yaklaşımlarAlpay DurduranOsmanlı Memlukleri – Alpay Durduran
yazarın tüm yazıları:

Osmanlı Memlukleri – Alpay Durduran

279 Takipçiler
Takip Et

Yeniçağ podcastını dinleyin

durduran2Türkiye’de AKP yerini sağlam tutuyor. Bir taraftan anlayışına uygun gördüğü bir kişi özgürlüklerini artırma çabası gösteriyor diğer taraftan dindar nesiller yetiştirmek için ısrarlı bir çaba içinde bulunuyor. Uygulamada da Batı’dan örnekler alarak kişi özgürlüklerine yani özel yaşama müdahale ediyor.

Bunlar hem Batı tipi devlete ters hem de AKP’ye yakıştırılan dinciliğe ters gidiyor. AKP’nin çok ileri gitmekten korktuğunu söyleyenlere ve iç ve dış dinamiklere açıkça meyan okuyamadığını söyleyenlere hak verir gibi davranıyor.

Dış ilişkilerde de Batı ile sıkı ilişkiyi sürdürme ama ayni zamanda İslam dünyasına müdahaleye kadar giden içli dışlı olamaya yönelmekle ve mikro milliyetçilik dediği ve eleştirdiği Türk milliyetçiliğine meydan okumakla çelişiyor.

Bunları serbest ekonomi yani neoliberal ekonomiden menfaat görenlerin partisi olmaya bağlamak olasıdır. Çeşitli izah tarzı ve çelişkilerin ona bakış açışına göre değerlendirilmesi gereği yazılıp çiziliyor. Dinci olmayan yandaşları da çelişkileri sorun etmeyen tutumlar sergilediğine göre kendiyle çelişen insan çok veya çelişmeyen yok da pati mi kendiyle çelişmeyecek demek mümkündür.

Benim bu çelişkilerin sonunda nelere gebe olduğuna ışık tutmak olacak.

Dinciler yani yaşamı ve yaşamını dine göre belirlemek isterlerse din onlara aç kitabı oku ve kitaba göre devlet kuran ve yaşamı düzenleyen peygamber ve halifelere bak her şeyi bulursun anlayışındadırlar. Kitapta bulamadığını ondan sonra uygulananlara bakarak bulmaya çalışanların bir örneği Mısır’ın ünlü üniversitesi El-Ezher mezunu ve Mansura üniversitesi profesörlerinden Muhammed Ammara’dır. Kitabını TC Milli Eğitim Bakanlığı kitap fuarında buldum. Laiklik ve Dini Fanatizm Arasında İSLAM DEVLETİ ADLI kitabında tam dincinin benimsediği bir yol izliyor. Dine uygun devlet ve yaşamı Peygamberin kurduğu devlet ve toplum esas alınmak üzere sonraki dört halife zamanının devlet yaşamını önemle ele alıyor. Ancak kitabının açıklamasında o kadar çabuk genişleyip yayıldı ki bu dönemde “merkezden başlayarak genişleyen İslam coğrafyasına İslam’ın ilkelerini yerleştirmeye çalışmış fakat bu kısa süre ve acil problemler arasında yasalarını sabitleştirip kurumlaşmaya tam olarak fırsat bulamadan sapmaya uğramıştı” diyor.

Kısacası Dr. Muhammed Şeriat diye bir külliyatın ortada bulunmadığını tamamlanmadan bozulmaya gittiğini söylüyor ama bu kelimelerle değil. “Yasalarını sabitleştirip kurumlarını tam olarak bulamadan sapmaya uğramıştı” diyor. Ne yasalar bir kül olarak sabitleşti ve de kurumları tamamlanmadı diyor da adını koymuyor. Çıkıp da Şeriat diye tam bir külliye yoktur dese, kurumları tamamlanmamıştır dese dinsizlikle suçlanacak.

Onun için AKP şeriatı ararsa bulamayacak; diğer arayanların bulamadığı gibi…

AKP bunu görmüş de Batı hukukunu izlemeyi sürdürmüşse yani Batı ve olabildiği kadar laik Türkiye’nin güçlerinden ve hatta seçimde aleyhine işleyecek korktuğu için değil de bilinçli olarak izlemişse dincilere ihanet içine girmiştir. Devam etsin şikâyetimiz yok.

Milliyetçiliğe saldırılarına bakarsak orada da ümmetçilik yaptığı söylenir. Dr. Muhammed kitabında Osmanlı devletini Memluk devleti sayar. Haçlı seferleri sırasında Batı’nın İslam dünyasını yakından tanıdığını ve uzun savaşlar sonunda geri çekilip gittiğini ama geldiğinde uygarlıkla ilgili hiçbir şey getirmediğini çünkü İslam dünyasını ondan ileri olduğunu belirtir. İlave ederek giderken Yunan bilim ve felsefesinin ve İslam dünyasındaki ilerlemelerin unsurlarıyla torbalarını doldurduklarını hatırlatır. Tabii arkasından bugün neden İslam dünyasının geri kaldığını da izah etmesi gerekliliği ortaya çıkmıştı. Orada da suçlu olarak Osmanlı Memlukleri devrinin bilgisizliği ve geri kalmışlığını gösterir.

Dr. Muhammed neden memlukler der? Neden buna gerek duyar iyice anlamalıyız.

Nasıl bugün bile geri kalmışlığın nedenini Batı’nın saldırı ve sömürüsü ile izah etmek geçer akçe ise Mısırlı da diğer Arap devletleri de 13. Asırdan sonra İslam dünyasının geri kalmışlığını Memluklere bağlar. Memluk adı ilk kez Türk memlukleri diye Mısır’da geçer. Türkleri Orta Asya’dan esir veya satın alıp getiren ve hizmetçi veya asker yapan halifelik zamanlarında onların sonunda askeri ele geçirip Sultanları devirmesini memluklere bağlar. Türk memluklerini kısa bir süre sonra Çerkez memlukleri devirip ta Yavuz Selim zamanına kadar Mısır’da saltanat sürerler. Sonrası bilinir; Mısır Osmanlı devletinin bir parçası olur. Dr. Muhammed, Osmanlı’yı da Türkleri yabancı ve esir ve satın alınmış insanlar olarak değerlendirip memluk devleti sayar.

Arap dünyası geriliği memluklere bağlarken milliyetçilik mi yapar? Siz karar verin. Amma bilelim ki hepsi de geriliğini Türklere atfeder.

AKP ümmetçilik yaparken Arapların milliyetçiliğinin ümmetçilik olmadığını başı tokuşunca anlayacaktır. Osmanlı sultanlığı Arapları mümtaz millet olarak görür ve ayrıcalıklar tanırdı ama Arap için bunun önemi yok. Geri bıraktıran yabancılar olarak onları anarlar.

Ümmet, İslam’a geçen herkestir diyen dinciler ve AKP bu gerçek karşısında İslam’a geçmiş ama hala daha ümmete katılamamış ve memluk yani yabancı kalmış insanlara ne der? Sus da gülle geçsin mi?

Türk milliyetçiliği Birinci Dünya savaşında sonra kendine Türk demeyi gerekli görmüş olanların çabası sorasında uzun uğraşlarla bunu kabul edenlere benimsetilmiştir. Batı Osmanlı diyarına Türkiye, halkına da Türk demiş olduğu için Batı’dan arzuya dayanan veya dayanmayan bir kabul görmüştür. Hatta bu diyarlardan ve Arap dünyasından kendine Arap demeyen insanlara Müslüman olmasa bile Türk demiştir.

Onun için Türkiye vardır ama bugünkü dincileri Türkiye lafından hoşlanmazlar çünkü cennete gitmenin şartı Ümmet-i Muhammet olmaktır.  Mekke’ye giderler kendilerine memluk diyenlere kıskançlıkla bakarlar.

Yaman bir çelişki var. Türkiye’de toplanan milyonlarca göçmen de Türk olmuş ama dinciler insan olmayı kabul edemeden Arap olmaya aşık olmuş durumdadır.

Arapça ve tarihi gerçekler nedeniyle farsça baş tacı edilirken Türkçeye hakaret etmek dincilerin huyudur. Dr. Muhammed’in kitabını bulduğun MEB fuarında kitapların çoğu Arapça öğretmeye yönelikti ve Türkçeye söven kitaplar bol bol sergilenmişti.

Bakalım Cumhuriyet diye anılan çağın Türkiye’si bu vartayı nasıl atlatacak?

Dr. Muhammed kitabının son bölümünde laikliğin İslam düşmanı olduğunu ve İslam’ın ona ihtiyacı olmadığı sonucuna varır. AKP de o sonuca varacak mı göreceğiz.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
318AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin