arşivUlus IrkadBozuk ekonomi ve bağımlı siyaset - Ulus Irkad
yazarın tüm yazıları:

Bozuk ekonomi ve bağımlı siyaset – Ulus Irkad

333 Takipçiler
Takip Et

Yeniçağ podcastını dinleyin

ulusSuyun yönetilmesi konusunda ortaya çıkan keşmekeş aslında bu ülkenin içler acısı durumunu da bizlere göstermektedir. Daha ülkesine gelen suyun yönetilmesi konusunda karar veremez durumda olan bir ülkenin nasıl bir ülke olduğunu varın  siz  karar verin. Hükümetin ise bakanlık ve müsteşar atama konularıyla ilgilenerek bu ciddi konularla ilgilenme fırsatı bulamadığını da belirtmemiz gerekmektedir. Nihayet bu ülke yeni ve genç yüzlerden de bakanlarına kavuştu. Hayırlısı olsun ülkemize demekten başka elimizden birşey gelmiyor ama her gün için bu ülkenin gözlerden kayıp gittiğini görmemek ve üzülmemek elden gelmiyor.

Geçen haftalarda Kıbrıs Gazetesi’nin çıkardığı “Ekonomi” adlı ek gazetelere bakmak bile içinde bulunduğumuz acınacak durumu gözler önüne sermektedir. 19 Ekim tarihli “Ekonomi Gazetesi” mevcut işsizlerin 3’te ikisinin kadın  olduğunu yazmaktaydı.İçişleri ve çalışma Bakanlığına bağlı Çalışma Dairesi, ağustos ayı itibarıyla aktif kayıtlı işsiz sayısını; 718’i kadın(yüzde 66), 364’ü erkek (yüzde 33) toplam bin 82 (1082) kişi olarak açıkladı. Temmuzda bin 245 kişi olan işsiz sayısı ağustos sonunda  yüzde 13 oranında azalırken, 2014 yılının aynı ayına göre ise yüzde 5 oranında yükseliş gösterdi.

Sosyal sigortalar işsizlik ödeneği’nden yararlanmak amacıyla 2015 yılı içerisinde bin 290 sigortalı işsizin müracaat ettiği de belirlendi.

Bu arada aynı tarihli gazetede memleketin ekonomik durumuyla banka karlarının aynı paralelde olmadıklarını görmekteyiz. Kredi hacminin ilk kez 10 milyar TL’yi aştığı yazılıyor. Haber şöyle “Bankacılık sektörünün Ağustos 2014 sonundaki toplam kredi hacmi yılbaşına  göre yüzde 12,16 oranında artarak ülke tarihinde ilk kez  10 milyar TL’nin üzerine çıktı. 2014 yılı sonunda 8 milyar 940 milyon 380 bin TL düzeyinde saptanan kredi hacmi, ağustos sonu itibarıyla 10 milyar 27 milyon 811 bin TL olarak açıklandı”

Bankaların sermaye artışlarının nedeni aslında şu haberde de ortaya çıkıyor: “KKTC bankacılık sektörü verilerine göre vatandaşın borç yükü her gün biraz daha artıyor. KKTC Merkez Bankası Risk Merkezi’nin Eylül 2015 verilerine göre bireysel kredilerin miktarı 3 milyar 582  milyon TL’ye ulaştı. Her KKTC vatandaşının payına ise 17 bin TL’den fazla borç düşüyor”(Ekonomi,26 Ekim 2015).

“Kişi başına düşen borç miktarı 2011’de 8 bin 990 TL, 2012’de  10 bin 013 TL, 2013’te 16 bin 038 TL ve 2014’te de 16 bin 267 TL olarak hesaplandı”.denilmektedir (Ekonomi,26 Ekim 2015).

“Eylül 2014’te  10 milyar 192  milyon TL olan tüm sektör kredileri, Eylül 2015’te 12 milyar 439 milyon TL’ye çıkarken, bir yıllık artış yüzde 19.69 oranında hesaplandı” (Aynı gazete). Bankaların sermayelerinin altındaki gizem de bir oranda ortaya çıkıyor. Ülkede nasıl ekonomik ilişkiler ağıyla acımasız bir kapitalist sistemin olduğu da işsiz sayıları ve de borç sayılarının artması ve bununla ilişkili olarak banka sermayelerinin  artmasındaki ilişki ile gizem buradan ortaya çıkmaktadır.

Peki ama su sorunundan ve suyu idare imtiyazına kadar bu ülkede halkın iradesinin meclise yansıması olayına kadar egemen ve bağımsız olmayan bir yapıdan daha fazla ne beklenebilirdi?  Bu ülkede seçimler yapılıyor ama her seçim sonrasında kendisine bağlanan suyun bile kendi idaresinde olmadığını farkedip güya timsah gözyaşları dökenlerin seçilmenin dışında bir katkılarının olmadığını da görmekteyiz. Peki,Türkiye tarafından, Girne’nin batısında Geçitköy yanında inşa edilen baraj eğer ürteime katkıda bulunacaksa, ve üretilen mallar da Mersin’den geçmeyecekse bu nasıl bir su bağlamadır ve bu su, bu halkın ekonomik kalkınmasına nasıl katkıda bulunacaktır?

Ekonomik verilerden yola çıkarak, bu tip sorular sorarak  yaşanmışlıklar akla gelirken, bu ülkede bunca çelişki ve politik başarı neye bağlı olacaktır? Her seçim sonrasında hala daha 41 senedir birçok sorununa ve derdine çare bulamamış bu ülkede, sonuca gitmek ve halkı mutluluğa ulaştırmak nasıl gerçekleşecektir? Lütfen söyler misiniz? Önemli olan milletvekili , bakan olmak veya bir yerlerde makam almak değildir. Önemli olan bu ülke nasıl kurtulacak. 41 yıldır devam eden bunca sorun nasıl çözülecek? İşte bunlara kafa yormak gerekir diye düşünmemiz gerekmektedir.

 

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
334AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin