yaklaşımlarÖzkan YıkıcıYeniden neoliberal günceden, Göbels ve mafya tanışması! – Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Yeniden neoliberal günceden, Göbels ve mafya tanışması! – Özkan Yıkıcı

279 Takipçiler
Takip Et

Yeniçağ podcastını dinleyin

Şubatın son haftanın Salı gününün gecesindeydim. İMC TV kanalını izliyordum. Prokrama katılan Cengiz Çandar şu vurucu cümle ile başlıyordu: “Artık söylenecek söz kalmadı* Sözün bitiği yerde bulunuyoruz* Beni siz çağırdınız diye geldim” diyordu. Öteki konuk gazeteci Ceyda Karan ise; özelikle Suriye olayında gelinen tehlikeli kavşağı aktardı. Ben bunların ilerde hem de kısazaman sonra çok önemli geleceğini bilmeden izliyordum. Reklam arası prokramda ise film kanalını aradım. Karşıma ikinci paylaşım savaşında özelikle probagandada Göbels etkinli bir sahneyi izledim! Kıbrısın ekranlarında ise banbaşka telden tınılar uçuşuyordu! Akorları bozuk olsa da adına “şahane eser” olarak donayimler vurguluyordu! Kimisi su sorununu, kimisi de AKP “Kıbrısda çözüm istiyor” ezberlerini bozuk ses tonu ile detone olmuş şekilde okuyorlardı…..

Geldik Perşenbeye; Perşenbe ikindisi Türkiyede Can Dündar ve Erdem Gül serbes brakılıyordu. Dikat; berat değil, yargılanacak serbeslik kalmadan söz ediyorum… Türkiye medya belirli ekseni bayram havası ile zaferi okurken, Erdoğanın sözcüsü ısrarla “berat değil, serbes yargılanma kararıdır” haykırışını yapıyordu. Herkes Can Dündar olayına yoğunlaşırken, birçok makamcıya danışmanlık yapan ve özelikle Ortadoğu uzmanlarından gazeteci Cengiz Çandara tam Kırk olaydan teblikat yapılıyordu! Ayni saatlerde İMC TV kanalında oluşan tartışmada bir resmen acizlik olayı da görüyordum. Özelikle izlediğim T24 sitesinin bazı yazarları, Türkiye gerçekelrinde özelikle Batının Kürt olayına gereken karşılığı vermemenin makyaj politiğini yakaladılar! Yanlış Doğruluğu tartışmalı olan imtihar bonbacısının taziye ziyaretini öne çıkarıp, Kürtlere veriştirip, onca gündemi buna yöneltip, yöreden gelen katliyam haberlerinin önüne koyuldu! Biranlamda batının doğuya veremediği karşılık paylaşımın bir kendine göre nedenini yakalama acizliğine de tanık oldum! Bizim ekranlarda ise tuhaflığın danisgası yapılıyordu! Türkiye ile yapılan Su anlaşmasının kahramanların “direnişleri” anlatılıyordu! Neoliberalizmin toplumsal mühendislik popilizmine tanık oldum…..

Çok değil, bir gün sonrasına geldim… Cuma ikindine doğru, İMC TV başarılı habercisi Banu Güven, serbes brakılan Can dündarla reportaj yaparken, verilen buyrukla İMC TV uydu yayını kesildi! Tam da Türkiyelik Erdoğan marifeti ile Savcılık yazdı Türksat da uyguladı! Hukuk kitabına veya demokratik ilke falan da aramayın. Böylelikle ben Türkiyeden ençok izlediğim İMC TV kanalını da izleyemez hale geldim… Ayni sırada bizim Ekranlarda özelikle yandaş akımlar ve donayim etiketliler, Türkiye ile yapılan Su anlaşması ile atılan iyi adımları boş sayfaya bakıp, yalaka uydurma kelimelerle durmadan anlatıyorlardı….

İMC TV karartması adeta siaysetin medya etkisi ile konulan medya dördüncü kuvet ezberinin silikleşme örneği olarak yeniden oluştu. Arada sıkılsam da öteki Türkiye medya ile yerel yayınlara göz gezdirdim. Türkiyede yayınını beyenip beyenmeme biryana, özelikle Ortadoğu Kürt coğrafyasındaki haberleri ile dünyada dahi kabul gören İMC TV karartması nedense beklenen tepkiyi belirli kesimler dışında bulmadı. Savcılık bahane garipliği ise, Anadolu ajansının dahi ayni kişilerle reportaj yapmasına rağmen, sadece İMC TV karartma istemesi de Türkiye hukukundaki siyasalaşmanın yeniden örneklemi oldu…

Ben bu medya gelişmelerini yaşayarak tanıklaşırken, otoriterlikle iletişim probaganda olayını kanıtlarla kafama korken, isteristemez Salı gün Çandarın sözleri ile öteki kanaldaki izlediğim eski filimdeki ortak simgede buluştum! “Alman faşist probaganda uzmanı Göbels”! Gerçekten ister faşist, ister devrimci veya başka meslekli akademisyen olsun; bazen öyle olaylar yaratırlar ki, kolay kolay unutulmazlar! Göbels de faşizmin medya etkisi ile probaganda karanlık uygulamalarda akla hep gelip kendini hatırlatır. “Yalanın kocamanı, tekrar tekrar yalan söyleyerek kitlelere kabulendirme” sözlerinin pratikteki karşılığını, bugünelrde Ortadoğuda ve elbet adamızda kolayca yaşadığımız neyazık ki gerçeklerin yeniden tekrarıdır.****

Bizde yumuşak Göbelscilik yapılıyor! Suyun resmen özeleştirildiği, Türkiyeleştirildiği her okuyan için metinde gerçekken; ısrarla birileri ekrandan “Suyu kamusal hak olarak kurtardık* Su yine de bizim kontrolumuzdadır* Biz bunu başardık” tekrarları neyazık ki belrli kitlelerde karşılık buldu. Hele de mücadele yapma niyetinde olmayanlar, bazı endişeleri gidertme adına da buna hemen inanıp sorunun bitiğine kanan da boldur! Göbels ile Toplumsal Mühendisliğin Neoliebral Kıbrıs politikasındaki buluşmasını da böylelikle yaşayarak tanık olduk!*****

Bizim Kıbrısda da başka doğalaşan gerçeklerimiz de vardır. Yaşamda olmazsa olmazımızdır! Bunları söyleyince de “becer de nasıl becerirsen becer” sözleri işin kolayı olarak tekrarlanır! Son günlerde yine varlığı imkar edilmeyen, uygulamada doğalaşan mafyacılığın bazı sahneleri de piyasaya sürüldü. Bunlar araba kundaklama ile haber haline sokuldu. En basit insan dahi, bunun mafya hesaplaşması olduğunu söyler. Öyle söyler ki; yapılan resmi açıklamaların çok ötesinde önceden gelen mafyacılık adımalrının nasıl sonucu yaratığını da sokaklar, kahveler ve ev sohbetlerinde kolayca dinlemek mümkün! Hele zaman zaman koltuktayken nasıl bunların yapıldığı, bazı olayların nasıl daha haber yapılmadan örtüldüğü, komisyonculukla alınan hahraçlar vesayrenin ahalinin dilinden dökülüp saçıldı. Fakat medya nedense olayla arka perde biryana, önünde söylenenleri dokundurmama adına hep ötelemeye devam etti!

Araba kundaklamalar ve beraberinde uçuşan sözler daha peşpeşe tekrarlanırken, sağlıkta zaman zaman çeşitli benzerliklerle kımıldayan bilgiler, mafyalaşmış kürtaj gerçekle herkesin yüzüne keskin bir bıçak gibi vurdu. Hele olaydaki isimler sonrası, bazı eski anılarla “paragözlüğün sonunda geldiği yer” detirten insanlar da oldu. Konunun sağlıkta bile bile yasakların yasalaşıp, rantiye olup, insanı müşteri görüp kulanıp soymanın başlangıç mafyalaşmanın nereyedek gelineceğinin önemli kanıtı oldu! Zaman zaman başka oluşan sızıntılar da sırf dokunulmama adına örtülmesi de anımsandı. Özelikle Kürtaj, kamu yerine para isteyip ikinci paylaşım biçimi, birçok insanın nasıl öldürülme şekli, bir birikim olarak oluşan ufak güncede patlayıp, yavaş yavaş eski hale doğru dönüyoruz. Ama dikat; hala birileri çıkıp, burada onca sağlık sorunu varken, sağlıkta mafyalaşma gerçek olarak yüzümüze vururken; “Sağlıkta Turizm sektörleşmeği” savunan kesimelr de vardır.

Neoliberalizmin sağlığı metalaştırması, piyasalaştırması ve insan hakkı yerine para kazanılan alana çevrilmesi ile artan mafyalaşmanın Kıbrıslı versyonu da böylelikle gerçekleşti. Hani var ya; sağlıkta da özeleştirmeği savunanlara sadece son olay değil, sırf para alma adına insanları öldürten Neolierbal piyasa modelini hala görmüyorlar sa; bunları savunacak bir Göbels ve piyasalaştırma bilimseleştirme adına Toplumsal Mühendislik imdatlarına yetişir.

İMC TV sırf Kürt coğrafyası olaylarını haber yaptığı için, Ortadoğu ve özelikle Suriye olaylarında olan birçok kirli sayfayı araladığı için, doğru haberlerle haber yapılmayanları haberleştirdiği için, sonunda yayınının da hukuka uymayan uygulama ile karartırdı! Kıbrısda ise mafyacılığı doğal karşılayan, hat da olmazsa olmaz la işlerini gören yapılanma, sonunda böylesi rezaletleri de oluşturur. Eyer bu resmi haberleşmede kabulenmeseydi, birileri çıkıp “aman ha* Bunu söylemeğin. Biz çözeriz” denecekti! Birçok direk kamu kuruluşu yolsuzlukları veya sgandalar hep böylesi mafyayı koruma yöntemlerle Toplumsal Mühendislik Neoliebral azgelişmiş yetkilerle çözümlendi! Sağlıkta anımsayın faturasız Trilyon olayı veya sırf para ödemedi diye bakılmayıp öelenleri! Tabi unutmayın ki Su olayında da Neoliebral Toplumsal mÜhendislikle “kabul etmezsek, maaşlar ödenmiyecek” korkusu ile olayın özü nasıl saptırıldığı daha gayet sıcak şekilde yaşandı.

Peki ben; yaşadığım Neoliberal güncelerle savrulurken, Göbelsi veya mafyacılığı yeniden karşımda bulunca, yeniden tanışırken desem yanlış olurmu?

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
334AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin