Kıbrıs Türk İnsan Hakları Vakfı Başkanı Emine Çolak son günlerde gündemde olan işkence konusuyla ilgili olarak Gazete360’a açıklamalarda bulundu.
Kendilerine gelen işkence şikayetlerini yazılı bir müracaatla savcılık ve polise ilettiklerini belirten Çolak, konunun ciddiye alınmadığını söyledi. İşkencenin ‘İnsan hakları karnemizde kara bir leke’ olduğunu ve resmi kurumlar tarafından ciddiye alınmayıp, kabul edilmemesi halinde işkencenin kurumsallaşma tehlikesi olduğuna dikkat çekti.
Polis ve Savcılık ciddiye almıyor
KTİHV Başkanı Emine Çolak kendilerine ulaşan şikayetleri yazılı bir şekilde polis ve savcılığa başvuru şeklinde ilettiklerini fakat bunun karşılığında konunun gereken ilgiyi görmediğini ifade etti. Çolak: “Arzu ettiğimiz şeklide ilgi görmüyoruz. Raporlandırılma istiyoruz. Ama konunun ciddiye alındığına dair yanıtlar yok. Bu çok tehlikelidir” dedi.
“İşkenceci polisler dokunulmazlık hissedecek”
Şikayetlerin ciddiye alınmaması durumunda işkencenin de devam edeceğini ifade eden Çolak, bu durumun polislerin kendilerini dokunulmazlık altında hissetmelerine neden olacağını söyledi.
“Çünkü işkenceci polis kendinde dokunulmazlık hisseder. ‘Ben ne yaparsam yapayım bana bir şey olmaz’ der ve sistem de bunun içselleştirilmesini sağlar” diyerek, söz konusu durumun önüne geçilemediği taktirde tehlikeli boyutlara ulaşacağına vurgu yapan Çolak, “O zaman işkencenin önüne geçilemeyecek. Birçok kişi bundan mağdur olacak. İnsan hakları karnemizde kara leke olarak kalmaya devam edecek” dedi.
“Soruşturma yapılmalı”
Yapılan her şikayetin ciddi bir şekilde soruşturulması gerektiğinin altını çizen Çolak, “bulgulara dayalı gerekli yaptırımlar mutlaka yapılmalı ve yapıldığı görülmelidir” dedi.
Yöntem ve biçim itibariyle çok zor bir süreç olduğunu ifade eden Çolak şunlara değindi:
“Bu insan hakkı ihlalini yapan kişi, yargıcın önüne çıktığında yanınızda duran kişidir. Devlet hastanesine götürüldüğü zaman devletin polisi ile devletin doktoru tarafından raporlar düzenlenecek ama bu ne kadar bağımız ve sağlıklı olabilir.”
Çolak, bu konuda yapılabileceklerle ilgili Türkiye’de bu alanda sağlanan önemli ilerlemeler ve kuralların örnek alınabileceğini söyledi.
Tutuklunun tutuklandığı anda bir doktor raporu temin edebilmesi ve avukatına kısa zamanda ulaşabilmesinin sağlanması gerektiğini belirten Çolak, bu noktalar üzerinde hassas olunması gerektiğini ifade etti.
“Sorun olarak kabul edilmeli”
İşkencenin bir sorun olduğunun kabullenilmesi gerektiğini sözlerine ekleyen Çolak, “ işkencenin bir sorun olduğunu, ilgili meslek kurumlarının, polis örgütünün kabul etmesi gerekmektedir. Sonra da hangi mekanizmalarla bunun önüne geçilecek onu düşünmeliyiz” dedi.
İşkencenin kurumsallaşması tehlikesi
Çolak sözlerine şöyle devam etti:
“Açıkçası şu an devlet yapısında bu yok, hem de Meclis raporlarına rağmen. Polis ve savcılığın ‘bu var olan bir sorundur buna karşı da mücadele etmemiz gerekir’ diye bir noktaya varması lazım. Yoksa hep inkar ve her işkenceciyi nasıl kurtarabilirim şeklinde yaklaşacaklarsa bu artık işin kurumsallaşmasına gider. İşkencenin polis metotlarının bir unsuru olarak kabullenilmesi anlamına gelir.”