İlgisizler bir yana, konulara tarafcıl algılarla yaklaşanlar da öte yana itilirse, dünya sadece tek noktaya sınırlı olmadığı kesin. Özellikle tüm dünya adeta coğrafyamızda odaklanıp gelgit şekilde Dünya savaşıyla karşılaşma riskine girerken, elbet de normal olarak öteki dünya gelişmelerinin de öne çıkmaması doğaldır. Nitekim, öyle bir gelişmelerle yüklü günler yaşıyoruz ki hangisine el atarsanız, genel sistemin çökme işaretleri ile karşılığında seçeneksizliklerin dolaştığını anlarsınız. Adeta Hayaletlerin dolaşma döneminden gerçeğe sıçrama günlerini yaşıyoruz. Özellikle genel kapitalist sistemdeki ekonomik krizlerin çöküşe doğru evrilmesi, savaşların normal hal politikasına takılması ile karşılıklı değişim sistem seçeneklerinin olmaması sonucu, banbaşka kirli ve gerici yalan olguların da yerleşmesine neden oluyor. Suriyede Emperyalist yapı savaş tırmanma ve yayma politikalarını çoktan gündeme sokarken, bu kararları veren başta ABD olmak üzre, devlet içi çelişkilerin de ayuka çıktığı günlerden geçiyoruz. Emperyalist yapı ve özellikle ABD tüm dünyada adeta gerileyen hegemonya gerçeği ile birlikte, saldırgan ve direk müdahaleler yapıyor. Sadece Ortadoğu değil, Latin Amerikada da darbe yapma girişimlerinden sivil darbeler yazılımlarını tarihe kaydetmektedir. Bunalrdan birisi de Brezilya oldu….
Son olarak, Önümüzdeki aylarda yapılacak devlat başkanlık seçimini yapılan kamuoyu yoklamalrında mutlaka ve ezici şekilde kazanması beklenen Lulanın tuhaf şekilde hapsedilmesi ile yaşandı. Konuya nerden bakarsanız bakın “Ahmet Kayanın türküsü gibi Nerden bakarsan tutarsızlık” gibidir. İlk suçlama Lulanın başkan iken rüşvet olarak bir dayrenin kendisine verilmesi ile başlandı! Oysa, ilgili dayrenin tapusu dahi Lulanın üzerinde değil! Konuyu ortaya atanın da kanıtsal bilgisi de yok. Sadece öylesine bir suçlama ile Lula yargısı başladı. Ardından konu Temize gider! Tuhaftır, ilk yargı ayağında kanıt olmamasına ve başka bilgileri kanıtlayacak kişilerin de bulunmamasına rağmen, mahkeme Lulaya ceza verir. Öyle ki suçlamayı yapan dahi sonradan ayni durumu kabulenmedi. Ama, yer Brezilya ve önceden başkan iken yaptıkalrı nedeniyle Lulanın kazanmaması şart tı!
İkinci yargı sgandalı ise daha konu Temizdeyken, orada karar verilmemişken, Yüksek yargı mahkemesi toplanıp, Lulayı hapse gönderir. Çünkğü, seçimde aday olmaması şart tı! Önceki iki dönem başkanlığında Lula politikalarıyla yoksulukla mücadeledeki başarısını dahi başta Brezilya sermayesi ve genelde ABD böylesi politikalara karşıydılar. Bundandır ki Lulanın yeniden kazanmaması gerekiyordu. Temizi beklemeden üst Anayasa denilen yargının kararıyla ve ileri sürülüp tapusu dahi kendinde olmayan dayre gerçeği ve dahasıyla bu idiyayı söyleyenin dahi sonradan kanıtlamak yerine geri adım atmasına rağmen, Lulayı Brezilya şanlı yargısı kendi kurallarını da yok sayarak, adeta Temizi bile prosedür olarak beklemeden, Lulanın ceza evine gönderilmesine karar verildi. Tıpkı Ruseve parlementonun ve yargının yaptığı gibi…..
Dilma Rusevin hikayesini daha önceki yazıalrımda yazdım. Hırsızlık veya yolsuzluk yaptığı için değil, Manüpüle etme kelimesiyle tartışmalı idiyalarla “Görüntüyü olumlu gösterme” gibi tuhaf suçlama ile önce parlemento oyları ile Rusevin yargılanmasına karar verilip başkanlık görevinden alındı. Ardından yargı cenderesine konuldu. Ne tuhaf öteki rasantı oldu ki yerine koydukları kişi de açık yolsuzlukları olduğu direk bulgularla kanıtlanan başkan yapıldı! Tüm kanıtlara ve belgere rağmen parlemento onun yargılanmasına karar vermedi!***
Brezilya denilip de geçilmesin! Futbol ile anımsanıp brakılmasın… Brezilya dünyanın önemli ekonomilerinden birisidir. Latin Amerikada bulunup, dünya ekseninde gelişmiş adıyla anılan kapitalist ülkeler karşıtı Breksitler denilen Çin, Rusya, Hindistan ve Güney Afrika ülkeleriyle birlikte davranmaya çalışan devletdir. Ayrıca, Lula ile başlayan ikibinlerdeki Neoliebral ile uzlaşan sol politik uzlaşma ikilemli yönetim döneminde, Yoksulukla mücadelede önemli mesafeler kazandı. ABD ve İMF direk bağımlı ekseninden ayrılıp, öteki sistem dünyası ile buluşup, Latin Amerikasında örgütlenme yönüne girildi. Özellikle, ilaç tekeleri ile uluslar arası yargıda önemli mücadelelr Lula ile Rusev verip kazandılar….
Özetlenen bu politikalar ABD eksenli sermaye kesimini ve Brezilyadaki Oligartları hep rahatsız yaptı. Rusev, onlara tavizler vermesine ve kolaylıklar yapmasına rağmen, Sermaye rahatlama yerine, saldırganlığı daha da artırdı. Hele de Brezilyanın yakın tarihle yüzleşme adını, devlet içinde sağ kesiminden istihbaratına birçok kesimi de saldırganlığa yoğunlaştırdı. Oysa, Rusev onlara özelleştirme ve kolaylıklarla kendince çelişen kararları dahi verdi. Ama, Kapitalist Neoliebral gerçek ile ABD hegemonya hevesi bunlarla yetinmeyip, resmen okunduğu zaman dahi iğrenç yöntem denilen tavırla ve parlementonun parmak sayısı ile Brezilyada sivil darbeyle yolsuzluklarla donatılan sağ başkanı devlet başkanı yaptılar!
Yeni Timor başkan ilk yaptığı sosyal hakları kaldırıp, çalışmada esneklik getirip, sermayenin tüm taleplerini kabulenip, kamu kaynaklarını dış sermayeye devretmekle görevini yerine getirdi. Yeniden seçime gitme tarihi yaklaştıkca, Lula tekrardan braktığı yerde ve Rusevin diskalife edilme çirkinliğin de hesabını sorma adına aday oldu. Tüm karalamalar onun gerçekliğini engeleyemedi. Sonuçta, Yukarda özetlediğim kendi üstünde tapusu dahi olmayan dayreği rüşvet olarak aldığı idiyası ile başlayan ve ardından normal prosedürü beklemeden, Yüksek Mahkeme onu hapse gönderip bu seçeneği de “hukuki” silahla durdurtu! Dahası da oldu: birkaç Sosyalist lider de resmen suikast ile katledildi. Sol gelişkenlik içinde olan ve kitle destekleri artan önemli solcu kişiler de vuruldu. Böylelikle, Brezilyada uzlaşmacı olsa da Neolibarel yapıya dokunmasa da sırf yoksulukla mücadele yapıp kazançlı oldu diye veya yakın tarihin karanlığını aydınlatma çabası nedeniyle başta ABD ile başlayan ve Brezilya oligartlarına uzanan itifak, sol kelimeli lider başkan istememenin politik tarihini yazdılar.
Şimdi; Brezilya sonbaharda seçime gidiyor. Ilımlı denilen solcuların dahi önü yalanlarla ve hukuktan cinayete uzanan tavırlarla adeta engelemek istenmektedir. Yeniden ABD hegemonyalı, sermayeni cirit atıp en kirli emek sömürgeleştirilen Brezilyanın yaşama geçirilme çabasındadırlar. Hani, Dünya hep ABD eksenine “demokratik ve hür dünya” diyordu ya; Brezilya yeniden bunun böyle olmadığının acı dersini yazdı. Öyle yazdı ki hukukun dahi tıpkı öteki ülkelerde gerektiği anda nasıl kirli silah olarak kulanıldığının da açık resmini çizdiler. Sol için, önemli bir tekar oldu. Latin Amerika zamanında Şili ile Alyende dersinde Barışçıl sosyalizme geçiş pratiği olarak hala akılda kalırken; son Latim Amerika uygulamaları ile Neoliebral yapıda sosyal politika uygulama mutabakatının dahi isgtenmediğinin örnekleri ile doludur.
Önce, Meksikada kazanılan seçimi, milyon üstü oyları saydırtmayarak engelendi* Hondorastı önce darbeyle devrip, sonra yapılan seçimi de sahtekarlıklarla ele geçirdiler* paraguayda kazanan Kızıl Papazı, parlemento darbesiyle düşürtüler. Şimdi Brezilya oyunu ve hala uğraşılan Venezuela gerçekleri vardır. Amaç, Latin Amerikanın Muz bölgesi olarak ABD nin arka bahçesi olarak kalmasıdır. Dikat edin: Özellikle Brezilyada sermaye çıkarlarına fazla dokunulmadı. Sadece İMF eksenli ilişkiler kesildi ve sermayeden normal vergiler alındı. Brezilya zenginliğinin bir kısmı yoksulukla mücadelede kulanıldı. Buna dahi sermaye rıza göstermedi. Yazılan ve adeta daha genişmiş bir siyasal tarih sayfası daha eklendi. Lula çok tartışılması gereken bir söz söyledi!
Kendisi hapse gönderilirken, “Ben hukuka uyup hapse girecem* Bunu kabulenmeyip de devrim yapacak değilim” dedi! Bu sözler tarihe çok tartışıcı sözler olarak düştü. Tıpkı, tartışmalı olan ve sonuçta acı şekilde tekrardan yaşanan seçimle gelinip, neolibaral yapıya dokunmadan sadece sosyal paylaşımla uygulanmanın yeterli olup olmadığı sonucu gibi. Eğer, dünyada sosyalist düşünceyle yaşayan insanlar varsa, ortadoğuda savaşa karşı olmanın önemini ve Latin Amerikada çok iyi niyet le uygulanan “Kapitalizimle mutabakat politikalarının” mutlaka gözden geçirilip nedenleriyle sorgulanması gerekir.
yazarın tüm yazıları:
Özkan YıkıcıAnlatılamıyan Brezilya fırtınaları – Özkan Yıkıcı
"Bu Memleket Bizim" yayınlarını izleyin