YKP Dışilişkiler Sekreteri Alpay Durduran, Kıbrıs sorunundaki son gelişmeleri değerlendirdi. Açıklama şöyle:
İki cemaat lideri Cenevre’de uzlaşamadıklarını gösterdikten sonra görüşmeyi sürdürmek zorunda olduklarına inandıkları için diğer tarafı kaçırtıp sorumluluk üstlenmemek taktiği uygularmış gibi davrandılar. Biri söyleyecek sözüm kalmadı gibi konuşup ayağa kalkınca öteki onu kaçtı sanıp odayı terk etmiş ama kaçmadığını anlayınca geri dönmüş gibi haberler yayımlandı. Yani maç ortada kaldı. Ardından ENOSİS kararında durumda hiç etki yapmayacak manevralar izlendi ve yeniden görüşmeye geçip kimin kaçacağı oyunu sürdürülür oldu.
Bu arada derin düşüncelerin izleri görüldü ve bir yığın yeni kırmızı çizgiler konuşuldu, masaya oturmayı kabul etmek için ön koşullar muhalefet partileri tarafından ileri sürüldü. Güven artırıcı önlemler de ele alındı ve suçlamalara alet edildi.
KKTC’nin devlet olması halinde talep edilemeyecek şeyler ileri sürenler ya KKTC ya Kıbrıs Cumhuriyeti ikileminin içinde çırpındılar. Rum tarafı da ayrılık isteklerini güçlendirecek güven artıcı önerilere karşı çıkışı ile AB’nin Kıbrıslı Türklere olan kısıtlamaları kaldırmanın çözümü kolaylaştıracağı değerlendirmesini yine çiğnedi. Yani güven artırıcı önemlerin yeterli bir çözüm isteği yaratmasına izin vermemekte kararlılık gösterdiler.
Bunlar Kıbrıs’ın sorununu çözmede iki yönetimin de hazır olmadığının işaretleridir. Tarafların ya kendi isteklerini sağlamak ya da diğer tarafın isteklerini engellemek amacıyla uğraştıkları ama uzlaşma amacıyla meşgul olmadıkları garip bir durum vardır.
Türk tarafında çözüm için kararlı olanların oylarının boşa gittiğinin de tekrar kanıtlandığını izliyoruz.
Bu koşullarda taraflara statükonun sürdürülemez olduğu sözlerini anımsatmak ve ona uygun davranmak zorunda olduklarını bildirmek halkımızın görevidir. Çözüm, sürdürülemez olduğu için tehlikeli bir değişikliğe açık bir statükoyu ortadan kaldıracaktır. Bunun önemini ihmal edemeyiz. Böyle bir statükoyu 1963’ten başlayarak yaşıyorduk, statüko değişti ama sürdürülemez olarak kaldı. Onun için tehlikeli bir durum vardır. Statükonun koruyucusu Türkiye ve diğerlerinin de başları derttedir. Koşullarımızı kabul etmezlerse olası değişikliklerin sonuçlarını anımsatarak tehditler savuran Sn. Akıncı dahil bazıları bu değişme olasılıkları hakkında bize ipucu sunuyor. Halkımız bunları görerek çözüme destek vermelidir.