Yeni Kıbrıs Partisi, bugün, 19 Şubat, Perşembe günü sabah saat 11:00’de yeni YKP Genel Merkezi’nde basın toplantısı düzenledi.
Basın toplantısına YKP Yürütme Kurulu üyeleri Faika Deniz Paşa, Celal Devrim Önen, Murat Kanatlı, Haluk Selam Tufanlı, Parti Meclisi üyeleri Münevver Özakalın ve Hamit Aygün ile YKP Lefkoşa İlçe Sekreteri Mehmet Karadal hazır bulundu.
Parti Meclisi kararını Faika Deniz Paşa ve Münevver Özakalın açıkladı. Açıklama öncesi Faika Deniz Paşa Türkiye’de Özgürlük ve Dayanışma Partisi yöneticilerinin tutuklanması ve Halkların Demokrasi Partisi’ne karşı yapılan saldırılar protesto edildi ve dayanışma belirtildi.
Okunan Parti Meclisi kararı şöyle:
Yeni Kıbrıs Partisi, ilçe örgütlerinde üyelerinin katılımı ile 19 Nisan’daki seçimler konusunu değerlendirdikten sonra YKP Parti Meclisi aldığı kararı şu şekilde açıklamayı uygun görür:
Bütün algıların karıştığı, söylenenlerin anlamsızlaştığı, kelimelerin pratiğe dökülmediği, reklamın iyisinin kötüsünün fark etmediği ve bu anlayışın örgütlere de yansıdığı bir zamandan geçmekteyiz. Dışımızdaki siyasi partiler tavırlarını belirlediler. Şimdi YKP’nin seçimlerdeki duruşunu anlatma zamanı.
Öncelikle şunu söylemeye devam ediyoruz, YKP her seçimi kendi koşullarında değerlendirerek kararlar üretir. İçinde yaşadığı toplumun ve bütün dünya üstündeki yaşamın daha eşite, daha özgüre, daha adile doğru evrilmesini temel amaç olarak gören YKP, siyasi çalışma ve örgütlenmeyi, başka bir dünyaya ulaşmamız için bir araç olarak görür. YKP seçimlere girer veya girmez; ana söylemi bu karara bağlı olarak değişmez. YKP, seçime katılmayı da, boykotu da rejimi deşifre etmek ve alternatifler üretmek için birer araç niteliğinde kullanır. YKP’nin örgütlenme kapasitesi, halkın beklentileri, diğer siyasi gelişmeler gibi somut faktörler, verili koşulları ve dolayısıyla YKP’nin seçime girip girmeme, ittifaklara dâhil olup olmama kararlarını da şekillendirir.
YKP, verili sistemde seçime katılma kararı almış, birbirlerinin benzeri parti veya kişilerin geçmiş pratiklerini de göz önüne aldığında, bir fark yaratma çabalarının olamayacağı, ancak rejimin sözcüleri olacakları tespitini yapmaktadır. Bize sorulan sorulardan biri şudur; “seçimlerde işbirliği yapacak mısınız?” “bir Syriza’da burada olur mu?” Yukardan dayatmacı birlikteliklerin anlamsızlığı yüzümüze vurduğundan beri toplumun parçası olan bizler, sokak sokak, birey birey, “tabandan” örgütlenmeye çalışmaktayız. Eylem ve söylem birlikteliği olmayan, tabandan destek bulmayan birliktelikler bizim anlayışımızın ifadesi değildir. Eylem ve söylem birlikteliği anlayış ve ilkeler birlikteliğini gerektirir ki zaten seçime katılan hiçbir örgüt/kişi bu anlayışla yüzleşmek istememişlerdir.
Bu şartlar altında YKP, 19 Nisan’daki seçime katılma sebebi bulamamıştır. İçinde olduğumuz koşullarda karizmatik liderlerin, hem de işgal koşullarında edim ve değiştirme kabiliyeti sıfıra yaklaştırılmış liderlerin çare olacağına inancımız yoktur. YKP, seçim telaşında olanların kalabalıkta seslerinin bastırılacağı bir ortamda dışarda durmanın, sesini duyurmak için daha faydalı olacağı düşüncesindedir.
YKP, bugünkü mevcut durumda, kimseye hayırlı olmayacak bu seçimlere “hayır” denmesini, böylesi bir alternatifsizlikte sistem içi alternatiflerden bir kopuş olarak düşünmektedir. Sınırlandırılmış, etki alanı daraltılmış böylesi bir temsili sistemin reddinin örgütlenmesi, bu kişiler “beni temsil etmiyorlar” çağrısı yapılması, ilk etapta yalnız bir karşı duruştur. Bu karşı duruşun, taban örgütleri yaratılarak, toplumsal hareket güçlendirilerek alternatif üreten bir sürece dönüştürülmesi gerektiği bilincindedir.
Kişisel hırsların ve sadece yandaşların çıkarlarını koruyacak anlayışın ön planda olduğu bu seçim döneminde, YKP pratiğiyle, barış, ekoloji, toplumsal cinsiyet eşitliği, anti-militarist, emek ilkeleri temelinden yaşamı savunmak için atılacak adımları destekleyeceğinin garantisini verir ve tam da bu sebeple umudun adresinin bu anlayış olduğunun altını çizer. YKP, umudu kırılanları alternatif arayanları bu anlayışta birleşmeye çağırır.
Yeni Kıbrıs Partisi olarak, başka türlü bir dünya, başka türlü bir siyasi anlayışın mümkün olduğuna inananları sokakta olan biz “ötekilerin” yanına çağırırız.