Savaşı onaylamamak – Ulus Irkad

564

Türkiye’de büyük bir algı operasyonu var. Aslında son derece önemli bir savaş var tam yanıbaşında Türkiye’nin. Ama o kadar medya kontrolü var ki halk, haftalardır Suriye’nin Kuzeyi’ndeki Afrin Bölgesi’nde neler olduğunu bilmiyor. Haberlerde ve medyada büyük bir karartma var. Kırk günden fazladır ki başlayan savaşın maalesef hala daha bir sonucu yok. Belli ki çakılmış ve kalınmış sınıra yakın bölgelere. Teknolojik olarak üstün olan elbette Türkiye ama görülen şu ki; bu kadar teknolojik ve mekanize üstünlüğe ragmen, Afrin Bölgesi’ndeki halk Türkiye’ye karşı direniyor. Çünkü bayağı örgütlü ve kadınların da mücadeleye fiili olarak katıldığı, eğitimi yüksek bir bölge mevzubahis şu anlarda. Arada sırada başarıp da önümüze düşen haber ve makalelerden ve bilhassa yabancı menşeili yazılardan savaşta neler olduğunu öğreniyoruz. Örneğin demin twitter’den gördüğüm, Türkiye resmi kaynaklı , ÖSO adlı ve daha fazla DAEŞ’li olan ordunun, Raco Bölgesi’ndeki ilerlemesini seyrettim, gerçekten karşı taraftan gelen ateşle bayağı zorlandığını gördüm. Belli ki bu durumda bayağı kayıp da vermektedirler. Ha, bu konudaki haberler ne kadar doğrudur onu da bilemeyeceğim, çünkü ne isterse olsun anlaşılmıştır ki maalesef bu gibi haberler de çok kısıtlı. Örneğin 157 kayıp diye geçiyor haberlerde ama ben bunun daha da çok olduğunu sanıyorum ve deneyimlerimize göre bu tip haberlerin resmi egemen güçlerce çarpıtıldığını da göstermektedir.

3-4 sene once Diyarbakır’daki Hendek Operasyonlarında da durum aynıydı. Karşı tarafın kayıpları bayağı yüksek gösterilmekteydi ama resmi gücün haber bilgileri gene kontrol altında verilmekteydi. Son zamanlarda açıklanan rakamlar da benim bu yazıdaki doğruluğumu isbat etmektedir. Hendek savaşı sırasında Resmi güvenlik güçlerinin yaklaşık 722 civarında kayıp verdiğini, bir ikibin civarında da Kürtlerin verdiği artık biliniyor. Tabi şunu da yazayım, kayıp hangi taraftan gelirse gelsin acıdır. Savaşın kötülüğü her iki taraftan da sırıtmaktadır.Her iki tarafta da insanlar ölmektedir ve değil binlerce can, bir can bile önemlidir. İşin gerçeği Afrin’e saldırılmamalı, oradaki halklarla uzlaşılmalıydı.Genç genç insanların ölümü nasıl bu kadar kutsanır aklım onu da almamaktadır. Ölümler bu kadar kolay olmamalı. Genç genç insanlar ölmemeli. Bu genç insanların daha kendi ülkelerine yapacakları çok hizmetler vardı. Kaldı ki Türkiye aslında ekonomik bakımdan da dünyadaki birçok ülkeden daha da geridedir.Bu savaş, ekonomisini de oldukça sarsacak, olan da halka olacaktır. Herşeyi pahalı yiyecektir, enflasyon ve devalüasyon ceplerini yakacaktır.

Afrinde evet, resmi olarak verilen bilgilere göre, Türk Ordusu ve ona bağlı dinci ÖSO Ordusu 157 kayıp vermiştir. Gene yazayım, ben bu sayılara güvenmiyorum. Elbette her iki tarafın da kayıpları fazladır ve gözümüzün önünde kırk günden fazladır ki bu harekat devam etmektedir. Denildiğine göre Türk tarafına, Afrin’den gelen pek tehdit ve tehlike yoktu. Türk Devleti buraya saldırma kararı aldı. Bu arada Rusya, YPG’yi arkadan vurarak, Türk Ordusu’nun saldırmasını engellemedi. ABD ise sadece Menbüç konusunda ayak diretti ama o da YPG ve YPJ’yi yalnız bıraktı ve bir anlamda terketti. Aslında sosyalist dayanışmanın son 30 yılda bu kadar zayıfladığı bir reziliyet döneminde, YPG ve YPJ gibi örgütlerin yapacakları ancak super güçler arasında denge politikaları yaratmaktı ki bunu da gördüğüm gibi yapmaktadırlar. Kuzey Suriye’deki Kürt halkının tüm civar ülkelerdeki Kürtlerden daha da eğitimli olduğunu çok iyi biliyorum. 1980 ve sonrasında Suriyeli turistlerin Kıbrıs’ı ziyaretleri sırasında onlara rehberlik yaptığımdan, onları çok yakından tanıyordum. Bu arada Rojava’daki savaşta, oradaki Suriyeli halkın, kadın ve çocuklarla birlikte, diğer enternasyonal sosyalist birliklerle ne kadar başarılı bir mücadele verdiklerini de yakından takip edip okumuştum. Savaş o bölgede uzun bir zamandır Türkiye’nin saldırısıyla devam etmektedir. O bölgede Suriyeli  Kürtlerin kadınlarla birlikte özyönetim sistemi ve halk konseyleri oluşumunu başarıyla uyguladıklarını ,Türkiye’deki gerici rejimin bu yüzden o bölgelere saldırdığını, bu arada Guta’daki DAEŞ’lilerin orada naçar kalmalarından dolayı, TC’nin oraya ulaşıp onları rahatlatmaya çalıştığını da biliyorum. Kaldı ki söylentilere göre Afrin Bölgesi’ndeki Kürtlerin bölgeden arındırılarak bölgeye daha da gerici Isid yanlısı güçler getirilmeye çalışıldığı da iddia ediliyor.

Gene de savaş kötü bir şey. Ama gerçek olan bir durum da Türkiye’deki rejime yön verenler, Orta Doğu’yu ve geleceği iyi okuyamadılar. Bu kötü okuma inşallah Türkiye halkının aleyhinde olmaz…