Önlem alınacaksa esas olarak mal ve hizmet türlerinin düşünülmesi gerekir. Paranın durumu elbette önemlidir ama onlar birer göstergedir ve gerçekten kopmaması gerekir. Yani paranın alım gücünün mal ve hizmet alım satımından kopmaması gerekir. Ama bizde ikide birde paranın değeri değişir ve aradaki fark değişir. Dün bir kilo patlıcan iken ertesi gün yarım kilo olabilir.
Para işleri uğraşanalar bunları bilirler ve ona göre binlerce mal ve hizmetin değerinin para ile gösterilmesine olanak sağlayacak gelişmeleri derleyip değerlendirmek zorunda kalırlar.
Bizde herkes bilir ki hesaplar Sterline göre yapılır yani çoğu mal ve hizmetin değeri Sterlin olarak adlandırılır. Tüccarın mal ve hizmetler için ölçüsü Sterlindir. Amma dış ticaret istatistikleri Dolar ile gösterilir, Lira da esas kayıtlara göre hep kullanılır.
Peki bu kadar kargaşa içinde bir de Dolar’a göre hesaplanan sabit fiyatlarla ekonomik istatistikleri verirseniz insan nasıl çıksın bu işin içinden?
Lirayı ele alırken enflasyon diyeceksin ve Dolar değer kaybetti enflasyon arttı sonucunu ölçüp Dolarla enflasyonu birbirine bağlayıp konuşacaksın ama acaba doğru yaptın? Dolar Liraya karşı değer kazandıysa enflasyon yani fiyat artışları neden olsun? Ekonomi derslerinde fiyatın oluşumu arz ve talebin denge noktasına göre gerçekleşir derler ve soruya öyle yanıt veren tam not alır. Öyle ise dedikleri gibi bizde eğitim sistemi bilgilendirmez cahilleştirir demeliyiz.
Dolar bizi yaktı derken Türkiyeli suçluyu bulmuştur ama bizdeki Sterlin yani bize ne diyemezsiniz. Sizde suçlu Sterlindir. Aşağı yukarı ayni olduğuna eminsiniz, suçluyu adını anmadan buldunuz sanıyorsunuz.
Hal böyle iken istatistiklere Dolar hesabı yapıyorsunuz. Kadiri mutlak devletimiz Dolar dese de sermaye Sterlin hesabı tutar. Onun için hesaplar ona göre yapılır yani sattığım bu malı yerine koymak için kaç Sterlin fiyat koymalıyım hesabı yapar. Bizim yeni yetme bakanlarımız da depoya koyduğu zamanki Dolar kuruna göre Lira olarak hesabını tutarak daha az harç veya daha doğrusu haraç vermesini emretti ve bizi döviz dalgalanmasından olabildiğince koruduğunu söyledi.
Al da bozdur. Adam yerine koyacağı malın fiyatını düşünüp satacak ama devle kendisine ambarındaki ilk günün fiyatıyla harç alacağım diyerek tüketiciyi koruyacakmış.
Bu arada devlet de üç aylık bütçesini fazlalıkla kapatmış diye övünse de gerçekleştirilmesi gereken harcamanın ancak %70,8‘ini harcayabilmiş. Yani yapması gerekenin %30’unu para bulup harcayamamış. Hastanesinde ölülerin soğutma bozulduğu için tutulması zorlaşmış ve hemen gömülmeleri gerekiyormuş! Onun için otopsi yapmak ve kimlik saptamak için bile sorunlar yaşıyor ve DNA örnekleri alınıyormuş!
Böyle bir devlete daha fazla gelir nereden buluruz diyen yok, harca da döviz etkisinden kurtulalım demenin ne anlamı var? Bu devlet bir şey anlamak ya da anlatmak için dertli değil, derdi aklamakla ilgili, medyası da saklamaya katkıda bulunmak zorunda çünkü üç para ile hesap kitap yapan, her paraya fırsat veren ve dış ticaretinin bir kısmını bile yabancı para ile yapıp başka yabancı para birimine geçmekten söz ederken bunun anlamını da artık anımsayamayacak olan bir medyadır.
Çareye el atmayan pek kalmadı ama artan fiyatlar nedeniyle zor duruma düşenlere nasıl yardımcı olunur konusunda duruyorlar. Sanki bu devlet muktedirdir de dara düşene çare olacak!
Bu ülkede tek para birimi yok ki örneklere bakalım. TL, Sterlin ve Dolar başta olmak üzere yabancı para bulundurmak serbest. O kadar da değil bütçe de dört tane. Onun için bütçe fazla verdi derken ne demek istediğini bakanlara sormadan neyin fazlalığı bu diye şaşıp kalırsınız. Bütçenin önemli hatta ekonomik olarak en anlamlısı yatırımlardır ancak yatırımda hükümetin payı yüzde üç dolayındadır (gerçekleşme) olarak yani devede kulaktır.
Şimdi bu haldeki bir devlete bir de kendi parasını stabil para birimi diye isdar etme görevi verecekmişiz. Bir para stabil deyince stabil i olur!
En iyisi herkes döviz serbestken tutsun, Lirayı olası en hızlı şekilde elinden çıkarsın. Akıllar tutuldu üç paralı maliyeden ekonomik önlem çıkarıp sağlıklı öneriler yapacaklar başarılar dilerim ama umudum yok.
İşin esası ekonomiyi ölçülebilir hale getirmek ve her mal ve hizmeti rasyonel ürettiğini ölçebileceği bir disiplinle ölçemeye muvaffak olmaktır. Devletin gelirlerinin de rasyonelleşmesini sağlamak ve harç, rüsüm (resimler) ve sair kazanç vergisi dışındakilerin gerçek maliyete göre toplanmasıyla devletin gelirlerinin reformu desteklemesine önem vermek gerekir. Hizmet yok pul parası var, hizmet yok ücret var, maliyetin çok üstünde harç yani haraç varsa enflasyon da olur döviz de artar.