8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Organizasyon Komitesi’nin 2 Mart 2015, Pazartesi günü (bugün) saat 11:00’de KTÖS Lefkoşa merkez binasında 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısıyla basın toplantısı düzenledi.
Dünya Emekçi Kadınlar Organizasyon Komitesi, Adalı Gençlik, Arin Mirxan Genç Kadın İnisiyatifi, Bağımsızlık Yolu, Baraka Kültür Merkezi, BKP Kadın Meclisi, CTP-BG Kadın Örgütü, DAÜ BİR-SEN, DAÜ-KAEM DAÜ-SEN, Feminist Atölye (FEMA), Feminist Öğretmen İnisiyatifi, KAYAD, KTAMS, KTOEÖS, KTÖS, KUİR KIBRIS, Liseliler 8 Mart Platforumu, Mağusa Gençlik Merkezi (MAGEM), Mağusa Kadın Merkezi Derneği (MAKAMER), Mesarya Kadın İnisiyatifi, MKM Özgür Kadın İnisiyatifi, Pir Sultan Abdal Derneği, POST Araştırma Enstitüsü, TDP, YKP-FEM örgütlerinden oluşuyor…
Basın toplantısının tam metni şöyle:
“Biz kadınlar, emeği ve bedeni sömürülenler, küçük zümreleri zenginleştiren savaşlardan kaçan mülteciler, savaş taktiği olarak tecavüze uğramışlar olarak haklı mücadelemizde inatçıyız. Biz kadınların mücadelesinin başlangıç veya bitiş tarihi yok; hayatlarımızın her anında özgürlüklerimizin kısıtlanmasına, haklarımınız gasp edilmesine, şiddetin her biçimine, emek sömürüsüne, adaletsizliklerin normalleştirilmesine karşı direnmek zorunda bırakılıyoruz.
Resmi tarihin susturduğu tarihimizi de iyi biliyoruz; Avrupa’da doğanın dilinden anlayıp şifa dağıtabildiği için öldürülen “cadılarız”, New York’ta daha iyi çalışma koşulları talep ederken yanarak öldürülen işçileriz, meydanları dolduran Cumartesi Anneleri”yiz. Egemen olmayan bir türkü tuttura görelim tehdit olarak algılanan ve susturulmaya çalışılanlarız. Kadın özgürleşmesinin kendinden öte sonuçları olacağının bilincindeyiz. Her sıktığından kar çıkarmaya çalışan patriarkal kapitalizm karşısında, ekolojik yıkıma, emek sömürüsüne, ayrımcılığın her çeşidine ve neoliberal dönüşüme karşı taleplerimizi daha adil, özgür ve eşitlikçi bir toplum ve dünya için bu 8 Mart’ta da yineliyoruz:
TALEPLERİMİZ:
8 Mart Organizasyon Komitesi olarak,
Uzun yıllardır sürdürülen toplumlararası görüşmelerin, toplumsal cinsiyet eşitliğini gözeten bir şekilde barış ile nihayete erdirilmesini;
İki toplumun siyasi eşitliğine dayalı bir şekilde tesis edilecek federal çözüm sonucunda adanın şiddeti sistematik olarak besleyen militarist kurumlardan arınmasını ve askersiz bir adanın var olmasını;
Irk, dil, din, etnik köken, doğum yeri, fiziksel durum, cinsiyet, cinsiyet kimliği, cinsel yönelimi ve sınıfı dolayısıyla ülkemizde yaşayan bireylerin maruz kaldığı şiddetin, nefret söylemi ve/veya nefret suçlarının ortadan kaldırılması için gerekli yasal ve kurumsal düzenlemelerin derhal hayata geçirilmesini;
Kadınların karar verme mekanizmalarında erkeklerle eşit şekilde temsil edilmeleri için özel önlemlerin geliştirilmesi ve tüm çalışma organ, kurul ve komisyonlarda yüzde 50 cinsiyet kotasının esas alınmasını;
Her türlü engele rağmen örgütlü olmayı seçen kadınların erkek egemen sistemin baskısı, ayırımcılık ve şiddetle karşılaşmasını önlemek amacıyla örgütlerin tüzüklerinde kadınların şiddete ve ayrımcılığa uğramalarını engelleyecek mekanizmaların yer almasını, şiddetle ilgili kadının beyanının esas kabul edilmesi mantığının yerleştirilmesini;
İş yerlerinde artan mobbing için derhal önlem alınmasını;
Basın kuruluşlarının cinsiyetçi yayınlar yerine barış gazeteciliği çerçevesinde yayın yapmalarını;
Cinsiyetçi ve heteroseksist eğitim yerine, insan haklarını temel alan, eşitlikçi eğitim müfredatlarının oluşturulmasını;
Tüm dünyayı egemenliği altına alan neo-liberal politikalarla mücadele edebilecek alternatif ekonomik önerilerin oluşturulmasını;
Ekolojik dengeyi bozan her türlü faaliyetin engellenmesi için gerekli adımların atılmasını;
Gece kulüplerinde seks kölesi olarak çalıştırılan kadınların insanca yaşayıp çalışabilmelerine imkân tanıyacak sosyal güvenlik haklarının tesis edilmesini;
Ev işleri, çocuk bakımı ve hasta bakımı gibi sorumlulukların kadınlık görevi olarak algılanmasının yarattığı emek sömürüsünün ortadan kaldırılmasını, ilgili kurumların ivedilikle bu konularla ilgili sorumluluk almasını;
Toplumsal cinsiyet eşitliği ile ilgili uygulamalarda ve yargıda BM İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi ve BM Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılması Sözleşmesi (CEDAW) ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi başta olmak üzere, insan hak ve özgürlüklerini içeren uluslararası sözleşmelerin esas alınmasını;
Devletin toplumsal cinsiyet eşitliği temelinde atacağı adımlarda ilgili sivil toplum örgütleri ile işbirliği yapmasını talep ediyoruz.”