arşivUlus IrkadGayrı Resmi Tarihe devam ve İttihad ve Terakki üzerine -1- - Ulus...
yazarın tüm yazıları:

Gayrı Resmi Tarihe devam ve İttihad ve Terakki üzerine -1- – Ulus Irkad

279 Takipçiler
Takip Et

Yeniçağ podcastını dinleyin

ulusAslında resmi tarihe göre İttihad ve Terakki 1800’lü yılların başlarında Osmanlı İmpartatorluğunun güçsüz düşmesi üzerine Osmanlı İmparatorluğunun kaybedilmiş topraklarını tekrar ele geçirmek için kurulmuş ve içinde askerler olduğu kadar sivillerin ve hatta bürokratların da bulunduğu bir yeraltı örgütü olarak geçmektedir. Şevket Süreyya Aydemir Enver Paşa-1- kitabında(sf.7) o günü şöyle anlatmaktadır:

“Hulasa en az 1859-1860’tan başlayarak Türkiye’de bir nizam çabası, hareket halindedir. Çünkü eski nizam artık hastadır. Tanzimat bekleneni getirmemiştir. Fazla olarak imparatorluğu, yabancı sermayeye borçlandırma suretiyle, tam bir siyasi ve iktisadi kontrol altına da sokmuştur. Milletlerarası deyimiyle Osmanlı devleti, Hasta Adamdır. Bu hastalığı, Yeni Osmanlılar ve Birinci Meşrutiyet de giderememiştir. Çünkü son Osmanlı imparatorluğunun  en büyük devlet adamının, hem çabalarını kösteklemek, hem canına kıymak suretiyle İkinci Abdülhamit, Birinci Meşrutiyeti boğmuştur. Bu büyük molozun , büyük cehaletin elinde imparatorluk, her gün biraz daha koflaşır. Biraz daha kağşar. Biraz daha çöker. Hatta artık tedavi kabul etmez ve kangrenleşme, devletin bünyesini kemirir. Abdülhamit her başı sıkıldıkça, ülkeden bir parçayı kurban eder. Romanya, Bulgaristan, Sırbistan’ın bir kısmı, Bosna-Hersek, Girit, Kıbrıs, Tunus, onun zamanında imparatorluktan koparlar. Hatta güya zaferle biten 1897 Osmanlı-Yunan harbinden sonra bile Yunanistan’a, Osmanlı ülkesinden toprak hediye edilir”.

Aslında İttihat ve Terakki Osmanlı devlet bürokrasisinin de temelini oluşturacaktır. Her imparatorluğun bir bürokrasisi vardır. Ve bu tip bürokrasiler üretim biçimlerinde parazit bir şekilde örgütlenip devletin artı ürününe ortak olmaktadırlar. Asya Tipi üretim trarzı olan ta Roma İmparatorluğundan beri devlet bürokrasileri dünya üzerinde mevcut bulunmaktaydı. Önce çökmekte olan Osmanlı İmparatorluğundaki kaybedilen toprakları almakla yola çıkan İttihat ve Terakki, Fransız Devriminin değerlerine sahip çıkar gibi görünerek,  Osmanlı toprakları içinde bulunan Hristiyan azınlıkların veya toplujmların da desteğini alır görünse bile,  daha sonra Türkçü esaslar içinde ideolojisini benimseyip bağımsızlık isteyen bu azınlıklara veya toplumlara karşı da, o ideolojisi  çerçevesinde tehcir ve kırımlara başlayacaktır. Aslında uluslaşma çağı ve de ulus devletçilik ideolojisi ortaya çıkınca, Anadolu toptraklarını sahiplenme şekline dönüşen uluslaşma ideolojisi bilhassa farklı olan Rumlarla Ermenileri termine edecek ve diğer Müslüman olan Anadolu halklarını kendine bağlayıp onları Türkleştirme hedefi güdecektir. Ama bunların da başkaldırmaları durumunda daha sonra 1930’lu yıllarda telaşla onları da termine etmede bir beis görmeyecektir.

İtihad ve Terakki’nin Makedonya’da gelişmesi alabildiğine hızlı olmuştu. Önce Manastır, İşkodra, Serez gibi Garnizon kentlerinde hücreler kuran subaylar aracılığıyla oldu gelişmeler.  Devrimci düşüncelerin yayılmasında, Bektaşi ve Melami gibi kimi halktan tarikatlar tekkeleri genç aydınlar için birer toplantı yeri olduğu ölçüde, bir rol oynadılar. Ne var ki,  Jöntürk ideolojisini yaymada en etkili araç, Selanik’teki Mason locaları oldu. Talat ya da Mithat Şükrü gibi, komitenin kimi üyeleri  de Masonluğa girmişlerdi. Jöntürk militanlar ile Masonlar arasında, özellikle liberalizm ve despotluğa hınç olmak üzere, düşüncelerde belli bir ortaklık vardı. Kapitülasyonların az çok koruduğu özellikle yabancı localar, komite üyelerine güv en verici bir ortam oluşturuyor ve onlar da, her türlü tehlikeden uzakta çalışabiliyorlardı. Böylece , Jöntürk hareketi üzerinde Masonluğun bir etkisinden söz edilebilir kuşkusuz; ancak Jöntürklerin, Selanik ortamına girmek için localardan yararlanmalarıdır daha çok söz  konusu olan. Komite, Fransız eğilimli locaların aracılığıyla, Yahudi burjuvuzisiyle temas halindeydi; bu Yahudi burjuvazisi de, Selanik’teki iktisadi etkinliklerinin mahreci durumundaki Makedonya’nın imparatorlukta kalmasını görme arzusunu paylaşıyordu Jöntürkler. Komite, işte bütün bu araçlar sayesinde, pek hızlı olarak yaygınlaştı; 15,000’e yakın üyesi olacaktır iki yıl içinde( Bk. Osmanlı İmparatorluğu Tarihi II,Robert Mantran,sf.191-192).

Aslında İttihadçılar için resmi ideoloji iyi değerlendirme yapsa bile onlar üzerinde eleştiri getirenler de oldukça fazladır ve eleştiriler daha fazla Gayrı Resmi Tarih içerisindedir. Bu örgüt bir partiydi. Başkan 19. yy. milliyetçiliğinden, Rusya’da varolan popülist kareketlere ve Tatar milliyetçiliğinden de etkilenmiştir. 19.yüzyılda İtalya’nın ulus devlet olarak birleşme sürecinde önemli bir rol oynayan Karbonari teşkilatının ya da Rusya’daki Narodniklerin komplocu, dar, suikast ve diğer bireyci şiddet eylemlerini tercih eden eylem tarzı,   Balkanlar’da Osmanlı yönetimine karşı yükselen ulusal hareketler için bir örnek model oluşturmuştu. Öte yandan, klept tarzı Balkan’larda, Makedonya’da çeşitli milliyetlerden gerillalara karşı mücadele yürüten, genç subaylar bir yandan gıdalarını Fransız devriminin milliyetçi mirasından alırken ve onun sosyalist mirasından uzak dururken, mücadele yöntemi olarak da Balkan komiteciliğinden etkileniyorlardı. İttihatçılar, aslında en başta bir kontr-gerilla hareketi (Rersmi Tarih Tartışmaları, Fikret Başkaya,sf.2-3) olarak yükseldi. Yeni Balkan ulus devletlerinin birbirlerine karşı ve genel olarak Müslüman nüfusa karşı uyguladığı göçe zorlama, katliam, etnik arındırma uygulama gibi yöntemler de, İttihatçıların önemli ilham kaynakları arasından yer aldı.

 

-DEVAM EDECEK-

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
334AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin