Kıbrıs Türk ve Rum tarafından bazı sendika ve siyasi partiler 1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısıyla ortak etkinlik düzenleyecek.
Ara Bölge’de Dayanışma Evi arkasında bulunan futbol sahasında yer alacak olan etkinlik saat 20:00 civarında başlayacak.
Etkinliğe katılmak isteyenlere saat 19:00’da Kuğulu Park ile Solomu Meydanı’nda buluşma çağrısında bulunuldu ve saat 19:30’da etkinlik yerine gitmek üzere yürüyüşe geçileceği belirtildi.
Dayanışma Evi’nde saat 11:00’de düzenlenen basın toplantısında etkinliği düzenleyen sendika ve siyasi partilerin ortak basın açıklaması okundu ve etkinlikle ilgili bilgiler verildi.
KTÖS, KTOEÖS, KTAMS, BES ve DEV-İŞ, PEO temsilcilerinin katıldığı basın toplantısında ortak açıklamanın Türkçesi KTÖS Genel Sekreteri Şener Elcil ile PEO Genel Sekreteri Pambis Kiritsis tarafından okundu.
Ortak açıklamalar okunmadan önce 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde geçmişte düzenlenen ortak etkinliklerle ilgili bir sine vizyon gösterimi gerçekleştirildi.
ORTAK AÇIKLAMA
KTÖS Genel Sekreteri Şener Elcil tarafından Türkçesi okunan ortak açıklamada, küresel, kapitalist krizin sonuçlarından Kıbrıs’daki tüm çalışanların etkilendiği belirtildi ve kurtarma varsayımlarıyla gündeme getirilen paketler aracılığıyla sert kemer sıkma önlemlerinin dayatılması eleştirildi.
İmzacı örgütler
Ortak açıklamaya imza koyan örgütler şöyle
PEO, DEV-İŞ, KTOS, KTOEÖS, KTAMS, BES, AKEL, CTP, TDP, BKP, YKP, EDON, POGO, EKA, ERAS, ÇAĞ-SEN, BASIN-SEN, GÜÇ-SEN, DAÜSEN, DAÜ-BİR-SEN, TIP-İŞ, Barış Derneği, Pir Sultan Abdal Derneği, Proodeftiki İlköğretim Öğretmen Hareketi, Proodeftiki ikinciöğretim Öğretmen Hareketi, Savaşa Hayır Koalisyonu, Limasol Sivil İnisiyatifi, ‘Solution-Reunification-Peace”, “Birleşik Kıbrıs” Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rum Öğretmenler Platformu, Symfiliosi / Uzlaşma / Reconciliation, Yeni Kıbrıs Derneği, Sol Kanat, OKOE, OKOE Gençlik, İki toplumlu Koro, KOOP-SEN, Demokrasi Derneği, KIBES, UCP – United Cyprus Platform of the Overseas Cypriot Organizations, İki toplumlu barış inisiyatifi, İşçi Demokrasisi, EKPE, Tarihsel Diyalog Derneği, KISA, Kıbrıs Barış Konseyi, Özelleştirmeler ve tasarruflara karşı yurttaş inisiyatifi
Ortak açıklama şöyle:
Nazi Almanyası’nın 1939’da insanlığa karşı başlattığı saldırı ile nazizmin ve faşizmin katlettiği milyonlarca kurbanının anısına 1 Eylül Dünya Sendikalar Federasyonu tarafından Sendikaların Dünya çapında Barış için Eylem Günü olarak ilan edilmiştir. Bu gün, her ilerici ve demokrat insan açısından ülkemizde ve dünya çapında barışın hâkim olması hedefiyle verilen mücadeleye çağrı günüdür.
1 Eylül Dünya Barış Günü nedeni ile, insan hakları için, emeğin yücelmesi için, demokrasi için, eşitsizliklerin ve sömürünün olmayacağı daha iyi bir dünyanın inşası için mücadele eden bütün halklara dayanışmamızı ifade ediyoruz. Emperyalizm tarih boyunca, halkların, özellikle alt katmanlarının savaşlar sonucu büyük acılar yaşamasına yol neden olmuş ve olmaya devam etmektedir. Emperyalist Yeni Dünya Düzeni’ne karşı, uluslararası hukukun ilkelerine saygı temelinde dünya barışı için mücadele eden dünyanın her yerindeki barış yanlısı ilerici güçlerle sesimizi birleştiriyoruz.
Bölgemizde ve tüm dünyada halkların kendi ülkelerinde gerçek demokrasi koşullarını talep etme ve bunun için mücadele etme hakkını savunuyoruz.
Günümüzde, dünyanın her yerinde çalışanlar, derin krizin olumsuz sonuçlarını yaşamaktadırlar. Bu kriz kapitalizmin bir krizidir; eşitsizlikleri arttıran, çalışma ilişkilerini dağıtan ve sosyal devletin altını oyan neoliberal modelin krizidir.
Ekonomik eşitsizlikler, sömürü, sefalet ve yoksulluk dünya nüfusunun büyük kesimi için her zamankinden daha da çok artmaktadır. Halklara dayatılan sert kemer sıkma önlemleri, emekçileri bir daha geri dönmemek üzere geride kaldığını sandığımız kötü dönemlere geri döndürmeyi hedefleyen acı bir reçeteden ibaretdir.
İşsizlik, insanların toplu göçünün artması, yeni ırkçılık dalgalarının yaygınlaşması, yaşanan iklimsel değişiklikler ve çevredeki büyük yıkım ile ortaya çıkan büyük sorunlar dünyada dengeleri olumsuz yönde etkilemekte ve dünya barışını tehlikeye sokmaktadır.
Küresel kapitalist krizin sonuçlarından ülkemizin tüm çalışanları da kaçınılmaz bir biçimde etkilenmiştir. Ekonomiyi “kurtarma” varsayımıyla gündeme getirilen paketler aracılığıyla sert kemer sıkma önlemlerinin dayatılması çalışanları köleleştirme ve çalışma yaşamını ortaçağa döndürme çabasından başka bir şey değildir. Kapitalist krizin yükünün işçi sınıfının sırtına yüklenmemesi ve çalışanların çetin mücadelelerle hatta çoğu kez canlarını vererek elde ettikleri kazanımların ve hakların yok edilmemesi için biz ilkeli bir biçimde mücadele etmeye ve mücadeleyi daha da yoğunlaştırmaya kararlıyız.
Bu koşullarda, şoven güçler ırkçılık, milliyetçilik ve neofaşizmi yaygınlaştırmaya teşebbüs ediyorlar. Toplumlar arasında kin ve düşmanlığa geçit vermeyecek bir duruş sergileyip, gereken inisiyatif ve eylemleri emekçiler olarak yaşama geçirmeliyiz.
Dini siyaset aracı haline getiren emperyalist güçler ve onların bölgemizdeki taşeronları şu anda adamızın etrafındaki Suriye, Lübnan, Mısır, Libya, Filistin’de, Irak’ta, Afganistan’da oluk oluk insan kanı akmasına neden oldukları gibi savaş çığırtkanlığı yaparak insanlığı bir yıkıma daha sürüklemeye çalışmaktadırlar.
Çalışanların kazanımlarını yok etmeyi planlayanlara karşı direnişte emekçilerin dayanışması en önemli silahtır.
Kıbrıs’ın karşı karşıya olduğu en ciddi tehlike ülkemizde defakto bölünmenin devam etmesidir. Barış ve ülkemizin yeniden birleşmesi için mücadele, en temel ve acil önceliğimizdir. Yurdumuz bölünmüş bir durumda kalmaya devam ettiği sürece, çalışanların hiçbir kazanımının kalıcı ve istikrarlı olamayacağını biliyoruz.
Kıbrıs’ın yeniden birleşmesi ve askersizleştirilmesi, vasiler ve hamiler olmaksızın, tüm Kıbrıslılar için barış, güvenlik ve refah koşullarının yaratılması için istikrarlı ve kararlı bir biçimde mücadeleye devam ediyoruz.
Zamanın geçmesinin çözüm hedefine değil, tam aksine mevcut durumun kalıcılaşmasına yardımcı olduğunu kaydederek, üzerinde anlaşmaya varılacak bir çözümün bulunması için uluslararası düzeyde ilgili bütün tarafları çabalarını yoğunlaştırmaya çağırıyoruz. Kıbrıslırum ve Kıbrıslıtürk toplumların çıkarı için, görüşmeler sürecinin bugüne kadar üzerinde anlaşmaya varılmış olan konulara saygı gösterilip, bunlara uyarak samimi ve iyi niyetle yeniden başlamasını talep ediyoruz.
Çözüm için ortak zemin mevcuttur; iki toplum arasındaki Doruk Anlaşmaları’nda üzerinde anlaşmaya varılmıştır ve bu BM Güvenlik Konseyi kararları ile de benimsenmiştir.
Hedefimiz, 23 Mayıs ve 1 Temmuz anlaşmaları temelinde tek egemenlikli, tek vatandaşlıklı ve tek uluslararası kimlikli bir devleti öngören ve BM’nin ilgili kararlarında belirtildiği şekilde iki toplumun siyasi eşitliğinin olacağı iki bölgeli iki toplumlu federasyon çözümüdür. Hedefimize istikrarlı bir biçimde bağlı olmaya devam ediyoruz.
Bu, Kıbrıslılara hizmet edecek olan ve yurdumuzu tüm bölgemiz için barış ve güvenlik köprüsü haline getirecek olan çözümdür.
Taksimi ret ediyoruz. Böylesi durumların sonuçları Kıbrıs ve Akdeniz’in geniş bir bölgesi için yıkıcı olur.
Kıbrıs sorununun çözümü ve Kıbrıs’ın yeniden birleşmesi için çalışanların ortak mücadelesi dünya halklarının küresel barış için mücadelesinin bir parçasıdır.
Barışın ve yeniden birleşme hedefiyle, ortak mücadele için tüm Kıbrıslıları 1 Eylül’de yapılacak etkinliğe katılmaya çağırıyoruz. Bu çerçevede çözümle birlikte tüm Kıbrıs’ın askersizleştirilmesi yönündeki tezimizi tekrarlıyoruz.
Çözüm ve ülkemizin yeniden birleşmesinin en önemli öncelik olduğu mesajını güçlü bir şekilde duyurabilmemiz için, bu metinle hemfikir olan tüm örgütleri, sendikal ve örgütlü yapıları seslerini bizimle birleştirmeye çağırıyoruz.