yaklaşımlarAlpay DurduranTürkiye yönetimi işi sıkı tuttu – Alpay Durduran
yazarın tüm yazıları:

Türkiye yönetimi işi sıkı tuttu – Alpay Durduran

279 Takipçiler
Takip Et

Yeniçağ podcastını dinleyin

Bizim yönetim nedense işini yapmaya kalktı. Sanki birisi bizimki acele yaparsa komşu fırsat bulamayacak da işine karışmayacak diye öğüt vermiş gibi idi. Üç yıllık Orta Vadeli Kalkınma Programı hazırladı. Birden karşısında Su projesini buldu. Elektrik, telekomünikasyon ve limanlar özelleştirilemez kampanyaları yapılırken suyun özelleştirilmesi kucaklarına düştü. Türkiye’deki AKP yönetimi özelleştirme operasyonunu büyük bir kararlılıkla uygulayıp da protokol ve anlaşmalarla önlerine koyunca komşunun fırsatı kendinin yaratmaya olanağı olduğunu hep beraber gördük.

Komşu zaten bizimkiler hayal kurarken bizimkilerin adamlarıyla yani memurlarıyla işi pişiriyorlardı. Bizimkiler uyurken ama ayni zamanda devlet dairelerinin boşalmasına çare aramazken (kendi adamlarını oraya buraya doldururken) komşunun tezgâhı çalışıyordu.

Sonuçta ortaya koydukları Orta Vadeli Programın yanına Türkiye’den gelen başka bir orta vadeli program geldi.

Nur topu gibi bir derken iki çocuk oldu; biri eşten biri komşudandır. Komşununki hızlı çıktı şimdiden bol bol ürüyor. Kim bakacak diye gaileye kapılırsan, komşu ben der. Bizimki de misal…

Bizimkilerin orta vadelisini rafa yerleştirdik, komşununkinden hareketle programını ele aldık. Komşunun programı anayasamızı ihlal etse de etmese de yani anayasaya aykırı olduğu için bakanlıklar yasayla değil kararname ile kuruldu ama şimdiki hükümet bundan sonra bakanlıklar yasası geçirecek diye meretti. Ya yaparsın ya da para yok. Duramaz gidersin.

Komşunun programı hemen uygulama programını üretti. Artık elimize adım adım zamana göre listelenmiş ajandası var; Yapısal Dönüşüm Programı. Üç yılda başbakan ve bakanların düşünmesine gerek kalmadı. Onların yerine uygulayacakları seçip onlara ne emirler verileceğini belirleyecek kâtipler çalışabilecek. Oh ne rahat güzel hayat! Hükümet boşta sorumluluk da Türkiye’de…

Bir ay geçti mi? KKTC Teknik Heyeti aylık vukuat raporu yapacak ve TC Teknik Heyeti’ne iletecekmiş… Sanırım TC Teknik Heyeti bizimkinden alasını elde etmiş olacak ama dert değil her ay bir yarış olacak ve altı ayda bir iki heyet toplanacak ve uygunluk denetimi yapılacak. Neye uygunluk demeyin elbette bizimkinin rafa koyduğumuz Orta Vadelisi değil komşunun Orta Vadelisi ve iki sonradan çıkmasına uygunluğu denetlenecektir. Uygun bulunmazsa para yok.

Haydi merakta bırakmayayım her adımda kredi ve hibe yardımlarla reel sektörü destekleme projeleri denetlenip harcama uygunluğu saptandıktan sonra para serbest bırakıldığı için yakın markaj uygulaması da devam edecek; yardım heyeti ne güne duruyor. Tek denetimin yetersizliğini komşumuz da bilir değil mi?

Parayı veren düdüğü çalar demezler mi denetim bir değil birkaç da olsa gerekli değil mi derseniz derim ki: komşu nereye ve neye para vereceğini saptarken sana mı sordu, hiç değilse isabetli oldu diye denetleme hakkın olmasın mı?

Düşünün bakalım, komşu gölet dedi, senin şefin orada olmaz maden artıklarından suyu zehirlenir kullanılamaz dedi. Ne olur? Yapılır ve su zehirlendiği için ortada kalır ama hesabı miskin tembel Kıbrıslıya kalır. Değil mi?

Yeniden harup adası, yeniden zeytin ülkesi ve Omorfo’ya hohoba (jojoba) projeleri unutuldu gitti. Elektrik üretimi özelleştirildi ve hala devletinkinden daha pahalı bir üretim çevreye zararı sineye çekilerek sürdürülüyor değil mi? Şimdi de alıç ormanı falan filan…

Zengin külliyatımıza iki üç yıllık program ve şimdiden iki ajanda kazandık bir dini külliye ev anayasaya ve yasaya aykırı tedrisat uygulayan eğitim kurumunu ekledik gerisi de geliyor.

Hey orada hükümet var mı?

Bizimkiler Ali’nin kızına iş Veli’nin oğluna burs dört da ondan sonrasına bol ödenekli seyahat için ter dökerken komşununkiler bizimkilerin içinden övükledikleri memurlarımızla bizimkileri kontrpiye bırakarak yürüyüp duruyorlar.

Halka da bol ziyaretli haberlerle ağır iş yüklerini ve nasihat yüklü incilerini duyurup beselemeleriyle yeniden seçim kazanacakları günün hesabını yapıyorlar.

Serdar gene konuşmuş basına destek basın patronların ve sahiplerine değil basın (gerçek) mensubuna destek verecek şekilde program hazırlanmış ve hafta içinde hükümete sunulacak demiş! Çıkmaza sokulmuş basın yayın için ne marifetler düşünmüş göreceğiz ama program ve ajandada öyle bir şey yok. Olmayacak duaya âmin mi diyelim?

Nur topu gibi bir program ve iki yavrusu ortada hükümet de saat gibi maşallah!

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
334AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin