toplumsal muhalefettoplumsal hareketlerMaraş için iki toplumlu etkinlik gerçekleşti
yazarın tüm yazıları:

Maraş için iki toplumlu etkinlik gerçekleşti

279 Takipçiler
Takip Et

Yeniçağ podcastını dinleyin

marasMağusa’da Kapalı Maraş yanındaki Laguna bölgesinde bulunan Mağusa Türk Maarif Koleji önündeki araç park alanında “Mağusa Kapılarını Dünyaya Açsın, Kıbrıs’ta Barış Süreci Hemen Şimdi Başlasın” isimli etkinlik düzenlendi.
Barış sürecine destek olmak ve Maraş’ın açılmasını dile getirmek amacıyla düzenlenen iki toplumlu barış konseri ve kültürel etkinliğe, hem Kıbrıslı Türklerin hem de Rumların ilgisi yoğun oldu.
Etkinlikte her iki dilde de barış şiirleri okundu, Arda Gündüz, Hamza Irkad ve Costas Demetriou barış temalı şarkılar söyledi.
Etkinliğe katılan Kıbrıslı Türk ve Rumlar, el ele tutuşarak insan zinciri oluşturdu ve her iki dilde “barış” sözcüğünü haykırdı.
Etkinlik sırasında Kıbrıs’ta savaş kurbanları ve savaş kayıpları anısına bir dakikalık saygı duruşu yapıldı. Saygı duruşu sırasında gözyaşlarına hakim olamayan kişiler olduğu gözlemlendi.
Etkinlikte Mağusa Mülteci Hareketi üyesi Paulos İakovu ve Mağusa İnsiyatifi’nden Mine Güçlüer birer bildiri okudu.
Etkinliğe, Mağusa İnisiyatifi, KTÖS, KTAMS, DEV-İŞ, TIP-İŞ, GÜÇ-SEN, DAÜ-SEN, DAÜ-BİR-SEN, ÇAĞ-SEN, BASIN-SEN, Baraka Kültür Merkezi, TDP, YKP ve BKP destek verdi.

Gecede okunan açıklamanın tamamı şöyle:

Mağusa kapılarını dünyaya açsın, Kıbrıs’ta Barış süreci hemen şimdi başlasın…

 

Uzun bir zaman dilimindeki Kıbrıs Sorununun çözümsüzlüğü dikkate alınarak, bir Barış Projesi Mağusa’dan start almalıdır. Hem de yarını beklemeden, hemen şimdi…

İki toplum liderinin aracılı ya da aracısız, toplumlarını sürece katmadan, yürüttükleri görüşmeler yaklaşık 50 yıldır sürmekte ve bir sonuca ulaşamamaktadır. Adım adım çözüm alternatifleri ortada dururken ve kaybolan güveni yeniden kazandırmaya adayken, bütünlüklü çözümde ısrar etmek, iki taraf siyasetçilerinin de sürekli yakındığı gibi, iki toplumu birbirinden uzaklaştırmaktan ve güven bunalımını derinleştirmekten başka bir işe yaramamıştır.

Toplumlarımızın ve insanlarımızın dışında kaldığı, çeşitli alanlarda işbirliği yapamadığı hatta temas edemediği bir süreçte soruna çare üretmenin imkansızlığı ile bunun bariz sonuçları ortada dururken, Mağusa bölgesi ekonomik, sosyal, kültürel ve yönetsel güç paylaşımı anlamında ciddi bir işbirliği ve yakınlaşma potansiyeli taşımaktadır.

Bu bölgenin yani Mağusa’nın, kuzeyi ve güneyinde yaşayan insanların ve Maraş göçmenlerinin çözüm arzusu diğer bölgelere göre hep daha fazla olmuştur. 2004 yılında yapılan referandum buna işaret etmek bir yana, Mağusa kökenli Kıbrıslı Türkler ile Rumlar geride kalan yıllar içerisindeki ilişkilerini tüm engellemelere karşın başarıyla sürdürebilmişlerdir.

Mağusa’da Liman ve kapalı Maraş kentinin 1974 öncesinde ülkemizdeki tüm limancılık ve turizm faaliyetlerinin % 50’den fazlasına ev sahipliğini yaptığını biliyoruz. 74’ sonrasında ise Liman, Turizme elverişli kıyılar ve Suriçi’ndeki Ortaçağ kenti gibi benzersiz 3 mukayeseli üstünlüğe sahip Mağusa’nın her iki yakasındaki eşsiz potansiyel, “müzakerelerdeki en büyük koz” yaftası ve “bütünlüklü bir çözüm” bahanesi ile atıl kalmaya mahkum edilmiştir.

İşte tam da bu nedenlerden dolayı Mağusa Limanı üzerindeki “yasaklı –illegal” olgusunun kaldırılarak AB gözetiminde uluslararası deniz trafiğinde gerçek yerini alması, Maraş kentinin yasal sahiplerine BM idaresinde devredilmesi, bölgenin askersizleştirilmesi ve bölünmüş kent Mağusa’nın yeniden birleştirilmesi burada karşılıklı diyaloğun; ciddi bir ekonomik, sosyal ve kültürel işbirliğinin önünü açacaktır. Bu işbirliği, Kıbrıs sorununun çözümünde katalizör rol üstlenmeye adaydır. Tüm Mağusalıların ve ada insanının önünde yeni ufuklar açabilecek, ciddi bir dinamikle çözüm yönünde taptaze umutlar yaratabilecek fırsatlar barındırmaktadır.

Kıbrıs Rum Liderliği’nin “Maraş’ı bize vererek jest yapın” ya da Kıbrıs Türk Liderliğinin “Maraş bütünlüklü çözümün parçasıdır” söylemlerini eksik ve yetersiz buluyoruz. Maraş, iki toplumun yaşamın her alanını paylaşabilecekleri bir pilot proje olarak kurgulanmalı ve bütünlüklü çözümle oluşturulacak federatif yapının temellerini atacak pek çok uygulama, iki toplumun aktif katılımıyla burada hayata geçirilmelidir.

Ellerimizi, yüreklerimizi ve türkülerimizi birleştirerek hep bir ağızdan haykırıyoruz: “Mağusa’da Barış, Kıbrıs’ta Barış, Dünya’da Barış!”.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
332AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin