yaklaşımlarÖzkan YıkıcıKıbrıs Küba etkilenmesi! – Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Kıbrıs Küba etkilenmesi! – Özkan Yıkıcı

279 Takipçiler
Takip Et

Yeniçağ podcastını dinleyin

Ocak ayının ve yeni yılın ilk günü, ayni zamanda da Küba devriminin de yıl dönümü… Peki diyeceksiniz: Bununla Kıbrıs ortak alakası ne! Üstelik, günümüze bakınca, Küba sosyalist denecek bir ülke iken Kıbrıs resmen ikiye ayrılan ve AB toprağı olup Ab üyesi bir yer… Bunların ortak yönü ne olabilir? Sistemsel farklılıklar ve uymayan yapısal oluşumlarla Kıbrıs Küba ortaklığını yerelde aramanın veya günümüzde sorgulamanın da pek olası olmadığı kesin. Ozaman, dönüp konuyu tarihin içindeki süreçte aramak gerekir…..

Küba ve Kıbrıs, sadece ada olmanın ortak özelliği dışında başka benzerlik bulmak güç. Fakat, Kıbrıs ve Küba onca uzaklığa karşın, belirli zaman diliminde ortak kulanıma sokulan siyasal tutumların da olmayacağı da söylenemez! Üstelik, Küba sosyalistliği, Kıbrıs ise Kapitalis sömürge yolunu seçtikleri en uçurumlu dönemde Kıbrıs Küba benzerliği politik hem de merkezi eksende yapılıyordu. Kıbrıs için “Kıbrıs Akdenizin Kübası olamaz” sloganı önemli siyasal tutumun yansımasıydı. Dmek ki Kıbrıslı Kübanın yaşamını bilmese de Kübanın siyasal seçikisiyle kendine yönelik genel politik duruşlar da yaşandı……

Konunun dağılımını yapıp kısa yazımla doldurmadan, özüne yönelelim. Girişte belirtim: Kübada devrim 1958 yılında Ocak ayının hem de senenin başında devrim yapıldı. Kasro ve Çeguvera Küba yönetimini ABD işbirlikci yönetimden ele geçirdiler. Yol, sosyalist eksen olarak belirlendi. Kübanın özel koşulu şu: ilgili ada tam da Amerikanın dibinde bulunuyordu! Bu emperyalist sistem için önemli korku nedeni olmaya yetiyordu…..

Peki, kıyas için kısa Kıbrıs sürecine de bakalım… Kıbrıs 58 yılında önemli siyasal döneme girdi. Rumların EYokası ve Türklerin TMT yapıları karşılıklı suçlamalar ve saldırılarla bezenen yola banbaşka taşlarla yeni kavşaklar yerleştiriyordu. EYoka Rum solculara ve TMT de hem Türk soluna hem de kendi iç mücadele yönelişine girdiler. 1958 Yılı iki örgütün de içe yönelişle tasfiyeler dönemi olarak yeni ayarlar sürecine girdi. Aygasyanodan Gönyeli veya Lefke olayları bu yılda yaşandı. Yine, 1 Mayıs ile birlikte Rumlarla ortak olan sendikacılar da katledildi. Ayni yılda Fazıl Önder gibi gazeteciler de katledildi. Ek olarak, TMT içi mücadele ile Ali İhsandan tutun Fazıl Kaymaya varan bazı türk liderler de suçlamalarla veya tehtitlerle tasfiye edildiler. TMT 1 n Ağıstosta resmen Denktaş Buruşkan kliğinin etkinliğine sokuldu. Ayni zamanda birçok tarihcinin birleştiği “Teşkilatda Türkiyeleşme eyliminin yerleştiği” nokta da oldu….

Bu içsel hesaplamalarla sola karşı vurulan iki taraflı darbelerle, aslında İngiltere planı da olan taksime resmen yollar açılıyordu. Türkiye Dışişleri bakanı Fatin Zorlu da bunu B.M. konseğinde de vurguladı. Zaten, bu katliyamlarla hedef adanın resmen ikiye ayrılma yolu hedefleniyordu…..

Yeni yıl başında Kübadan gelen devrim haberi, başta ABD mnerkezinde şok duş yaptı!

İngiltere pek de konuya önem vermese de Amerika, hem de dibindeki Küba olayı nedeniyle sol paranoya hastalığına tutuldu. Kıbrısla alakalı taksimin en azından ertelenmesini isgtemeğe başladı. 1959 yılı, Kıbrıs için Küba benzetmesi hastalığı sol paranoya tedavisiyle seksenlere dek sürdü. Birçok plan yapılırken, hep Küba paranoyası kılıcı hisedildi. Makariyos ile en inanılmaz hizmetleri yapmasına karşın “Akdenizin Kasrosu” imgesini almaktan kurtulamadı!

Küba sosyalist yolda ilerledi. Dünya savaşına varacak krizi yaşadı. Anbargolarla epey hırpalandı. Kıbrısta ise en ufak şüpede hemen Küba imgesi korkusunu politik sözlerde hisetmekle meşkul kaldı. Çizilen Kıbrıs politik yollarda Küba korkusu hisetirildi. Yapılan planlar adadaki sol korkusu damıtılması hep eklendi. Akel Kıbrısla alakalı batı planlarını kabulenirken, Makariyos sırf Bloksuzlarda olma nedeniyle şüpelerle benzetilme zorunda kaldı. En inanılmaz hizmetlerine karşın, Küba şizofrenik hastalığında kendini buldu. Zaten, daha 64 yılında Açerson planında dahi devrilme kuralı vardı….

Kıbrıslılar, Kübada olanları bilmiyordu. Bilmiyordu da yeri geldiğinde söylenenle karşıt veya yakın Makariyosu Kasroya, adayı da Küba olmama düşüncesinde buluyorlardı. “Kıbrıs Küba olamaz” sözleri ezberletilmiş slogan gibi belirli çevrelerin beynine yerleştirildi. Tabi ki devamı da yok……

Kuzey kıbrısta ve Güneyde seçimler döneminde bulunuyoruz. Konuşulan önemli konulardan birisi de sağlıktır. Sağlıktaki yetersizlikler ve parayla metalaşması yönüyle de eleştiriliyor… Ayni dönemde bolca eleştiri konulan Küba ise yayınlanan dünya sağlık başarı sisteminde başlarda bulunuyor. Hele de halka sunulan kamusal sağlıkta ve başta çocuk ölümlerinin engelenmesi alanında başarıları artık gizlenemeyecek düzeye geldi. Çoktan, Küba korkusuyla çizilen Kıbrıs kirli tarih unuturuldu. Oysa, Küba korkusuyla yapılan Kıbrıs planları, sisemin nedenli paranoyal siyasetlerinin de olduğunun en somut kanıtlarıdır. Küba devrimi nedeniyle Kıbrısta demokrasinin dahi olmayacağı ve bağımsız tavır konulamayacağı noktasına dek gelindi. Bu yönüyle ada olmanın dahi iyi tarafları yerine kötü sistem zırhı ile örtülmenin kötü örneklemi bu adalar çenberinde yaşatıldı.

Kolay değil, sistemi koruma adına konulan görüşler, yanlışlıklarla paranoyalaşsa dahi eğer karşılık bulup güçle taşlandırınca bunlar normal hale gelir. Küba paranoyasından Kıbrıs yaratmanın da mirası burada yatıyor. Oysa, Kübadaki sağlık başarısı da aynen öğrenilip kamusal sağlığın önemi kavransa, bugün banbaşka bir insan şeklinden söz edecektik. Teknolojik ve öteki anbargolara karşın, gelişen Küba sağlığı ile onca para akışına ve zenginleşen meslekcilere karşın sağlık sorunu konuşulan Kıbrıs, doğrularıyla kıyas yapılsa daha iyi dersler alınacaktır. Hele de Kıbrıs sorununun da özü düşünülürse….

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
334AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin