Avlumuzdaki ilk trafik kazasını balkondan seyrettim – Alpay Durduran

786

Bir kamu kurumu ihaleli veya ihalesiz yani büyük veya küçük bir sipariş verirse kabul incelemesi ile ödemenin son kısmını yapar. Bu hem yasa gereğidir hem de akıl işidir. İş yapılınca tam anlaştığımız gibi yaptın deyip yapanı azat edersiniz.

Bizim belediye bunu yapmadı. Yolu boyayan firma da aldı parasını gitti. Baktım ki yola bizim avluya yönelik bir sola dönüş oku çizilmiş. Yol ana yol ve iki gidiş iki geliş yani trafik çok yoğun. Bizim avlu yolgeçen hanı oldu.

Olamaz, dedim bir belediye nasıl olur da trafik gibi sorunlu bir konuda yol çizgilerini bir haritaya çizip de firmaya vermez. O zaman anımsadım. Yıllar önce yolun çok garip çizildiğini ve yolun doğal yapısına aykırı olduğu için sürücülerin uymakta zorlanacağını ve eski çizimlerle de uymadığını görmüştüm. Onun için yolda üst üste gelmemekten ötürü çift ve eski yeni farklı çizgiler vardı. Bunu belediye başkanına anlattığımda nelerle uğraşıyoruz bilmen yanıtı almıştım. Ancak ondan önce yolu çizenlere yanlışlık var galiba bakın haritaya demiş ve bize verilmedi yanıtını almıştım

Hala haritasız çizgi çekerler. Sanki boyayanlar trafik eğitimi aldılar!

Girne yolundan gelen araç hızla kendini kamuya açık yolda ve geçiş önceliği varmış gibi hızla avlumuza atmış ve kendini avludaki park yerinde manevrasını rahatça yapana yükletmişti.

Kazayı yapanlar aralarında birbirlerini dikkatsiz sürmekle suçlarken izleyemedim çünkü trafikte kamuya açık olmayan yerlerde polisin yetkisi yoktu acaba o da mı değişti diye düşüncelere dalmıştır. Yayaya ve bisikletliye öncelik veren lanet sömürge dönemi gittikten beri bizim dönemimizde dört tekerliler öncelik alınca (haydi, öncelik değil ayni sayılır olunca diyeyim) trafiğin aklım ermiyor.

Trafik ışıklarından geçip surlara gelince sağa dönüp sur boyunca gideceğim, bakıyorum surlardan çıkmakta olanların saygılıları dururlar ve bana yol veririler. Hâlbuki yol hakkının onların olduğunu gösteren bir beyaz çizgi beni durdurur. Onlar bekler ben beklerim. Bazen selam verir bazen gülerek buyur geç derim. Saygılılara saygı göstermeye özen gösteririm ama bu tereddütlerin kazaya neden olabileceğini de düşünürüm.

Devam ederim ve karşıdan da sağdan da araç çıkar, bana yol kalmaz diye gene trafik kampanyası yapanların kampanya yapan halkla alay ettiklerini düşünür ve lanet ederim. Yüz metreden az bir yerde bile bu kadar sakat bir trafik düzeni varsa gerisini tahmin etmek kolaydır. Bir de bu kamu kurumlarının ihalelerinin nasıl ciddiyetten uzak uygulandığını görmek için uzağa girmeme gerek kalmadı. Avlumda trafik kazası görmüş oldum.

Diyalog derler, danışma ile görüş alıp vererek iş yapmalıymışız derler ve hava atarlar ya ona da örnek ihale ederken yapıcıya bir harita bile vermediklerini gördüm.

Bugün de Türkiye’de karayolları yönetiminin yol programlarında olan yani bütçeye konup meclisten geçirilen projelerin birçoğunun yapılmadığını onlar yerine başka şeyler yapıldığını okudum. Tesadüfen de Türkiye maliye bakanının ölümü nedeniyle mecliste yaptığı konuşmayı anımsadım. Unakıtan konuşmasında “mebuslara bütçe geçerken atar turasınız şuna verin şunu da yapın, ama kaynak göstermezsiniz”. “sıra denetleyeme gelince bütçede onaylanan paraların nereye gittiğini, amacına ulaşıp ulaşmadığını ise hiç sormazsınız, devletin kesin hesapları da bir oturumda geçer” demek ki umurunuzda değil şov yaparsınız” demişti.

Bizde de durum bu bütçeyi denetlemeye gelince mecliste bekler ve birkaç yılın hesabı birikir sonra hepsi berber bir haftada komiteden geçer, bir günde de genel kuruldan.

Karayollarının bütçesini denetleyen Türkiye Sayıştay’ı hesap soruyor, onaylanan yapımlardan başka yolları nasıl yapıyorsunuz diye. Bizde Sayıştay’ın böyle inceleme yaptığını görmüş değilim. Karayollarının programının hiç denecek kadar saygı gösterilerek uygulandığın ve bazı yolları yarım bırakarak başla yollara bakan emri ile geçtiğini saptayıp güdeme getirmiştim. Bana karayollarından haklısın diyen oldu ama Sayıştay bunu dile getirmedi. Meclis sordu mu? Hayır.

Programlı çalışma çoktan bitmiş bulunuyor. Kimse de umursamıyor. Hâlbuki bunlara dikkat edildiği görülse birçok yapım işi düzene girecek ve çok kişi trafik kazasından kurtulacak.

Böyle bir düzeni ve böyle bir düzen için çalışan meclisi ve onun içindeki muhalefete görev verecek olanakları sağlamak olmazsa olmazdır ama seçilenler görevlerini anlayabilmiş gibi görünmüyor. Anlasalar TÜK’ün bütçesi meclise gelecek anladıkları otaya çıkacak. TÜK battı dediler, TÜK’ün neden battığının izlerini bütçesinin gerekçesinde göreceğiz. Görmezsek ve mecliste gerekçede bu gereceklere nasıl yer verilmez diye mebuslar ayağa kalkmazsa meclisin görevlerini anlamamış olduklarını anlayacağız.

Hamasi nutuklar atmak değil gerekçelerde nelere yer verilmesi gerektiğini göstere göstere yol açmak gerek.

Bütçede meclise verilen bilgiler arasında makam arabalarına ne kadar harcanacağı bilgisi açıkça olmadığı için bu kadar mali sıkıntı içinde nasıl alınabildiğini ve kimin isteği üzerine bu kalemin konduğunu tam olarak göremedik. CTP mi UBP ve DP mi sorumlu anlayamadık.

Gerçek olan tüm meclisin suçlu olduğudur çünkü bütçe yasalarında harcama kalemlerini açıklamaları her yıl bir az daha azaldı ve anlamsız hale geldi.

Bizim avluda da bu savsaklamaların sonucu ilk trafik kazasını izledim. Hayırlara vesile olsun.