YKP Sekretarya Üyesi Alpay Durduran, Kıbrıs sorunundaki son gelişmeleri değerlendirdi. Alpay Durduran’ın açıklaması şöyle:
Kıbrıs’ta çözüme ulaşılamadı diye başka yol aramak gerçeklerden koparak yapılamaz. Kıbrıs sorunu uluslararası bir sorundur ve yeni sorunlar yaratmak değil sorunu çözmek gerekir. ‘Çözüm bulanamadı ise biz de BM parametrelerini terk ederiz’ demek Kuzey Kore gibi dünyaya meydan okumak olur. Buna kalkışmak sarsıntı geçirmekte olan dünyaya bir yük daha yüklemek olur.
Hayal kurup ‘öyleyse AB içinde iki ayrı devlet olur’ demeye kadar ileri gitmek gerçeklerden kopmaktır.
BM kararları ki hemen her devlet onları birçok kez onaylamıştır, terkedilemez ve o kararlara saygı göstermek gerekirken, bu saygıyı göstermeyerek büyük zorluklar yaratılmıştır. Kararları tam anımsamak ve uygulamak daha iyi bir dünya için gereklidir. Taraflara durumu güçleştirecek adımlar atmayın maddesini uygulamayarak çıkarılan zorluklar görüşmelerde çok fazla masrafın konu edilmesine ve birçok kişinin hakkının da asla verilemeyecek olmasına yol açmıştır.
Tüm devletlerin ve varlığı tartışılamaz denilen KKTC’nin BM’ye gereksinimi vardır. Dünyanın da onların BM kararlarına uyma sözlerini tutmalarına ve o kararların uygulanmasına yardımcı olmalarına ihtiyacı vardır. Daha iyi bir dünya ancak böyle sağlanır. BM kararlarının hepsini beğenmek olası değildir ama sorun çıkarmak herkesi etkiler. Ahde vefa şarttır.
BM Kıbrıs sorunundaki taraflara çalışma gurupları oluşturup güvenlik konularını unsurlarına ayırın ve öneriler hazırlayıp yeni görüşmelere hazırlanın dedi ise yerine getirmek gerek. O zaman garantiler konusu da gerçek boyutunda ele alınabilir. Güvenliği sağlamak garantörlerden önce birleşmiş Kıbrıs’ın yönetimine düşer. Birleşik Kıbrıs bir daha yeraltında örgütler kurulmasına engel olmayacak kadar zaaf içinde olmamalı ve anlaşma hukukunu yeni anayasası başta tam olarak uygulamak zorunda bırakılmalıdır. Bunların bugünkü yönetim becerisiyle sağlanamamasına yani iki taraftaki sakat yönetimlerin başarısızlığına çare gösterilmelidir.
Görüşmelerde bu gibi konuların hala ele alınmamasına inanmak zordur ama suçlama oyunu içinde gözden kaçmıştır. BM gözlemcileri buna işaret etme gereğini duymuş ve çalışma gurubu kurulmasını istemiştir.
İki ayrı devlet veya başka sözlerle zaman kaybetmeden asayişin, gizli örgütlerle mücadele edebilecek bir yapının, genç kuşaklara efsaneler yerine gerçekleri anlayacak bilgilerin sağlanmasının ve ayrımcılığa karşı önlemler gibi hususlarda iki toplumlu yapının nasıl kurulacağı düşünülmelidir. Annan planı zamanında anayasa diye zavallı bir KKTC kopyasını bize yutturanların kurulu sistemi devam ettirdiği anımsanırsa konunun önemi de ortaya çıkar.
Halkımızı bunları görüşmeleri için liderleri teşvik etmeye davet ediyoruz.