Kıbrıs’ta Vicdani Ret İnisiyatifi 22 Mart tarihinde Askeri Mahkeme önünde basın açıklaması yaptı. Açıklama şöyle:
Haluk Selam Tufanlı’nın ve Halil Karapaşaoğlu’nun vicdani ret davalarına bugün Askeri Mahkemede rutin(!) olarak devam edildi… Dava 12 Nisan tarihine ertelendi…
Bir süredir davalar, vicdani retçi Murat Kanatlı ve Haluk Selam Tufanlı’nın Anayasa Mahkemesindeki davalarından dolayı ertelenmektedir. Vicdani retçilerin bu ikinci Anayasa Mahkemesi süreci…
İlk dava sonucu Anayasa Mahkemesi konunun çözüm adresinin meclis olduğunu söylemişti.
Meclise verdiğimiz dilekçe üzerine toplantılar yapan Dilekçe Komisyonu, üyesi olan milletvekillerinden Fazilet Özdenefe, Dr. Esat Ergün Serdaroğlu, Dr. Hüseyin Erçal, Dr. Ahmet Kâşif’in oybirliği görüşü ile 5 Ekim 2017 tarihli raporunda şu görüşlere vurgu yapmıştı:
“Komitemiz, değerlendirmesini yaparken uluslararası hukuku, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesini ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesini de göz önünde bulundurmuştur. Bu noktada Komitemiz, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin savaş karşıtı inançlara mensup kişilerin, zorunlu askerlik hizmetini yerine getirmek istememesini, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 9’uncu maddesi kapsamında koruma altına alındığını tespit etmiştir.
Komitemiz, Anayasanın 74’üncü maddesinin vicdani ret hakkının tanınmasının önünde mutlak bir engel olduğu görüşünü de değerlendirmiştir. Bu çerçevede, Anayasa Mahkemesinin bahse konu ile ilgili D. 2/2013 Sayılı Kararı ürettiği ve bu Kararda da, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesinin ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin önerdiği gibi bir düzenlemenin yapılmasının ancak Yasa Koyucunun, yani Yasama Organının takdiri ile mümkün olabileceğinin ve bu bağlamda Anayasanın 74’üncü maddesinin de dikkate alınarak bir düzenleme yapılabileceğinin belirtildiği görülmektedir.
Yukarıda verilen bilgiler ışığında, Komitemiz, bahse konunun Anayasa tarafından güvence altına alınan temel hak ve özgürlüklerle de bağlantısı nedeniyle hassas ve önemli bir konu olduğunu, insan hakları temelinde, uzman kişilerle birlikte sağlıklı bir şekilde tartışılıp detaylı olarak ve tüm yönleriyle birlikte değerlendirilmesi gerektiği kanısına varmıştır.
Komitemiz, konuya göstermiş olduğu önem nedeniyle tüm yukarıdakiler ışığında, Başbakanlığa bu çerçevede konuyu hassasiyetle değerlendirme ve ilgili girişimleri başlatmayı tavsiye etme kararı almıştır.”
Meclisin böylesi bir rapor hazırladığı, dörtlü hükümetin de bunu hükümet programına aldığı koşullarda vicdani retçilerin hala askeri mahkemede yargılanıyor olmasının nedenini anlamak mümkün değildir.
Başsavcılık kamu yararı için davalar açar. Kıbrıs’ta Vicdani Ret İnisiyatifi olarak bu davalarının artık kamu yararı için açılmasını gerektirecek koşullarının ortada kalktığına inanmaktayız. Meclis süreci başlamıştır. Hükümette olan siyasi partilerin önemli kısmı bunun yasallaşması için irade beyan etmiştir, vicdani ret hakkının suç olmaktan çıkması artık zamana bağlı teknik bir süreçtir.
Kıbrıs’ta Vicdani Ret İnisiyatifi, kamu yararı olmayan, meclisin bile insan hakları olduğunu raporladığı vicdani ret hakkını kullananların özgürlüklerinin kısıtlanması, hapsedilmesi ile sonuçlanabilecek bu davaların geri çekilmesi gerektiğine vurgu yapar…
Kıbrıs’ta Vicdani Ret İnisiyatifi, başka kimsenin hapishaneye girmeden hükümete yasal süreci tamamlama çağrısı yapar…