Konuyu daha iyi anlama adına, bazı ek gelişmeleri başlık olarak da yazmak iyi gelecek. Konu olan başlık, Ortadoğu denklemindeki bazı işaretleri taşıyan olgulardır. Bunlar gerçekleşirken de bölgede yan etkileyici, tamamlayıcı hamleler de gerçekleşti. Bunları bir resimde birlikte görmek şarttır. İlk önemli sinyal ise savaş alanlarının yayılma işaretleri oluyor. Sudi prensinin ABD semalarındaki hem itiraf hem de yeni hedefleri açıklama sözleri önemlidir. Astana adıyla başlayan üçlü zirvelerin ise pakner olma ile çelişkilerin karışıklaştığı da anlaşılıyor. Buna ek olarak, Suriyedeki karışıklıklarla yapılan anlaşmalar, Cihatcıların bilinçli veya zorunlu idlipte toplanması, ABD eksenli çelişkili açıklamalar, “hem SUriyeden çekilme, hem de ardından kalınacak sa fiyatının ödenme talebi” paradoksu, Türkiye Rus yakınlaşması ile Türkiye ABD Kuzey Suriye bölge hamleleri adeta konunun karışıklığını işaret ediyor. Bunlara ek olarak, Afkanistanda görülen kaybolan IŞİD gerçeğinin, iran hamleli Horasan örgüt işaret haberlerinin de gelmesi, soruları artırıyor. Sudilerin irana karşı savaşma işdahı, Sudi İsrail eksenli itifaklar, iran hamleli bol çeşitleme planların uçuştuğu, Bunlar hep olayların bitme değil de yayılma işaretleri veriyor.
Ayrıca, itfak gibi görülen eksenlerdeki çelişkilerin de anlamı sorularla dolu! Türkiyenin hem Rusya ile Astana itifakında hem de Kuzey Suriye hesabında ABD ile yakınlaşma ilişkileri bunun en net kanıtıdır. Ayni şekilde Kürtlerin de konumu gelgitlerle dolu ve kaygan koşulalrda savrulup gidiyor. Belli olan, kriz, plan, itifak ve gelecekelrin hepsi kendi içerinde daha tehlikeli bir coğrafyada yaşıyoruz. Yaşarken de her hamle kırılgan itfaklarla dolanbaşlı hale ulaşıyor. Ayrıca, bolca silah satışları ile krizin hem genişleme, hem de kazanan sermaye kesiminin de net kanıtı olmaktadır.
Bu karmaşa içinde bir yanda üçlü Astana liderler zirvesi yapılıyor, ABD ziyaretcisi Binselman ise önemli açıklamaları yapıyordu. Bildik eski bilgielr yanında, yeni hamle işaretlerinin de yarınların kuşatılacak öteki politik gerçekleriklerini birlikte yaşamaktayız. Bu resmi iyi okumak gerekir. Sadece açıklamaları değil, gizlenen öteki bilgilere ulaşma ile geçmişi iyi anımsayarak yapısal özleri kavramak şart. Örneğin; Türkiye ABD ve genel Nato gerçeğini unutmamak ve Rusya ile girişilen yeni itifaksal ortaklık koşulunu iyi ve doğru okuyarak yorum yapmak gerekir.****
Astana yapılanmasına bağlı olarak Rusya, iran ve Türkiye liderleri toplantı yaptılar. Ruhani, Putin ve Erdoğan gelecek Suriye üzerine paydaşlık arayışında yeni adımları konuştukları kesin. Astana yapısı dense dahi, örneğin, Kuzey Suriye üzerindeki anlayışın ayni olmadığı kesin. Özellikle kulanılan “Suriyenin toprak bütünlüğü” konusunda öyle ortak görüşün de olmadığı kesin. Türkiye Afrin ve ELBAP bölgelerini ele geçirip valiler dahi atıp cihatcı kesimelri buraya yerleştirirken, Suriye hükümetini tanımadığını ve hat ta, hedefinde Esatın gitmesi olduğunu biraz bölgeyi bilenler hemen anlar. Rusyanın bölgesel hegemonyacı oyun kumarını oymnadığı, iranın ise banbaşka kuşkuları olduğu da malum. Hele de Türkiye ABD yapısal ilişkilerle, bölgesel mezhepsel fay hatları olayı bu üçlüdeki ortaklık yerine farklılık politikaları hemen sırıtıyor. Ancak, bu gerçeklere karşın, ortak Suriye toprak bütünlüğü cümlesine karşın, resmen başka fetihcilikler oynanırken, artan Türkiye Rus ilişkileri de gelecek kimin kazıklanma sorusunu da kafalara taşıyor.
Suriyeye Türkiyenin girme müsadesi, idlipte sorularla dolu yerleşmeler, Akkuyu santral kurma ile satılan Rus silahları olayları, adeta kuşkuları daha da beklenir hale getirdi. Hele, Rusyanın Erdoğana darbe girişimindeki yardımcı olma ile öteki gelişmeler de bu karmaşalı itifakın ortaklığının nereye dek süreceği merak içinde. Zaten, son liderler toplantısı sonrasında Kürtlere bakışta farklılıklar olduğu yeniden kanıtlandı. Ayni şekilde kelimesel toprak bütünlüğü ile Kuzey Suriyede Türkiyenin ABD ilişkili gelecek hesapları da tehlikelerin nedenli önemli olduğuna işaret ediyor….
İran konusuna pek değinmedim. Zaten, Türkiye ABD yapısal ortaklık ile şer eksen olup hedeflenme gerçeği yanında mezhepsel çelişkinin derinleştirilip ayni durumdaki Türkiye yapılanması da eklenince, iran Türkiye ilişkilerinde hep dış koşulların oldukça tehlikeli olduğu da kavranıyor. Bu gerçeklikler toplantı sonrası açıklamalarda da sığ olma ve değinmeme ötelenmelerle yansıdı.****
Madalyonun öteki yüzü ABD ise kutsal mütefik Sudilerin gelecek kralını ağırlıyordu. İlginç açıklamalar yapıldı. BİNSELMAN, tarihsel ABD ortaklığını öyle net anlatma şansı buldu ki artık bildiklerimizin çelişkili olduğunu söyleyemeyecek kadar net! ABD talepli Vahabi kesiminin geliştirildiğini itiraf yaptı. Amacının, iranla savaş olduğunu da çekinmeden söyledi.israil ile itifakla irana yöneldiğini de aktardı. Tam bir ABD bölgesel ortak adına konuştu. Öyle konuştu ki Ortadoğu projeli siyasal İslam adayı olarak da adımlar açıkladı….
“Kadınların bu yıl sinemalara gideceği, Sinemaların açılacağını, önemli şirketlerin de özeleştirileceği” mesajlarını yeniden verdi. ABD de Sudilerin yeniden Suriye politikasına takılması için komik oyunla piyasaya sundu.Önce Trump Suriyeden askerlerini çekeceğini açıklar* Ardından yanındakiler bunu ret ederken, Trump yeniden “Suriyede kalırsak bedelini ödersiniz” der! Tam da ayni dönemde Sudi Binselman da Amerikadan daha da silah alacaklarını, ortak ilişkilerini balandıra balandıra gazetecilere aktarıyordu! Oysa, çoğu kesim ABD politikasını dikate almadan sanki Trumpun Suriyeden vazgeçtiği yorumlarına hemen giriştiler.Unutulan, ABD genel olarak son dönemde bölgedeki politikaları mümkün oldukça ortaklarına oynatarak arkada durma amacının da varlığı oluyor….
Belli ki Suriye açmazında yeni kırılmalarla hamleler yeniden gelişmeye adayken, Sudi merkezli iran cepesi için de politik kurallar askeri alana kaydırılma dönemi de başlanma tehlikesinden gerçeğe ulaştı.Sudi Arabistan parasıyla ve aldığı silahlarla bu oyuna hazır. Öteki cepede ise Rusya Türkiye ilişkileri oldukça karışık. Hele de Türkiye gerçekliği ortada sırıtırken. Erdoğan hem iç politik gelecek için, hem Suriyede bazı kazanımlarla bölgesel güç olma açılım adına, bu karışıklıktan yararlanıyor. İşbirlikcilerin değil de direk aktörlerin karşıkarşıya gelmekte olan süreçte, gelecekte eğer diplomasi yerine askeri roller devam ederse, belirsiz ytehlikeler oldukça önemlidir. Türkiye ve Kürtler dinamikleri oldukça kırılgan konuma geldiler.Üstelik, şimdilik Türkiye politikasında ANTİ KÜRT politikası ile yeni Osmanlı toprak kazanma ekseni, bazı itifakların daha sağlıklı okunmasını engeliyor. Hegemonya gerileme ile yeni müdahil güçler dengesizliği, bölgesel egemenlik kurmak isteyen ülkeleri de fırsatı kulanma koşulalrına yöneltiyor. Türkiye, Rus ve ABD ilişkileri bunun net kanıtıdır.
Tabi ki devlet olmayan Kürt ve Filistin halklarının çektikleri ile fırsatları kulanma politik ikilemleri önemli gelecek Ortadoğuda etkilenecek halklar olarak önem kazandı. Cihatcı gibi unsurlar, Tıpkı Suriyede olduğu gibi, şimdiden yarınlarda iranda Horasan örgütü gibi mezhepci yapılarla yeniden karşımıza gelecektir. Şimdiden Uygur komutanlarla uzun vadede Çinin de olduğu açıklanıyor. Böylesi karmaşa, aslında tıkanan ve kırılganlıkalrla dolu önce Ortadoğu ve genelde Çin Kuşatma Avrasya stratejisinin ne melem rezalet olduğunun somut örneklemidir. Emperyalist sömürmeden demokrasi ve özgürlük bekleyenler, hep ABD emperyalist özü unutarak yanılmaya devam etmektedir. Tıpkı uydurulup yalanı net iken kulanılarak savaş edilip işkal yapmalar veya cihatcı şeryatcı kesimelrle demokrasi getirme adının kulanıldığı gibi.
Ne diyorlar: Kulanıma açık aptallar oldukça, bunları kulanacak kesimelr de politik zemini gayet güzel kulanırlar! Şimdiye dek tüm neden gösterilen Ortadoğu işkal veya öteki savaşların nedenleri hepsi yalan çıktı. Afkanistan ırak işkalinden tutun Son Suriye iran yelpazeli nedenler hepsi yalan çıktı. Hat ta, Hizbulah Filistin saldırıları da buna eklenerek resim tamamlanır. Ama, hala bunarlı yutacak, sunarak haber yapacak medya kanaları oldukça, ayni yalanlar tekrar tekrar piyasaya sürdürülüp politik hamleler yapılmaya devam edilecektir.