YKP Yürütme Kurulu, Avrupa Parlamentosu seçimlerini değerlendirdi. Konu ile ilgili açıklama şöyle:
Avrupa Parlamentosu seçimleri sürecinde onlarca samimi olmayan davranış arka arkaya yaşanmaktadır.
Kıbrıs’ın kuzeyindeki kimi siyasi yapılar tepkiler ortaya koyup Avrupa Parlamentosunda Kıbrıslı Türkler için 2 sandalye ve kuzeyde ayrı seçim talep etmektedirler…
Kıbrıs’ın kuzeyinde AB’nin hiçbir birincil hukukunun yasal düzenlemeleri uygulanmazken, Avrupa Parlamentosunun herhangi bir çalışmasının Kıbrıs’ın kuzeyinde faaliyete geçmesi için kimse kılını kıpırdatmazken, koltuk olunca ‘biz de isterik’ diye bağırılması samimi bir davranış değildir.
YKP, defalarca çağrı yaparak emek alanındaki AB dokümanlarının kuzeyde geçerli olması için çalışma yapılmasını talep etmiştir. Avrupa Sosyal Şartı için birçok girişim yapılmış ama Çalışma ve Sosyal Güvenlikten sorumlu bakanlıklar bu taleplere sadece kulak kapatmışlardır…
Ayrı seçim talep eden TDP, UBP ve DP ise Avrupa Parlamentosunda hangi grup ile ilişkileri olduğunu dahi açıklamamışlarıdır. UBP ve DP ismini sevdiği için liberal demokratlarla ilişki kurmaya çalışmışlardı, tıpkı Kıbrıs’ın güneyinde Demokratik Parti (DİKO) gibi ama onlar da en son soluğu Sosyalist grupta aldılar… UBP ve DP’nin de liberal gruba girmesi halinde çok yakın bir zamanda soluğu başka gruplarda alacakları kesindir çünkü liberal demokratların siyasal düşünceleri ile ilgilenmeden yalnız ismini beğenerek dâhil olmaya çalıştıkları açıktır. TDP’nin ise Sosyalist Grup ile yakınlığı vardır ama bu yönden bir girişim yaptıkları henüz duyulmadı…
CTP ise Sosyalist Grup içinde çalışmalarını yürütmekte ama yalnız toplantıya gitmesinin haberini yapmaktadır. CTP liderliğinin Sosyalist Grubun diğer konularla ilgili Avrupa Parlamentosundaki çalışmalarını Kıbrıs’ın kuzeyine taşımak gibi bir niyeti yoktur…
Kıbrıs’ın kuzeyinde uzun zamandır yasal değişiklik için kurulan komiteler dışında Avrupa Birliğinin adı pek geçmemektedir. Yasal düzenleme çalışmaları ise o kadar seyrek olmaktadır ki, bu hızla yüz bin sayfalık AB müktesebatının bu yüzyıl içinde tamamlanmasını kimse beklemez olmuştur… Avrupa Parlamentosu çalışması için 2 vekilin Brüksel ziyaretinden öteye giden bir şey yoktur.
Tam da bu nedenle seçime aylar kala yapılan açıklama ve girişimler yasak savmak ve ‘isteriz’ demekten öte bir anlam taşımamaktadır.
Ayni şekilde Kıbrıs’ın güneyindeki yönetimin de seçime 2 ay kala yasal değişiklik yapması yasak savmaktan başka bir anlam taşımamaktadır. Son iki seçimde yaşanan sorunlar bilinmektedir. Kıbrıs’ta üçüncü Avrupa Parlamentosu seçimlerine hazırlanıldığı koşullarda alelacele sırf Brüksel’dekilerin gözünü boyamaya yönelik değişiklik yapılması işlerini de yüzlerine gözlerine bulaştırdılar…
Kıbrıs Cumhuriyeti meclisinden son geçen Avrupa Parlamentosu seçimi yasası değişikliğinde o kadar fazla bilinmeyen unsur var ki, Kıbrıslı Türklerin çoğu kimlerin otomatik kayıt olduğunu bile bilemememektedir. Zaten kuzeydeki manipülasyonlarla kafası karışan seçmen, bir de yasal değişiklikteki bu belirsizlikle daha fazla seçimden soğutulmaktadır.
Avrupa Parlamentosu seçimi bittikten sonra herkesin kazanacağı kesindir! Kıbrıslı Türk liderliği ve peşindeki siyasi yapılar az sayıdaki katılım ile ayrı seçim lobisini sürdürecek, Kıbrıs Rum liderliği ve peşindeki siyasi yapılar ise “Kıbrıslı Türklere hak verdik, kullanmadılar, ayrılıkçı yapıyı isterler” propagandasını devam ettireceklerdir.
Tüm bunlar Avrupa Parlamentosu seçimlerindeki ikiyüzlü davranışlardır.
YKP, bu ikiyüzlü davranışları kabul etmez…
YKP, seçme seçilme hakkı olan herkesi etnik farklılık temelinde değil, Avrupa Parlamentosundaki grupların ideolojik pozisyonlarına bakarak kendi ideolojik yaklaşımları çerçevesinde gidip oy vermeye çağırır…