YKP Yürütme Kurulu Yurtdışı Koordinasyon Ofisi ve TFF’nin şube açması konularını değerlendirdi. Konu ile ilgili açıklama şöyle:
Eroğlu-CTP koalisyon hükümeti tuhaf ve tartışmalı işler yapmaya devam ediyor…
Önce birçok kesimin tepki koyduğu Yurtdışı Koordinasyon Ofisi ile kamuoyunda tartışma başladı, ortada hükümet yokmuş gibi Denktaş çeşitli kesimlerce suçlandı…
Sonra TFF’nin şube açması tartışmaları ortaya çıktı, gene ortada hükümet yokmuş ve Denktaş canı ne çekerse yapabilirmiş gibi hedefe kondu…
Yurtdışı Koordinasyon Ofisi konusunda sorunun ne olduğundan ısrarla kaçınılmaya çalışıyor ama içeriği okunduğunda ne olduğu net anlaşılmaktadır, tıpkı diğer alanlarda olduğu gibi gençlik ve spor konularını da vilayet ilişkileri çerçevesinde çözmeyi amaçlamaktadırlar… Burada bir yatırım olacak, tesis ortaya çıkacak ve tıpkı Türkiye’nin diğer vilayetlerinde olduğu gibi merkezi hükümet, yani Ankara personel ataması yapacak… Eğer bu bağımlılık değilse bağımlılık nedir? Tıpkı Merkez Bankası’nın müdürü gibi bu tesislerin müdürleri de merkezi hükümet tarafından atanacak. Böylesi bir durumda hükümet etme işlerinin de valilik tarafından yapılması doğaldır. Valiliğin bugünkü binası üzerinde elçilik yazması sorunu ortadan kaldırmaz, Türkiye’nin “KKTC” valisi ekonomik ihtiyaçlarımızı tanımlamakta ve açıklamakta, yeni paketin izlerini kamuoyu ile paylaşmaktadır.
Yurtdışı Koordinasyon Ofisi protokolü içinde yurtlar konusu da vardır. Herkesin bildiği gibi Türkiye’de yurtlar farklı farklı cemaatler tarafından yönetilmektedir. Bir süredir Türkiye’deki cemaat kavgaları çerçevesinde merkezi hükümet, Kıbrıs’ın kuzeyindeki yurtlara da el atmış, sessiz sedasız TC Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu operasyonlara başlamıştı. Son ortaya çıkan bu protokol ile devam eden bu operasyon da genişlemektedir. Bu şekli ile Ankara’da merkezi yönetimi kontrol eden cemaatler, Kıbrıs’ın kuzeyindeki yurtlardaki kontrolü de sağlamış olacak, diğer cemaatlerin kontrol ettiği yurtlar da kapatılmaya çalışılacaktır. Külliye bünyesinde yapılan yurtlar da merkezi hükümetin operasyonları çerçevesinde değerlendirilmelidir. Büyük ihtimal bu protokol sonrası gündeme gelecek olan, yurtların düzenlenmesi ile ilgili vilayetteki yani Kıbrıs’ın kuzeyindeki yasal mevzuatın düzenlenmesi olacak…
Tüm bu yapılanlardan sorumlu olan sadece Eroğlu’nun çırağı, hükümetteki sesi Denktaş değil, TC’den gelen her türlü dayatmaya “emriniz olur” deyip boyun eğen vilayet hükümetidir.
Benzer sorun Türkiye Futbol Federasyonu’nun burada şube açma konusunda da geçerlidir. Açık olan şudur ki TFF bunu kendi aklı ile yapmamıştır. Eroğlu ile TFF arasında görüşmede büyük ihtimal pişirilmiş, Eroğlu’nun çırağı Denktaş tarafından servis edilmiştir, özür dilemesi de işin sosudur. Bu konuda Kıbrıs Türk Futbol Federasyonun onurlu duruşu desteği fazlası ile hak etmektedir.
Merkezi hükümet futbol federasyonun şube açma girişimi de sanki de yerel alt yönetim hükümetinden habersiz yapılırmış gibi sunulmaya çalışılmaktadır.
Kıbrıs’ın kuzeyinde 1974 bugüne hükümete gelen tüm siyasi partiler, hükümetteyken imzaladıkları çeşitli protokoller ile Kıbrıs’ın kuzeyinin TC’nin vilayeti olması için tuğlalar koydular, koymaya devam ediyorlar.
YKP, bir kez daha Kıbrıs Türk Futbol Federasyonu’nun Kıbrıs Futbol Federasyonu (KOP) ile başlattığı süreci desteklediğini açıklar, bunu federal Kıbrıs’a giden süreçte, kurumların yeniden ortaklaşması için atılmış önemli adım olacağını vurgular, dayanışmasını ortaya koyar.
YKP, vilayetleşmeye, TC’nin 82. ili olmaya karşı tüm kesimleri direnmeye, tepki koymaya çağırır. Bu çerçevede 66 örgütün ‘Yurtdışı Koordinasyon Ofisini reddediyoruz’ açıklamasını destekler, hükümeti eğer yetkisi varsa protokolü iptal etmeye çağırır. Ayrıca, bu tür dayatmalara karşı duracak etkileri yoksa, vekilleri muhalefet yapıyormuş gibi yaparak halkı kandırmaktan vazgeçmeye ve TC’nin dayatmalarına karşı boyun eğmek zorunda kaldıklarını açıklayarak, halktan özür dilemeye çağırır.
YKP, vilayetleşmeye hayır demek için halkı sandığa gitmemeye, bu oyuna taraf olmamaya çağırır.
YKP, Ankara’nın merkezi yönetiminden bağımsız; demokratik, katılımcı, eşitlikçi, özgürlükçü, rekabetçi değil dayanışmacı politik ortak alanları yaratmak için taban örgütlerinde birleşmeye ve mücadeleyi yükseltmeye çağırır…
