Almanya’da kapatılacak nükleer tesislerden geriye, yüksek radyoaktiviteye sahip tam 17 bin ton atık kalacak. Ve 250 milyon yıl boyunca radyoaktif etkisi süren maddeler Gorleben kasabasında bulunan tuz madeninde saklanacak. Halkın protestoları yüzünden hükümet nükleer atığı gömme işlemini şimdilik erteliyor
Almanya, dört farklı yerde nükleer atıkları depolamak istiyor. Gorleben’de nihai depo yeri olarak planlanan tuz madeninde araştırmalar, 1987’den beri sürüyor. Türkiye’den bir grup gazeteciyle olay yerindeyiz
Gorleben
Yerin 840 metre altına inmek, öyle kolay bir iş değil… Önce bize verilen kırmızı tulumları, kaskı ve botları giyiyoruz. “Acil durum” için herkese bir oksijen takımı dağıtılıyor.
Büyük bir asansöre biniyoruz. Arzın merkezine seyahat, 1.5 dakika sürüyor. Kulak tıkanıklığı ve baş dönmesini atlatınca, tabii klostrofobiniz yoksa, karanlık, nemli tuz tünellerinde dolaşmaya hazırsınız.
Bu tuhaf yolculuğu yapmamızın nedeni, Almanya’nın kuzeyindeki Gorleben kasabasında, nihai nükleer atık deposu olarak planlanan tuz madenini görmek… 2022’ye kadar tüm nükleer santrallerini kapatmaya hazırlanan Almanya, yanmış yakıt çubuklarını güvenli bir yerde saklamanın derdine düştü.
Yeri gelmişken, Akkuyu’da planlanan nükleer santralden çıkacak atıkla ilgili Türkiye’nin hiçbir açıklama yapmadığını hatırlatmak isterim. Hükümet, atıkları Rus firmanın “götüreceğini” söyledi. Ya da Türkiye’nin nükleer atığı satın alabileceğini!
Anlayacağınız, Almanya’nın 30 yıldır uğraştığı ve büyük tepkilere neden olan nükleer atık sorunu, bizde ciddiye dahi alınmıyor…
Neden tuz madeni?
Gorleben, tarımla geçinen, küçük, şirin bir kasaba… Ancak tarımdan ziyade nükleer atıkla anılıyor. Halkın protestoları yüzünden hükümet, nükleer atığı gömme işlemini şimdilik erteliyor…
Kolay mı? Nükleer santrallerden arta kalan ve 250 milyon yıl boyunca radyoaktif etkisi süren maddeler, burada saklanacak!
Peki nihai bir depoya neden ihtiyaç var? Almanya’da kapatılacak nükleer tesislerden geriye, yüksek radyoaktiviteye sahip tam 17 bin ton atık kalacak… Uzun vadede, güvenli bir saklama yöntemine ihtiyaç var. Dayanıklılığı, helikopterden bile atılarak kanıtlanan çelik muhafazaya rağmen, terör saldırısı veya bir doğal afette ne olacağını kimse bilemiyor.
Bu yüzden yerin altına, radyoaktif sızıntı olsa bile bunun etrafa yayılmasını engelleyecek bir jeolojik yapıya ihtiyaç var. Tuz madeni, işte bu nedenle seçilmiş.
Uçağı erken uçurduk
Dünyanın hiçbir yerinde nihai depolama yeri mevcut değil. Almanya’da ise dört depolama yeri belirlenmiş: Morsleben, Asse, Konrad ve Gorleben. Fakat süreç sıkıntılı ilerliyor… Hükümet, 1977’de Gorleben’i depo olarak kullanmaya karar verdiğinde, halka danışmamış. 1987’den beri, bölgedeki tuz çözeltilerinin geçirgenliği inceleniyor. Ancak şeffaf olmayan süreç yüzünden nihai depolama alanı halen araştırma safhasında.
Federal Çevre Bakanlığı’nın “Radyoaktif Işınlardan Koruma Dairesi” yetkililerine “Nükleer santralleri yaptınız, nihai depo için geç kalınmadı mı?” diye sorunca şu cevabı veriyorlar: “Evet, iniş pisti olmadan uçakları uçurduk. Ama bugünkü standartları da 70’lerde geliştirdik. Önemli olan, her türlü hatadan imtina etmek. Tayin edici olan, toplumsal uzlaşı.”
Geçici Depo
– Gorleben’de nükleer atıkların geçici olarak yer üstünde depolandığı tesise de girdik. Burası müthiş güvenlik önlemleriyle korunuyor. (Heinrich Böll Derneği, ziyaretimizden 1 ay önce pasaport bilgilerimizi gönderip onay aldı.)
– Duvarlar, elektrikli teller ve kameralarla çevrili geçici nükleer atık deposuna, tek tek arandıktan sonra giriyoruz. Dev çelik kaplarda (Castor) bekletilen nükleer atıklara en fazla 100 metre yaklaşabiliyoruz…
– Burayı işleten, nükleer enerji şirketlerinin ortaklaşa kurduğu “Gesellschaft für Nuklear Service” (GNS) şirketi. Devlet, sadece kontrol ediyor.
– Geçici depoda, ileri derecede radyoaktif atıkların saklandığı 113 varil, beş tane yakıt çubuğu var. Ağırlıkları toplam 1.800 ton.
– GNS sorumlusu Jürgen Auer, “Castor” varillerinin her türlü tehlikeye dayanıklı olduğundan emin… Madem öyle, neden nihai depo yapılıyor deyince “Çabamız, gelecek kuşaklara yük oluşturmayacak bir düzenleme yapmak” diyor.
– Tek bir Castor varilin fiyatı, 2.2-2.5 milyon euro. Şirket kendi üretiyor, başka ülkelere de satıyor. Sonra da bu “park alanı”nda tutmak için para alıyor. Yani kâr çok büyük.
Yeni bir buz devri riskini hesaplıyoruz
Jeolog Christian Islinger: Bir nükleer reaktörde kullanılmış yakıt çubuklarından uranyum ve plutonyum elde edilebiliyor. Ama Almanya’nın “savaş karşıtı” tutumu nedeniyle böyle bir ihtimal söz konusu dahi değil. Gorleben’de tuz tepkimesi ölçümleri için yıllardır veri topluyoruz. Tuz, suda eridiğinden, dezavantaj. Suyun en az 500 yıl boyunca yeraltına ulaşamama garantisi aranıyor. Jeolojik süreçler önemli.
Geçmişte bölgede üç buz devri yaşandı. 300 bin yıl önce burada kalın bir buz tabakası vardı. Buzullar geri çekilirken oluşan buz dağları çöktü ve su sızdırdı. İklim değişikliği yüzünden denizlerin yükselmesi mümkün. Burada olursa kuyular ve yolların hepsi kapanır. Her şeyi hesaba katmak zorundayız.
Her şeye rağmen, en kötüsü bir nihai depo hazırlamamak. Radyoaktif maddeleri yer üstünde bırakmak, çok daha büyük risk. Nükleer atık çıktıktan sonra ya ara depoda, ya nihai depoda saklanır. Şu ana kadar geçici yapılarda duruyor.
Ara depolar, her nükleer santralde var. Bunlar 40 yıllığına ruhsatlanır. Ruhsat uzatılabilir ama sonrası güvenli olmaz. Nihai depo için bir 8-10 yıla daha ihtiyaç var. Sonra ruhsat süreci başlayacak. Depolama masrafının yüzde 69’unu enerji tedarik edenler ödüyor.