Meclisimiz Ercan havalimanındaki işlerin mali ve teknik denetimi için ihalesiz görevlendirilen yeni kurulmuş şirketin durumu ve hükümetle ulaştırma bakanının sorumlulukları hakkındaki Ombudsmanın raporu görüşüldü. Mecliste sonuç vermeyen girişimlerden birisi daha yapılmış olacak çünkü komitenin raporu belli oldu. Meclis genel kuruluna sunulacak ama raporda katılıp görüş bildirenlerin ne dediklerine anlam verme gayreti bile yok.
Gel anlat dediler savcılık ve merkezi ihale komisyonu adına bilgi verildi. Komisyon da o bilgileri topladı. Rapor etti.
Rapor genel kurulda okundu ve ilgili bakanın katıldığı bir toplantıda ele alınması meclis başkanlık divanı kararıyla duyurulduğu için beklemeye alındı.
Komitedekiler ne anladı bu dinlemeden bilinmez ama raporda bakanlar kurulunun keyfi bir havale ile bak da hallet dediğini gösteren bir tutumla ulaştırma bakanını yetkilendirilmesine demiş. Keyfi olmasa bir işi ısmarlayan birisinin nasıl yapılması gerektiğini göstermesi gerektiğini unutmaması gerekirdi.
İşi yüklemenin bir ihale ile yapılması gerektiğinin yasal emir olduğunu hem başsavcılık hem de merkezi ihale komisyonu belirtti. Meclis yasa yapmış ve böyle bir ihalenin merkezi ihale komisyonu tarafından yapılmasını emretmiş. Bu raporla meclise komisyon üyesi vekiller tarafından duyuruluyor. Dikkat edersek hiçbir vurgulama yapma gereği duymuyorlar. Kendi oylarıyla kurulan hükümete buna nasıl sessiz kaldınız diye sorgulayıcı tek ifade kullanılmıyor. Mecliste de tek bir milletvekili ayağa kalkıp bir yasa yapıyoruz siz umursamıyorsunuz hesap verin demiyor. Muhalefet varmış, ondan da ses çıkmıyor.
Sağlık bakanı yüksek mahkemenin kararını uygulasak kaos çıkar, bu riski neden göze alalım dedi diye Yüksek Adliye Kurulu sesini çıkarıp yetkisini savunurken meclis susuyor. Yargı kaos peşinde mi, bakan anayasayı mı çiğniyor, meclis anayasanın çiğnenmesine ses çıkarmadığı gibi kaostan mı endişe ediyor? Yasa ve anayasaya uymak tehlikeli olunca bakanlar ülkeyi kurtarmak için görevli mi kılındı? Anayasanı kaos çıkarmasına karşı bakanlar koruma görevlisi mi? Bu nasıl rejimdir?
Rapora göre başsavcılık da merkezi ihale komisyonu da yapılan işin yasalara aykırı olduğunu belirmektedirler ama meclis durumu aydınlattığı halde üzerine yük almış gibi davranmıyor. Son zamanlarda ad hoc yani geçici komite kurup güya bazı işleri kolaylaştıracak ama kendisi sahip çıkmıyor. Muhalefetten bile gık çıkmıyor.
Bu geçici komitelerin bir yetkisi yoksa nerden icat edildiler? Soruşturma komiteleri için eskiden kalma bir yasa var ve soruşturma komitesi için orada gösterilen yetkilerin kullanılması kuruluşu sırasında belirtiliyor ve meclis kararına bağlanıyordu. Bunların raporlarının mecliste gündem dışı konuşmalar gibi ele alınacağı bir usul varmış.
Öyleyse hakkında konuşmalar yapılıp konu kapatılacaktır. Zaman da en iyi unutturma yoludur. Demek ki bundan sonra devletin ödeme yapmasına sıra gelince konu açılacak ve çare yok ödeyeceğiz, mahkeme bize yükledi diyecekler.
Halkın parası ile ödeme yapılıp sorumluların yükümlülükleri unutulacak.
Ben tanımazdım dedi, tanıdığı ortaya çıktı. Tecrübelidirler dedi olmadıkları ortaya çıktı. Senin yetkin yoktu, sana verilen yetki ancak yasal olarak kullanılacak yetki olabilirdi. Öyle anladıysan yanıldın, bellidir. Yanılırken de tanıdığın birilerine ihale ettiğin bellidir diye açıklamalar yapıldı.
Bakanın savunma diye ileri sürdüklerinin hepsi çürütüldü.
Daha ne aranıyor? Soruşturma açması gereken meclis geçici komitelerle neden oyalandı? Şimdi raporu da ortaya çıktı, bundan sonra ne yapılacak? Soruşturma mı açılacak yoksa soruşturma açılması için savcılık dokunulmazlığın kaldırılması için harekete geçecek mi?
Bu iş yalnız bakanın yaptığı bir iş değil. Onun bu işi yapmakta olduğunu gören gözler çok. Kim ki gördü ve görevini yerine getirmedi ise onlar da sorumludur. Bakan kendisi yazıları yazıp işlemleri tamamlayamazdı. Başkaları da ona yardımcı oldu. Onlardan bunun yasadışı olduğunu görmesi gerekenler de ortaktırlar.
Bu çapta bir işin ihalesinin tamamlanması için çok kişi işlemlere iştirak etmiştir. Başka türlüsü olamaz. Onların arasında bu büyüklükteki bir ihalenin merkezi ihale komisyonuna aktarılması gerektiğini bilenleri ortaktırlar.
Şeytan dur da düşün kim böyle işe karışır da pay almaz demez mi? Paylaşanları da soruşturacak bir süreç başlamalıdır. Havaalanına karşılamalar için yollanan makam arabasının masrafı dahil hesabı sorulmalıdır.
Anayasayı da ele almak gerek diyenler mazeret olsun diye demiyorlarsa anayasayı esas haliyle düşünerek ele almaya fırsat vermelidir. Bilenler bilir ki anayasa teşkilat-ı esasiyedir. Yani devle teşkilatını kurar. Bizde ise bozuk düzende hak ve özgürlükleri dekorusun diye düşünülerek yapılmıştır. Çünkü hak ve özgürlüğü tehdit altında olanlar gayret gösterirken onları rüşvet gibi nasıl olsa bildiğimizi okuruz ukalalığı ile kabul etmekle yapılmıştır. Teşkilat ise sakat kurulmuştur. Güçler arasında yasal yetkilerin kullanılmasını zorunlu kılacak şekilde değil, duası berekatiyle uygulanacak gibi sonuçlandırılmıştır. Sayıştay suça ve suçlulara işaret eder ama gereğini yapacak biri bulunmaz. Çünkü Sayıştay meclisin yürütmeyi denetleme organıdır ama kararlarını uygulattıracak yetkili ve etkili bir meclis yoktur, böyle bir durumda savcılı ve polisin eli kolu da bağlı kalmaktadır. Çünkü sanki Sayıştay ezelden beri vardı da anayasada hatırlatılmaktadır gibi o ve bu olan Sayıştay denetler ve saire denilmiştir. Nedir ne yapacak ve kararlarını nasıl dayatacak belli değildir.