Türkiye’de Manisa Soma’da bir maden ocağındaki yangında yüzlerce emekçi hayatını kaybetti, yüzlercesi yaralandı.
Kazaların özellikleri öngörülemez ve önlenemez olmalarıdır. Bu nedenle, güvenlik ile ilgili sorumlulukların yerine getirilmemesi sonucu olan bu olay kaza değil cinayettir! Sistemin yarattığı faillerin, sermayenin, emekçilerin emek ve hayatlarına dair kendi çıkarları doğrultusunda yaptırım uygulama hakkı olmamalıdır.
Bu cinayetin sorumluları aşikardır: sermaye, neo-liberal politikalar ve bunu uygulayan AKP iktidarıdır! Madendeki özelleştirme, sermayeye aktarılan kömür madeninde çalışma yaşamı tek amacı kar elde etmek/artırmak olan sermaye lehine düzenlenmesi, kar elde etmek uğruna emeğin güvensizleşmesi, iş sağlığı ve güvenliğinin hiçe sayılması ile sonuçlandı. Kıbrıs’ın kuzeyinde de Türkiye’nin AKP hükümeti ve buradaki işbirlikçileri tarafından halkın kamu işletmeciliğinden soğuması için yoğun bir çaba sarf edilmekte, kamu kurum ve kuruluşlarının nakdi birikimi devlet için ucuz finans kaynağı olarak kullanılmakta, kurumlar yatırım ve teknolojik gelişimlerden yararlandırılmamaktadırlar; verdikleri hizmet kalitesi düşürülerek ve zarar ettirilerek özelleşme lehine kamuoyu oluşturulmaya çalışılmaktadır. Kıbrıs’ta da, dünyada da neo-liberal dayatmalara isyandayız!
Coğrafyamızda gece kulüplerinde çalıştırılan Judy Nafwele ve Marianna Cojocaru’nun ölümlerinden sonra sorduğumuz soruyu Manisa’nın Soma ilçesinde Soma Kömür İşletmeleri A.Ş’de çalıştırılan emekçiler için de bir kez daha tekrarlıyoruz: “Kimin bedeni var olmaya, kimin ölümü araştırmaya, kimin katilleri cezalandırmaya değer?”