arşivUlus Irkad12 Eylül’e doğru Türkiye ve Kıbrıs -15- - Ulus Irkad
yazarın tüm yazıları:

12 Eylül’e doğru Türkiye ve Kıbrıs -15- – Ulus Irkad

279 Takipçiler
Takip Et

Yeniçağ podcastını dinleyin

ulusKuzey Kıbrıs’ta 28 Haziran 1981 tarihinde yapılan genel seçimler de ne yazık ki 12 Eylül 1980 Darbesi’nin gölgesinde geçecekti. Seçimlerden önce gene Türkiye Sağ basını Kuzey Kıbrıs’taki egemen elitin de yardımları ve yanlış istihbaratları ile yönlendirilecek, buradaki sol karartmaya uğrayacak, 12 Eylül darbecilerinin dikkatleri seçimlere yönlendirilerek egemenleri ve rejimi destekleyen partilerin seçimler sırasında fazla oy kaybetmemelerine çalışılacaktı. Seçimler eğer Türkiye’deki militer rejimin beklediğinin aksine sonuçlanırsa, son tedbir olarak askerlerin müdahalesine çalışılacaktı ki seçimler sonrasında bu durum hemen oluştu, zaten bunun geri planını hazırlamak için, daha seçimler sırasında propagandalara girişildi. Arif Hasan Tahsin’in  aşağıdaki değerlendirmesi bu süreci açıklamaktadır:

1981 DARBESİ ( 14 – 15 Haziran 1998, Avrupa Gazetesi, Arif Hasan Tahsin)

“İlk Öğretmenler Günü’nde Denktaş Bey’e yaptığımız ziyarette Denktaş Bey, benim hapsedilmem konusu dışında bir de 1981’de yapılan Federe Devlet Başkanlığı seçimi üzerinde durdu. Denktaş Bey’in “tüy farkıyla kazandı” dedikleri seçim var ya, işte o seçim.

Hani bazıları “Denktaş Bey o seçimi kazanmadıydı” da derler ya, işte o seçim. Kıbrıslı askerlerin oy kullanmaları engellendiydi ya, işte o seçim.

Dört bin sekiz yüz (4800) oy yani…1980 yerel seçimlerinde %95’in üstünde muhalif  iki partiye giden oylar yani…

Konuyu açan Denktaş Bey sonuçta, gene da işte Devlet Başkanı’nız benim “ diyerek noktayı koydu. Bana sorarsanız, 1981 seçimlerinde, Devlet Başkanlığı seçimlerinde ilan edilen sonuç doğru muydu, değil miydi bilmem. Bildiğim şu: Oyların sayılmakta olduğu gece, ve “Devlet Başkanlığı Sarayının havuzunun başında Denktaş Bey durumu endişe ile izliyor” haberinin Lefkoşa sokaklarına yayıldığı sırada, en yüksek bir kademede bir kamu görevlisi, şu haberi vermişti: Büyükleçi emir verdi. Denktaş Bey Devlet Başkanı ilan edilecek: biraz sonra, gereği yapıldı.

Ancak, şunu kesin olarak söyleyebilirim: 1981 seçimlerinde Kıbrıslı Türklerin çoğunluğu Denktaş Bey’i seçmedi. Bu gerçeğin iyice anlaşılabilmesi için, 22 Şubat 1985’te Kurucu Meclis’te yurttaşlık konusu görüşülürken yapılan konuşmalardan bazı açıklamalar yapacağım.

Bu konuda Kurucu Meclis’te 22 Şubat 1985’te yapılan görüşmenin tutanaklarını olduğu gibi “Geçmişi Unutmadan Geleceğe Bakmak” kitabında yayınlamıştık. Daha geniş bilgi için bakılabilir. Denktaş Bey’in 1981 seçimlerinde Kıbrıslı Türklerin çoğunluğu tarafından seçilmediği, andığımız Kurucu Meclis oturumunda Rahmetli Raif Denktaş ile İsmail Tezer’in yaptıkları konuşmalardan açıkça anlaşılmaktadır. 22 Şubat 1985 Cuma günü yapılan Kurucu Meclis’in sabah oturumunda, Denktaş Bey’in oğlu Rahmetli Raif Denktaş benden sonra söz almış, ve aynen şunları söylemişti: Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; hükümetimizin muhterem üyeleri; 76 seçimlerinden 81 seçimlerine, giderken daha önce de belirttiğimiz gibi seçmen sayfasında anormal artış görüldüğü takdirde dünya basınını Kıbrıs’a çağırıp bu seçim maskaralıktır, Türkiye’den getirilmiş, ithal edilmiş, seçmenlerle bu oyun oynanmaktadır diyeceğiz. Onun için hükümetin özellikle hiçbir üyesinin, şu anda ben Sn. Orhan zihni hariç dinlemediğini de takip ediyorum. Hükümetin altında bulunduğu sorumluluk çok büyüktür çünkü dış politika açısından Kıbrıs’ta seçim iddiasında bulunurken bir taraftan da bizi dünyaya karşı bu seçimin maskaralık bir seçim olduğunu söyleyecek derecede önlerine geleni habire yurttaş yaparak seçmen ithal etmek yolu mutlak surette kesin olarak terkedilmelidir ve Meclis’e de yapabileceğimiz en güzel tavsiye Sn. Durduran’ın önerisini kabul edip de bu yetkiyi doğrudan doğruya Meclis’e devretmektir. Çünkü bu memleketin sosyal dokusu değişmektedir, kötüye doğru ve buna şu ya da bu şekilde son veilecektir. Biz yasal ve barışçı yollardan son verilmesi gereğine inanıyoruz. Çünkü bizim ne kaybedecek bir şeyimiz vardır ne de başka gidecek yerimiz. Bu memlekete sahip çıkacağız ve bizimdir diyeceğiz. Önüne gelen gelip bunun içerisinde vatandaş olamaz. Hükümetimiz maalesef şimdiye kadar böyle yapmıştır. Şimdi Meclis’in yapması gereken işte bu yetkiyi almak ve hükümetin elinde bırakmamaktır. Bugünden seçmen listelerinin askıya çıktığı güne kadar yapılacak olan her yurttaş kasıtlı olarak, seçim maksadıyla yapılmış ve seçmen yapılmak için yurttaş yapılmış kişidir. Ve büyük tepki göstereceğiz, ikaz ediyoruz çok büyük tepki göstereceğiz, dünya basınında tepki göstereceğiz ve hiç de hoş olmayacak mesuliyetine sahip olan bir hükümet bu konuda artık yurttaş yapmıyorum, seçimden sonra demelidir ve eğer bunu demezse bu Meclis’de dünya basınında da bu konu gündeme getirilecektir. Çaresi budur. Çünkü başka bir şekilde sizleri ikaz ediyoruz, durmuyorsunuz, uyarıyoruz, durmuyorsunuzsoru soruyoruz, yuvarlak cevaplar veriyorsunuz. Ama bu da böyle gidiyor. Bunu durduracağız beyler.”

Özel Tahsin (Yerinden)- Şantajdır.

Raif Denktaş (Devamla)- Evet bunun adı…

Taşkent Atasayan (Yerinden)-Tehdittir.

Raif Denktaş (Devamla)- Tehdittir. Doğrudan sizi tehdit ediyorum.

Sesler- Vay canına, vay.

İsmail Tezer (Yerinden)- Kim kimi tehdit edecek?

Raif Denktaş’tan sonra sözü Aytaç Beşeşler aldı. Aytaç Beşeşler, Türk Silahlı Kuvvetlerinden emekli bir subaydır.

Aytaç Beşeşlerden sonra sözü İsmail Tezer aldı. İsmail Tezer de Türk silahlı Kuvvetlerinden emekli bir subay idi. Albaylıktan emekli hatırladığım. Ve, Türkiyeli oylara hitabetmek amacıyla bir parti kurmuş, böylece, 1981 seçimlerinde Federe Meclis’e Milletvekili seçilmişti.

İsmail Tezer’in konuşması aynen şöyle: “Sayın Başkan, Sayın Meclis üyeleri; biz bütün Türkleri, ister Rusya’dan gelsin, isterse Amerika’dan gelsin, isterse Bulgaristan’dan gelsin, kapımız Türkiye’ye açıktır. Türk demek manasını bilmeyen bir insanın, saçma sapan konuştuğu bir insanın, neyi düşündüğünü ve kimlerin duyduğunu bütün gizlilikli, efendim Birleşmiş Milletlerin basınlarını getireceğinden bahsettiğini daha biraz evvel gazetede Türkiye’nin barışı sağlayacağını söyleyen bu kimse bir de başkan olmuş. Nasıl başkandır bilemiyorum. Orda gördük. Parti başkanı. Parti başkanı değil de bok olamaz.”

(Gülümsemeler)

Hüseyin Celal (Yerinden)- Müdahale edin efendim.

Alpay Durduran (Yerinden) Mecliste olduğunuzu unutmayın

İsmail Tezer (Devamla)- Arkadaşlar; biz bu ailenin en iyi şekilde…

Erdal süreç (Yerinden)- Sayın Başkan…

İsmail Tezer (Devamla)- Bir dakikanızı istirham edeceğim, bir dakikanızı lütfen. Onun verdiği hakaretleri görmüyor musunuz?

Başkan- Akşamdan kaldı o temizliği herhalde temizlenir sayın üyeler.

Dr. Ata Öncel (Yerinden)- Ama burada temizlenmesin.

Özker Özgür (Yerinden)- Lütfen.

İsmail Tezer (Devamla)- Denktaş’ı desteklemek için 1981 senesinde kendisi de bilirler, saat 12.00’de Denktaş’a telefon ederek kazandınız diyen benimdir. Köy köy dolaşarak hürmet ettiğim bu kimsenin oğlu olarak teessüf  ediyorum. Ve bu aileyi çökertmek için ne lazımsa yapmaktadır bu adamcağız.

Alpay Durduran (Yerinden)- konuya gelelim.

İsmail Tezer (Devamla)- Bizde Türkiyeli Kıbrıslılık yok. Ve bugün muhakkak biliyorsunuz ki arkadaşlar, tekrar etmek istemiyorum, Türkiye’nin yardımı olmamış olsa Kıbrıs olmaz. Onun için biraz izahlı düşünelim.

Raif Denktaş (Yerinden)- Seni de çekeceğiz bunun karşılığı olarak ha. Bir dakika, biraz vicdanlı düşünelim, dejenerelik yapmayalım, NATO’ya gidecekmişim, babana git, nere gidersen git.

Özel Tahsin (Yerinden)- Biz onu çekeriz da.

Başkan- Sayın Kotak.

Hüseyin Celal (Yerinden)- Korkusunu nasıl temizleyece…

(Gülüşmeler)

Raif R. Denktaş (Yerinden)- Sanki Türkiye’nin temsilcisidir burda. Hastürk.

Denktaş Bey’in 1981 seçimlerinin sonuçlarından memnun olmadığı açıktı. Zaten kendisi de bunu ilk günden gizlemedi. Ama kendi seçimi yerine genel konuşuyordu kamuoyuna…”Sol güçlendi tedbir almak gerekir” şeklindeki sözleri 1981 seçimlerinden hemen sonraydı.

-DEVAM EDECEK-

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
334AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin