Yeni Kıbrıs Partisi, anayasa değişiklik paketine hayır demenin nedenleri ile ilgili bugün, 11 Haziran, Çarşamba günü saat 10:00’da YKP Genel Merkezinde basın toplantısı düzenledi.
YKP Yürütme Kurulu üyesi Celal Devrim Önen, Faika Deniz Paşa, Haluk Selam Tufanlı ve Murat Kanatlı, Parti Meclisi üyesi Erdinç Selasiye ile YKP Lefkoşa Belediye Başkan adayı Halil Karapaşaoğlu basın toplantısında hazır bulundu.
Basın toplantısında YKP Yürütme Kurulu üyesi Murat Kanatlı bilgi verdi… Kanatlı, “iradesi olmayan meclis, irade şovu yapma niyetindedir” diyerek konuşmasına başladı. Kanatlı sözlerine şöyle devam etti “İrade ortaya koyamayanlar ‘12 Eylül faşist anayasasını birlikte değiştirelim’ gibi tamamen sloganlara dayanan bir çağrı ile bizleri sorumluluk almaya çağırmaktadır… Nereye tarafık? YKP olarak çeşitli zamanlar anayasa değişiklik önerilerimizi çeşitli meclis başkanlarına ve son olarak adhoc komiteye ilettik… Bu görüşlerin kaile alındığını ve görüşüldüğünü gösteren bir emare yoktur… Görüşümüz olduğunu beyan etmemize rağmen komiteye de çağrılmadık… Yapılan değişiklerin bizim bazı görüşleri karşılayıp karşılamadığını da yorumsal olarak komite bize iletmedi… Ama ne yapmış oldu komite, bizim de görüşümüzü almış! Bu da şovdan ibaret süreçtir… Tüm bunlar düşünüldüğünde içerik silikleşmekte, iradesi olamayan bir yapıda bu maddelerin uygulamasının da yıllar alacağı anlaşılmaktadır. Anayasada olan birçok hakkın uygulamasında da birçok sorun yaşandığı ortadadır… Bu nedenle bu anayasa değişiklik sürecinde taraf yapılmadığımız gibi onaylanma sürecinde de taraf olmamızın bir anlamı yoktur…”
Kanatlı, hayır kampanyasını başlattıklarını, diğer yapılarla birlikte veya yalnız bu kampanya önümüzdeki süreçte yükseltmekte kararlı olduklarının altını çizdi…
Daha sonra YKP Yürütme Kurulu üyesi Faika Deniz Paşa YKP Parti Meclisi kararını okudu.
Parti Meclisi kararı şöyle:
YKP Parti Meclisi, referanduma sunulması kararlaştırılan Anayasa (değişiklik) Yasasında,
- Taslakta bulunan, bulunması istenen,
- Geçici 10. Madde’nin kaldırılmaması,
- Uluslararası konvansiyon ve mahkeme kararlarında net şekilde düşünce özgürlüğü kapsamına alınan vicdani ret hakkına anayasal güvence getirilmemesine
- İnsan hak ve özgürlüklerini genişleten birçok düzenlemenin son halinde yer almamasına ve bu konularda mevcut iktidar olduğu iddiasında olanların tutumu ile ilgili bilgi verilmesine,
- Cinsiyet, cinsel yönelim ve toplumsal cinsiyet kimliği temelli ayrımcılığın yasaklanması ile ilgili hiçbir adım atılmaması, kadın ve devlet arasındaki ilişkinin korumacı – paternalist biçimde kalmasına,
- Bunlarla beraber,
- İnsan hak ve özgürlüklerinin anayasa mahkemesi denetimine açılmasının,
- Kişisel dava açma hakkının çevre gibi toplumsal konularda yardımcı olacak şekilde sağlanmış olmasının,
- Tüzük ve yönetmeliklerle yapılan yasadışılığa karşı yasallık denetimini getirmiş olmasının takdir edilmesine rağmen,
- Ancak düzenlemede,
- Üniversite özerkliğini hiçe sayan bir YÖDAK maddesi ile devletin gençliği ve bilimi kesin emri altına alma hakkına kavuşmasının sağlanması, (Madde 131A)
- Belediye Başkanı yerel bütçeyi yüzde onundan az zarara uğratırsa affedileceğini ima eder gibi yanlışlıkların olması, (Madde 119 (5))
- Yargının kendini yönetme hakkının azaltılmasını içermesinden,
- Anayasayla çözülmemesi halinde yönetim sisteminin hesap sorma ve yolsuzlukları önleme olanağının bırakılmadığı mevcut durumun sürmesine,
- Sayıştay ve Ombudsman ile ilgili değişikliklerin kozmetik olarak kalmasına, Sayıştay’ın bütçe kesin hesabını zamanında sunması bile iki yılın sonuna bırakılarak denetlemenin anlamsızlaştırılmış olmasına,
- Kurumların iç denetim, şeffaflık ve anında bilgi verme işlevi kazanmasına dolayısıyla halkın denetimine açılmasına olanak sağlanmamasına,
- Çalışanın başarı göstergelerinin saptanıp değerlendirmenin yapılmasına ve testiyi dolu getirenin kırandan ayrılmasına çare önerilmemesine,
- Değişikliğin hazırlanış ve sunuluş şeklinin anti-demokratik olmasına,
- Anayasanın, özünün korunduğu, yapılan düzenlemenin ise göz boyamadan öteye geçmediği ve statükonun çalışmasında fark yaratmadığı, rejiminin işleyişinde değişiklik yaratmayan bir çabadan öteye gitmemesine
dayanarak ve diyalog yaparmış gibi davranıp YKP’nin ve diğere muhalif kesimlerin görüşlerine en küçük değer verilmemesini kınayarak, ret oyu vermeyi kararlaştırmıştır.
Bu çerçevede YKP Parti Meclisi halkımızı HAYIR demeye çağırmaktadır…
Bu nedenle YKP Parti Meclisi HAYIR KAMPANYASI için gerekli çalışmaları yapmak, Parti Yürütme Kurulu’nu görevlendirir.
