YKP Yürütme Kurulu üyesi Murat Kanatlı, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde söylenen vaatleri değerlendirdi, yasal mevzuatla ilgili hatırlatmalarda bulundu, halka siyasi olarak kendini temsil etmeyen birine oyunu vererek yakmama çağrısı yaptı. Açıklama şöyle:
Seçimlerde aday olanların vaatleri havada uçuşmaya devam etmektedir.
Yalnız gözden ısrarla kaçırılan cumhurbaşkanlığına alınacak tuvalet kâğıdı için bile hükümetin bütçede bunu öngörmesi gerekirken, adaylar bunu halktan gizleyip vaatlerinin mümkün olduğu yanılsamasını yaratmaya çalışmalarıdır.
Seçim sonrası iki toplum liderlerinin görüşmelerinin Cenevre’de başlaması öngörülmektedir. Eğer hükümet bu ziyaret için ödenek çıkarmazsa, seçilecek olan kişi kendi cebinden uçak parası kesip Cenevre’ye mi gidecek? Bu durumda Cenevre’ye gidip gitmeme konusu bile hükümete bağlıdır.
Bazı adaylar Maraş’ın ve yeni geçiş noktalarının açılmalarından bahsetmektedirler. Eğer bu konuda yürütme ve yasama gerekli adımları atmazsa, cumhurbaşkanı bu konuda adım atacak durumda olmadığını niçin halktan gizlemeye çalışmaktadırlar?
Geçiş noktası açılması önemli bir konudur ve Mağusa’ya Derinya, Lefkoşa’ya Mağusa Kapısı, Lefke-Aplıç’a yeni geçiş noktaları açılmalıdır. Bunu YKP olarak destekliyoruz ama bugünkü yasal mevzuat içinde, bu geçiş noktalarına yönelik yasal düzenlemeler yapılmalıdır, Maliye Bakanı ödenekler çıkarıp yeni personel alması, hükümetin bu konuda diğer yürütme konularını gerine getirmesi gerekmektedir. Bu süreçte cumhurbaşkanın görevi sembolik olarak iki toplumlu görüşmelerde bu süreci ileri taşımaktan öteye gidemez. Benzer sorun Maraş için de geçerlidir. Maraş konusunda da yasama ve yürütmenin yapması gereken bir sürü iş vardır. Cumhurbaşkanın ise hiçbir yetkisi yoktur. Cumhurbaşkanın yetkisi, yasama ve yürütme eğer bu yönde irade gösterirse ve kendisine görev verirse iki toplumlu görüşmelerde kabül edildiği hali ile toplum lideri ünvanı ile bunu ileriye taşımaya çalışmaktan başka elinde yapacağı bişey yoktur.
Maraş’ın açılması ile bağlantılı doğrudan ticaret konusu yeniden gündeme gelmiştir. Daha önce yürütme bu konuda masaya konan önerileri benimsememiştir. “kktc”’yi tanıtma anlamına gidecek şekilde ithalat ve ihracatta “kktc” mühürlerinin kullanılması ısrarı nedeniyle tıkanan süreci cumhurbaşkanın aşma olanağı yoktur. Bu yöndeki yürütme kararı aslolandır, cumhurbaşkanın değil!
Benzer şekilde binalar yapacakları, kurullar, konseyler kuracakları vaatleri de boştur. Bina yapmak için bütçe onayı, Kurullar ve Konseylerin işlevsel olması için meclisten yasaları onaylanması gerekir. Cumhurbaşkanı bu konuda sembolik girişim yapabilir ama ötesine gidebilecek yetki ve sorumluluğu yoktur. Üçlü kararnamedeki imzasından bile sorumlu değildir ki bütçeye, yasalar yapmaya müdahil olsun!
Bu nedenle YKP olarak yalan seçim vaatlerine aldanılmaması çağrısını yeniden yapıyoruz. Geçmişte “seçimde söylenen seçimde kalır” sözcüklerinin aday olanlar tarafından her seçim sonrası söylendiğini hatırlatırız.
Oy verme siyasi bir tavır göstermektir, siyasi olarak seni temsil etmeyeceğe mühür vurup oyunu yakma, siyasi tavrını, rejime karşı öfkeni sandığa gitmeyerek göster…