yaklaşımlarÖzkan YıkıcıÖğrenilmesi gerekeni yerinde öğrenilseydi! – Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Öğrenilmesi gerekeni yerinde öğrenilseydi! – Özkan Yıkıcı

333 Takipçiler
Takip Et

Yeniçağ podcastını dinleyin

Birçok gelişmeği birlikte yaşıyoruz. Farketmeyen sonuç, bilmek veya bilmemnin fazla önemi de olmadığıdır. Çünkü, yaşananlar odenli altüstleşti ki herkese dokunacak sonuçlar da yaratıyorlar. İster doğu komşumuz Suriye Lübnan eksenin de ister artık giderek bütünleşip ilhaklaştığımız Türkiye olsun, artık imkar edilmez etkileri ile Kıbrıs cenderesinde boğuşarak hisediyoruz. Ama yerinde konuşmamak, gerçekleri tüm acıtılarına karşın duymazdan gelmenin de galiba artık bir de sınırı oluyormuş dersine doğru gidiyoruz. Çok önemli keskin bıçak sırtında ki gerçekler dersler le burada haykırıyor. Sadece burada deyil, konuyla ilgili ülkeler de bunlar bedel ödetilerek yaşanıyor. İster istemez şu öğreti ile bazı gerçekleri tekrardan uyararak yazmak zorunda kalıyorum.

Basit bir kelimedir “eyer”in içeriği. Ama yerinde kulanıldığında kitap gibi bilgileri de içine sığdırtır. Kıbrıs konusun da özellik le Kuzey Kıbrıs gerçeğin de Türkiyesiz adım atma dahi imkansız hal aldı. Yine ayni Türkiye fırsatı kulanıp, tam da paydaşların kesiştiği nokta da Ceraplusa yandaşları ile birlikte girdiler. İnanılmaz “kahramanlık” öyküleri de hemen peşinden üretildi! Halbuki tarih bize şunu bağıra bağıra öğret ti! “Fetihcilik veya işkal etme sonucu barış gelmez”! Savaş ve işkalin çocuğu barış olamaz. Ama bunlar ıraktan tutun Suriye, Lipya ve Kıbrıs gerçekleri dururken, hala fetederek “barış” getirileceği esruman siayset ce çalınmaya devam ediliyor. Tersdüzleri yeniden yaşamaya devam ediyoruz.

Şu anımsatma ile konuyu gelişletecem! Meşur “eyer” kelimesi ile bazı yaşanmışlıklar la günümüze gelecem. Gerçekten “eyer” denilen doğrular la yaşatılanlar analiz edilip dersler alınsay dı, bugün ayni travma daha korkunç şekil de Ceraplus veya hedeflenen öteki yerlere yönelik planlar tekrardan yapılamaz dı! Hemen hem konuyla alakalı, hem de bizim de içinde olduğumuz yaşanmışlığı tekrrlayalım!

Türkiye eyer Kıbrıs konusunda doğruyu konuş sa sonuçta olanı anlat sa ve gereken dersler alınsay dı bugün  Ceraplus veya başka fetihcilik düşüncleleri kamuoyunda bu denli destek bulmaz dı! Kıbrıs hareketinde savaş ilanı yapılmasına karşın, Garantörlük kurallarına uyulmamasına rağmen, hala resmi söylem le karşılık bulan “Türkiye garantörlük görevlerini yerine getirdi” cümlesi yutulmaz dı! Başka bir bakış la; Türkiye Kıbrısa çıkarma yaparken, onaylı bölgenin ötesin de yerler ele geçirdi. Evrenin de itirafı ile “Biliyorum denilenden fazla yer aldık* Ama bunları geri vereceğiz dedik ti”! Hat ta Maraş gerçeği de bu anlayışın sonucu. Oysa kabuledilen fazla toprak alma kadar, bunu geri vermeme de ayni derece de kesin öteki doğrudur. Üstelik olaydan hemen sonra Ankaraya gelen ABD dışişleri bakanı ve stratejinin mimarlarından Kisincır, Alınan fazla topraklardan çekilip kolacyca anlaşma yapmayı önerdi! Ecevit ise seçimden sonra deyip, bu fırsatı kulanmadı!

Türkiye eyer Kıbrıs konusu gibi konuları “Milli dava” adıyla tabusalaştırmayarak gerçekler le yüzzleşsey di bugün kü Suriye ve ırak politikası kolay kolay yerleşmez di! Halbuki yerleşti. Kaç kesim Ceraplus  işkal hareketini eleştirdi? İnce nokta Kıbrıs konusuyla yaşananın kanıtladığı ve şimdiki resmi siyasetin öznesinin Osmanlı merkezli oluşunun önemli katgısı vardır. Onun için yeri geldiğin de GTürkiyenin Kıbrıs sorununa getirdiği yaklaşımın kabul görmesi ile öteki işkal veya fetihci idolojilerine de açık kitlesel yapılanış oluştur du!

Kıbrısın önemi burada gizli. Oluşan Kıbrıs resmi idolojik ile Osmanlı fetihci miraslı hedefler, gerçek deyil de kendi krugusu ile hareket eden politikaları yaşamaktayız. Halbuki eyer Türkiye gereken önemi verip, olayları somut deyerlendir se yarınların işkal ve fetihcilik yaklaşımların da koşulları zayıflayacak tı!   Şimdi Türkiye Suriye fetihcilik üzerinden resmi idolojik deneyim yapıyor. Eksik tarih bilgisi ve savaş la ötekini yenme uyguları oldukça tehlikeli sonuçlara doğru gidiyor. Suriye birden düşmanlaşıyor, sonra toparlanan PYD karşıtlı döngüye takılıyor. Halla neden anti kürt duruşunu veya söylenmesi yasak olgular konuluyor? Öğrenmemek ve cihaleti resmi algılar la doldurmak la sistem de kolay ca varlığını devam etirme şartlarını oluşturacak.

Ceraplusa  girildi. Belli ki denilen ilk ağızda olan IŞİD deyil de yine fatura ille de Kürtlere çıkarlıma dayatısı vardır. Zaten  başlarken dahi Kürtlerin Fıratın karşısına geçmeme politikası anlatılıyor du!Diyalektik bilgisi olanlar, çelişkilerin yumaklaşması ile tersdüz ilişki oluşun şansının da artığı anlaşılıyor. Çelişkilerin yoğun ve herkesin nerede ise herkese karşı olma karşıtlığı, belirli güçlere kendine has çıkar la davranma zemini de oluşturdu.Rusya Türjiye veya IŞİD Türkiye, Türkiye gelgitlerin arasında sıkışmamak mümkün deyildir. Bunlar gerçekler dir. Yükselen camiler, rantlaşan okullar adeta öğretiyi de yerlebir ediyor.Ama yaşam devam edip kendi düşüncesine yönelik fırsat kolamak ta analizcilerin elinde kaldı.

Türkiye fırsatını buldu. Oluşan Uluslrarası güçler le savaş sürüyor.Kavramlar hiçeleşirken, fırsatı kolayan da hamlesini yapıyor. Üst düzey de ABD Rusya denklemin de diplomatik kartlar elde tutulmaya çalışılınıyor. Bölgesel güçler “iran, Mısır, Türkiye ve Sudiler” gibi kesimler ise kriz yaşanmışlığı ve süper güçlerin tam hakim olamama ikilemi nedeniy le  arada çıkış yapma şansını kulanıyorlar. Ceraplus bunun yalın kanıtıdır.Türkiye Ceraplusa girerken hedef IŞİD denilirken, aslında hedef başkay dı! Belirli aşiretler ve kabile tipi örgütler le karşı karşıya geliniyor.Ceraplus her ne kadar IŞİD denilse de hedefin Kürtler olduğu, hem kantonları birleştirmeme, hem Suriye de Kürt kartının olmaması önemlidir.Ceraplus alınırken, hep kötülenen Kürtler oldu. Hedefin PYD eksenine ineceğini resmi görüşler söyledi! Ozaman; demek ki öğrendiklerimizi bir yana koyarsak, yarın daha dirençli olarak karşınıza  geleceğim demektir!

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
334AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin