Gelmiş geçmiş tüm hükümetlerin çevreyi korumaktan çok çevreyi kullanmak yaklaşımıyla almış olduğu kararlar çerçevesinde ciddi ekolojik problemler yaşayan bir ada ülkesi konumuna ulaştığımız tartışılmaz bir gerçekliktir. Bu bağlamda, mevcut hükümet programı dikkate alındığında çevre başlığı altında bugüne kadar hazırlanan en kapsamlı çalışma planı olduğunu ve birçok önemli sorunun çözümüne dair ilk kez bir hükümetin net ifadeler kullanıldığı rahatlıkla söylenebilir.
Ancak, hükümet programında; ‘‘Teknecik ve Kalecik Aksa elektrik santrallerinde kaliteli yakıt (kükürt oranı yüzde 1) kullanımı sağlanacak’’ ifadesi net ve açık bir şekilde yer alırken hükümet ve ilgili bakanlıkların bir kez daha ‘‘son kez’’ diyerek kendi iradelerini çiğnediklerini ve AKSA’nın daytmalarına boyun eğdiklerini tüm toplumla birlikte üzülerek görmekteyiz.
Önceki hükümet döneminde, kanserojen olduğu gerekçesiyle kükürt oranı yüzde 1’in üzerinde olan petrolün ülkeye girişi yasaklanmasına ve santrallerin adapte olabilmesi için 6 aylık süre tanındıktan sonra 1 Temmuz 2015’den itibaren hiçbir şekilde yüksek kükürt içerikli yakıtın ülkeye sokulmayacağı kararı üretilmişti. Ama, bunun gerekleri yapılamayınca hükümet programından ilk taviz verildi.
13 Ağustos 2015’de Bakanlar Kurulu, daha önce alınan ‘yüzde 1’in altında kükürt içerecek’ kararını, 1 Temmuz 2015’ten 1 Ocak 2016’ya erteledi ve bu tarihten sonra hiçbir şekilde kalitesiz yakıtın ülkeye sokulamayacağı belirtildi. Kıb-Tek’e bağlı Teknecik Santrali’nde bunun gereği yapılıp kaliteli yakıt ithal edilirken Kalecik’te kurulu AKSA bunu bildiği halde sözde baca gazı arıtma tesisi kurduğu gerekçesiyle gereğini ‘‘inatla’’ ve ‘‘ısrarla’’ yerine getirmedi.
Tüm bu gerçeklerden hareketle, 13 Ocak 2016’da toplanan bakanlar kurulu bizzat Başbakan’ın ağzından yapılan açıklamayla AKSA’nın dayatmalarına boyun eğilmediği ve ‘‘yüzde 1’in üzerinde kükürt ihtiva eden fuel oilin herhangi bir biçimde santraller tarafından ithal edilmesine izin vermeyecekleri, bu yönde istemler geldiğini ancak hem Tarım hem de Çevre Bakanlıklarının buna izin vermediğini’’ dile getirmişti. Ancak, bu açıklamanın üzerinden 24 saat geçmeden ‘AKSA’nın ‘‘kalitesiz yakıt yoksa elektrik de yok’’ tehditleri üzerine bir kez daha ‘‘son kez’’ denilerek kalitesiz yakıtın ülkeye girişine izin verildi.
Oysa, AKSA’nın filtre sisteminin güvenilmez olduğu önceki Çevre Bakanı tarafından bile dile getirilmişti. Yine de, esas işi çevreyi korumak olan ‘‘Çevre Koruma Dairesi’’nin sadece 10 günlük verileri dikkate alarak gelen şikayetler ve yıllık genel veriler dikkate alınmadan baca gazı emisyon değerlerinde sorun yokmuş gibi davranarak kalitesiz yakıtın ithaline izin vermesi anlaşılır değildir. Kaldı ki, AKSA’nın yüzde 3,5’luk kalitesiz yakıtı getirmesine ‘‘son kez’’ izin veriildiğinin açıklanması da aslında siyasi otoritenin de bu değerlere güvenmediğini ortaya koymuştur.
Soruyoruz; bu kaçıncı son kez? AKSA’nın yıllardır bu ülkenin havasını kirlettiği, denizini mahvettiği yetmezmiş gibi bir de her fırsatta ‘‘şalter indirme’’ tehditiyle hükümetlere baskı kurması artık yeter! Unutulmasın ki, zor bir dönemden geçtiğimiz şu günlerde en çok ihtiyacımız olan güvenebileceğimiz, kararlı ve tutarlı bir hükümettir. Bizler, Çevre Platformu olarak ciddiyetle bağdaşmayan bu tutumu protesto ediyor ve bir an önce AKSA ile devlet arasındaki sözleşmede yer alan anomalilerin ortadan kaldırılarak çevre ve halk sağlığını hiçe sayan bu tarz yaklaşımların derhal sonlandırılmasını talep ediyoruz.