YKP Parti Meclisi üyesi Rasıh Keskiner “boykot siyasi bir tavırdır, rejime ve rejimin temsilcilerine karşı bir başkaldırıdır, Rejime teslim olmadığımızın bir göstergesidir” diyerek halkı sandığına gitmemeye çağırdı. Açıklama şöyle:
19 Nisan yaklaşıyor. Kıbrıs’ın kuzeyinde vitrini süslemek için mevcut rejim tekrar işbaşında. Rejimin temsilcilerinin de olmayan bir makam için kapışmaları sürüyor. TC yerel alt yönetiminin baş acentalığı için sahne alanların, KSP adayı dışındakilerin tümü ideolojik hiçbir görüş ortaya koymamaktadırlar. Günler değil, saatler içinde renkten renge, kılıktan kılığa girmektedirler. Tek dertleri oy avcılığı… Sabahleyin KOP için başvuranları ziyaret edip destek vermekte, bir süre sonra KOP’a başvuranları hain ilan eden dernekleri ziyaret ederek destek vermektedirler. Sabahleyin Kıbrıs’ta federal bir yapıyı savunanları ziyaret edip destek vermekte, öğleden sonra Kıbrıs’ta iki devleti savunan dernekleri ziyaret edip destek vermektedirler. Bu nasıl bir midedir ki böylesi tutarsız davranışları sergilerken de hiç utanmamakta, çekinmemektedirler.
Aylardır konuşuyorlar. Aslında hiçbir şey söyledikleri yok. Sadece “en büyük ben, ben birinciyim” sözleri ile halktan kopuk, halka tepeden bakan kendi egolarını ortaya koymaktadırlar. Hepsi halkı kucaklamaktan bahsetmekte, ama halkın kucaklanmak isteyip istemediği umurlarında değil. Her seçimde gördüğümüz manzaralar, çocuklar, nineler, dedeler kucaklanmakta, suni gülücüklerle sırıtmaktadırlar. Defalarca sorduk: Sağcı mısınız, solcu musunuz? Net yanıt yok. TC’de halkına eziyet üstüne eziyet, baskı üstüne baskı uygulayan, herkesi aşağılayan Tayyip Erdoğan için bir şey söylediklerini duyan var mı? Radikal dinci akımların Kıbrıs’ın kuzeyine yuvalanmalarına, külliye kurulmasına bir şey söyleyeni duydunuz mu? Gençliğimizi yiyip bitiren bet-ofisler için, aileleri perişan eden kumarhaneler için bir şey söylediklerini duydunuz mu? Ve defalarca sorup yanıt istediğimiz, kampanyada har vurup harman savurdukları milyarlarca liranın kaynağını, bu değirmenin suyunun nerden geldiğini açıkladılar mı? Dağıtılan yasa dışı yurttaşlıklardan konuştuklarını duydunuz mu? Kısacası rejimi rahatsız edecek hiçbir şey söyleyememektedirler. Çünkü rejim tarafından bu şekilde programlandılar.
Biz, Yeni Kıbrıs Partisi olarak, seçim kampanyası başlamadan, bugün sahne alan bu zat-ı muhteremlerin bu topluma verecek bir şeyleri olmadığını söyledik. Çünkü biz bu gibi filmleri ve bu gibi aktörleri çok gördük. Biz bunları tanıyoruz. Ve şimdi de halkımıza çağrımız bunları iyi tanımaları, hiçbir söylediklerine inanmamaları ve 19 Nisanda bunları sandığa gitmeyerek, sandığı boykot ederek cezalandırmalarıdır.
Boykot siyasi bir tavırdır. Boykot Rejime ve Rejimin temsilcilerine karşı bir başkaldırıdır. Boykot Rejime teslim olmadığımızın bir göstergesidir.
Katılın bize. Rejime karşı isyan büyüsün.