DAÜ-SEN’in açıklaması şöyle:
Bir süre önce Yenidüzen gazetesi ve Kibrispostasi.com siteleri ile diğer basın-yayın organlarında 31 Mayıs 2012 tarihli DAÜ Vakıf Yöneticiler Kurulu (VYK) toplantısı tutanakları yayımlanmıştı. Son dört yılda UBP-Abdullah Öztoprak yönetiminin tüm yaklaşımlarının bir tür özeti olarak algılanabilecek tutanaklarda, akademik personele yönelik cinsiyetçi, ırkçı ve intikamcı yaklaşımlar göze çarpmaktadır. Tutanaklardan anlaşılan Üniversite yönetimi toplantılarda kadın akademik personelin özel hayatını irdelemekte, konuyla ilgili çirkin imalarda bulunulmaktadır. Bunun yanında yabancı akademik personelin milliyeti irdelenmekte ve ‘uygunsuz’ milliyette olduğu kanısına varılmaktadır. Tutanaklar Öztoprak Yönetiminin akademisyenleri, işten nedensiz atarken ne kadar fütursuz olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor.
Ortaya çıkan belgedeki bir başka husus da DAÜ Rektörü Abdullah Öztoprak’ın, akademik kriterlere ve performansa dayalı iş güvencesini nasıl sabote ettiğidir. Abdullah Öztoprak, istediği personeli işten atabilmek için bilimsel kriterler kullanılmasına karşı çıkarak personelimizi cinsel hayatı konusundaki dedikodular veya milliyetine göre işten atmayı tercih etmektedir.
Yayımlanan VYK tutanakları DAÜ tarihinin en utanç verici olayıdır. Hukuk, adalet, mantık ve hakkaniyet gibi kavramlardan uzak olduğu bilinen, kamusal değerlerimizi satan Abdullah Öztoprak yönetiminin aynı zamanda cinsiyetçi ve ırkçı olduğu da ortaya çıkmıştır.
Yeni kurulan CTP-DP hükümetinin önündeki öncelikli sorunlardan biri Öztoprak yönetimindeki DAÜ’dür. Usulsüzlük, hukuksuzluk, tek adamlık, ırkçılık ve cinsiyetçilik merkezi haline gelen DAÜ’de yeniden yapılanma elzemdir. Hükümetin Abdullah Öztoprak’ın yöntemlerine boyun eğmesi, ses çıkarmaması CTP ve DP’nin tüm yaşananlara ortak olmayı kabul etmesi anlamına gelecektir. Adalet, hesap sorma, çağdaşlık ve hukuk arayan halkımız elbet böyle bir hatanın hesabını soracaktır.