YKP, 17 Temmuz, Çarşamba günü, Girne’de boykot kampanyası ile ilgili ziyaretler gerçekleştirdi, pankart açtı bildiri dağıttı.
Saat 10:00’da Girne Otobüs terminalinden başlayarak açık pazarın kurulduğu alan içinde de yürüyen bir grup YKP’li yol boyu bildiri dağıttılar.
YKP’liler ayrıca “acenta seçimlerini BOYKOT” yazan pankartı bir süre Otobüs Terminali girişinde açarak çevredekilere bildiri de dağıttılar.
Esnaf ile sohbet edip, Girne esnafının sorunlarını da dinleyen YKP’liler, kendilerine sunulan vaatlere ve sloganlara kanıp sandığa gidilmemesini, önlerindeki tek seçeneğin ACENTA SEÇİMLERİNİ BOYKOT olduğunu sohbet ettikleri esnafa ve bölge halkına anlattılar.
Ayrıca, YKP’den yapılan açıklamada “19 Temmuz, Cuma, saat 19’da eski Pronto çemberinde buluşup, Kuğulu Parka şenlikli yürüyoruz… Acenta seçimlerine tepkisi olan herkesi aramızda görmeyi umuyoruz” çağrısı da yapıldı.
BOYKOT BİLDİRİSİ
YKP tarafından dağıtılan açıklamanın tamamı şöyle:
Yeniden önümüze sandık koydular seçin diyorlar, seçilecek olanın iradesi var mı ki seçelim?
Biliyoruz ki bu seçimin sonucu Türkiye’deki asker ve sivil bürokrasinin ihtiyaçlarını yerine getirecek bir acentanın atanmasının onayı olacak!
Hükümetçilik koltuğuna oturacak partiler arasında yolsuzluk, usulsüzlük, siyasi kayırmacılık konularında farklı davranabilecek olan görebiliyor musunuz?
Siyasi iradesini eline alabilecek, bu memleket bizim biz yöneteceğiz diyebilen var mı?
Bunun için fırsatları olanlar, bu iradeyi gösterebildiler mi?
Birçok vekil adayının, birçok kez parti değiştirmesi siyasal ortamın kirlendiğinin ispatı değil mi? Partiler arası transfer olma alışkanlığı edinenlerin ve bu transferleri yapan partilerin bu seçim sonrası da çıkarları doğrultusunda davranmaları olasıdır. Bu kirlenmiş siyasal ortam içinde “meclis” kanalıyla rejimi dönüştürebilecek bir fark yaratılabilir mi?
Demografik yapının bu oranda değiştirildiği, hemşeri dernekleri vasıtasıyla seçimlere açık müdahale edildiği koşullarda demokratik bir seçim düşünmek hayal kurmak değil mi?
Militarizmin sürekli olarak askeri törenlerle kendini hatırlattığı, sokaklarında on binlerce asker, yüzlerce tank, onlarca savaş uçaklarının uçtuğu törenlerin yapılması seçmenin siyasi iradesine müdahale değil mi?
Her şeyin; medyadan, eğitim sistemine, ekonomik sektörlerden askeri konulara TC’nin asker ve sivil bürokrasinin tam kontrolünde olduğu koşullarda özgür ve serbest seçimlerden bahsetmek mümkün mü? Hükümete talip olanlar Kıbrıs sorununu Türkiye’ye havale etmediler mi?
Bu çürümüşlüğe, bu kirlenmişliğe en net yanıt seçimleri boykottur.
İradene sahip çıkmanın eylem hali BOYKOTTUR!
Sokakta, elçilik önünde, meydanlarda, her toplantıda, irademize sahip çıktığımızı gösterdiğimiz gibi şimdi adına seçim denilen panayıra da karşı çıkarak mücadeleyi bu alanda da büyütüyoruz. Eylemlerimizi büyüterek, örgütleyerek, kitleselleştirerek bu rejimi yıkacağız, katıl ki değiştirelim!
Türkiye’nin asker ve sivil bürokrasisinin kurduğu tezgâhı bozmak için, sandığa gitme, tepkini bu alanda da örgütle.
Oyun zayetme.
ACENTA SEÇİMİNE HAYIR DE!