin verilen izinlerin sonuçlarıyla boğuşuyoruz. Borç dağ gibi, asayiş kovboylar devri gibi, sokaklar çocuk büyük sokak çeteleri yuvası gibi, borçlular için tahsilat çeteleri güruhu gibi ve sair… temiz ve sağlıklı ortam ise yeraltında lağım suları, atılmış pil yığınları, havada, denizde ve karada zehirli atıklara dönüştü.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
334AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin