“Güvenlik ile haklar ve özgürlükler konusu hassas iki başlıktır. Birçok kez güvenlik gerekçe gösterilerek, insan hakları ve özgürlükleri askıya alınır, çiğnenir… İnsanlar kendilerini ne kadar az güvenlikte hissederse, bu tip anti-demokratik uygulamalara o kadar az tepki verirler.
Bir süre önce üniversitelerde öğrenciler arası kavgalar yaşandığı esnada, CTP-UBP hükümeti bakanlar kurulunda 7 adet yasa değişikliği, adeta bunlara paralel ortaya çıktı… Akabinde ortaya çıkan tepkiler üzerine, güvenlik adı altında getirilen bu yasal düzenlemeler rafa kaldırıldı. Öğrenci olayları olarak kamuoyuna sunulanların önemli bir kısmında, ülkü ocaklarının rolü bir türlü ciddi şekilde sorgulanmadı. En son yaşanılan, Lefke’deki olaylarda da olduğu gibi, başka bölgelerden konvoylar şeklinde ülkücü-faşist grupların Lefke’ye gidişlerine seyirci kalındı. Ancak, zaman zaman bizlerin organize ettiği etkinliklerde biliyoruz ki polis, yolda barikat oluşturup araçların geçişini ya engelleyebiliyor ya da kontrollü geçişine izin veriyor. Lefke’deki olaylarda sosyal medyada onlarca çağrı yapılarak ülkücülerin Lefke’ye taşınmasına göz yumulmasının ardındaki niyet rafa kaldırılan 7 yasasının yeniden gündeme getirilmesini sağlama olmasını düşündürüyor. Fazıl Önder anmasında PEO yöneticilerinin barışçıl bir şekilde yürümesi ve etkinlik yerine bir karanfil bırakılmasını “tehlikeli” gören polis idaresi yüzlerce ülkücünün bir şehirden diğerine şiddet uygulama amaçlı olduğu açık olan hareketine neden göz yumdu?
Tüm bunlar olurken İçişleri bakanın genelgesi ortaya çıktı, bundan sonraki eylemler için izin talep edildiği genelgede belirtilmişti. Gelen tepkiler üzerine bakan özür diledi, yazım hatası olduğunu söyledi, izin değil bildirim talep ettiğini mecliste açıkladı. Böylelikle bakan yasal bazı hakların kısıtlaması için adım atmayı normalleştirmiş oldu. Bakanın özürünü samimi bulmuyoruz. Belli oluyor ki amaçları, adım adım CTP-UBP döneminde hazırlanan güvenlikle ilgili 7 yasayı raftan indirmek, bildirim zorunluluğunu yavaş yavaş zorunlu izin almaya çevirmek için bir planı uygulamaktadırlar.
Önümüzdeki süreçte çeşitli gerekçelerle ülkücülerin yeni saldırılarıyla şekillenen provokasyonları yaşayabileceğimiz açıktır. Lefke’de yaşanan bunun ilk işareti olabilir ve polisin de buna çanak tuttuğu izlenimi güçlüdür… Yeni Kıbrıs Partisi temek hukuk yaklaşımını hatırlatır: insan hakları ve özgürlükleri esas olandır, kısıtlama istisnadır. Eğer insan haklarından bazıları bir süreliğine kısıtlanması istisnai olarak gerekirse, bunun gerekçesi açık, net anlaşılır olması gerekir. Ve hiçbir istisnanın genel kural olması kabul edilemez…
Böylesi koşullarda Yeni Kıbrıs Partisi, Kıbrıs’ın kuzeyinde güvenlik adı altında kısıtlamalara göz yumulmaması, insan hakları ve özgürlükleri için daha fazla mücadele verilmesi için tüm örgütleri ve aktivistleri mücadeleye çağırır.”